“Kıbrıs müzakerelerinde tarihi fırsat kaçırılmamalı”

Güncelleme Tarihi:

“Kıbrıs müzakerelerinde tarihi fırsat kaçırılmamalı”
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2017 12:32

“Kıbrıs müzakerelerinde tarihi fırsat kaçırılmamalı”

Haberin Devamı

 İSTANBUL, (DHA)- KIBRIS’TA Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde sürdürülen müzakerelerin Cenevre’ye taşınmasının ardından yarın itibariyle açılışını BM Genel Sekreteri António Guterres’in yapacağı beşli konferansta üç garantör ülke olan Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’ın temsilcileri bir araya gelecek. AB’nin gözlemci olarak yer alacağı beşli konferans öncesi değerlendirmelerde bulunan İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “Kıbrıs müzakerelerinde tarihi fırsat kaçırılmamalı” dedi.



Kıbrıs’ta çözüm için oldukça kritik bir viraja girildiğini belirten Zeytinoğlu, “Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’tan oluşan üç garantör ülkenin katılımıyla toplanacak beşli konferans, 1959’da Zürih’te olduğu gibi adanın kaderini tayin edecek önemdedir. Bu süreçte açık konuların kapatılması, toprak düzenlemeleri, güvenlik ve garantiler konularında uzlaşılması halinde çözüm anlaşmasının ana çerçevesinin ortaya çıkması beklenmektedir. Böylece kapsamlı çözüm planının oluşturularak 2017 ortasında eşzamanlı referandumlarda adadaki iki halkın onayına sunulması ihtimali doğacaktır” diye konuştu.



Çözüm için en kapsamlı plan olarak değerlendirilen “Annan Planı”ndan bu yana ilk kez bu denli ilerleme kaydedildiğini belirten Zeytinoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz 19 ayda, masadaki konulardan yönetim ve güç paylaşımı, AB konuları, ekonomi ve Kıbrıs meselesinin en çetrefil başlığı addedilen mülkiyette yakınlaşmalar ileri düzeyde olmakla birlikte, bazı açık konular da bulunmaktadır. Kaydedilen ilerlemeler, açık konulara rağmen çözüme yönelik temkinli de olsa umutlu olmamızı sağlıyor. Bu süreçte, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğinin vazgeçilmez unsuru olan dönüşümlü başkanlığın kabulü, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin sürmesi, iki kesimliliğin güvence altına alınması ve varılacak çözümün AB birincil hukuku olarak kabul edilmesi kritik önemdedir. Adada Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını koruyan, siyasi eşitlik, özgürlük ve güvenlik taleplerini karşılayan adil, kalıcı ve kapsamlı çözümü destekliyoruz.”



“TÜRKİYE’NİN ÖNÜNE YENİ ‘KIBRIS’LAR ÇIKARILMASIN”

Çözümün birçok alanda önemli getirileri olacağını vurgulayan Zeytinoğlu, “Adada çözüm, Türkiye ile AB, Türkiye ile Yunanistan ve Türkiye ile çözüm sonrası tesis edilecek siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu iki kesimli Birleşik Federal Kıbrıs arasındaki ilişkilerin gelişimine katkı sağlayacak, yeni işbirliği alanları yaratacaktır” dedi. Çözümün Türkiye-AB ilişkilerinde blokajların kaldırılmasına önayak olacağını ifade eden Zeytinoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Bilindiği üzere, AB üyelik müzakereleri sürecinde 35 fasıldan 14’ünün açılması ve tamamının geçici olarak kapatılması, AB Konseyinin ve GKRY’nin tek yanlı vetosuyla askıya alınmış durumda. Bu durum, Türkiye-AB ilişkilerinin omurgasını oluşturan katılım müzakerelerinin etkin şekilde işleyememesine yol açmaktadır. Kıbrıs meselesinin çözümlenmesiyle blokaj altında olan fasıllar otomatikman serbest kalacak, katılım müzakereleri sürecinde yeni bir sayfa açılacaktır. Müzakerelerdeki tıkanıklık nedeniyle enerji ve dış politika gibi müşterek çıkar alanlarında müzakere sürecinden bağımsız şekilde yürütülen diyalog mekanizmalarının da sürece entegre edilmesi mümkün olacaktır. Türkiye’nin eleştirildiği alanların başında gelen ancak AB yetkililerinin tüm tavsiyelerine rağmen hâlihazırda GKRY’nin blokajı nedeniyle açılamayan hukukun üstünlüğü ve temel haklar konularını kapsayan 23’üncü ve 24’üncü fasıllarının açılması, bu alanlardaki eksikliklerin giderilmesine ve siyasi reform ivmesinin hızlanmasına zemin hazırlayacaktır. Bunun yanında, Kıbrıs Türk halkının AB içerisinde hak ettiği yeri geç de olsa almasıyla Türkçe, AB resmi dilleri arasına katılacaktır. Kıbrıs meselesi, AB içerisindeki Türkiye karşıtı çevrelerin arkasına sığındığı bir bahane olmaktan çıkacaktır.”

Zeytinoğlu, Kıbrıs’ın AB müzakerelerindeki engel olmaktan çıkmasının ardından başka bazı üye devletlerin veto kullanarak süreci yeniden tıkama ihtimaline karşı uyardı ve, “Böyle bir olasılığın gerçekleşmesi ilişkilere telafi edilemez biçimde zarar verebilir. AB’nin Kıbrıs’ta olası bir çözüm sonrasında Türkiye’nin AB sürecine yönelik uzun vadeli ve sürdürülebilir bir stratejisi olacağını umuyoruz” dedi.



“ÇÖZÜMLE BİRLİKTE KIBRIS YATIRIMCILAR İÇİN ÇEKİM MERKEZİ OLACAK”

Çözümün önemli ekonomik getirileri olacağının altını çizen Zeytinoğlu, “Haksız şekilde uygulanan izolasyonların kaldırılmasıyla Kıbrıs Türk halkı dünyanın geri kalanı ve AB ile doğrudan ticaret yapılabilecek, sağlıklı yatırım ve ticaret ilişkileri geliştirebilecektir. Çözüm sonrası oluşacak istikrar ve güven ortamıyla Kıbrıs, yatırımcılar için bir çekim merkezine dönüşecektir. Ada çevresindeki doğalgaz kaynakları ise gerginlik unsuru olmaktan çıkıp gerek adadaki iki toplum gerekse bölge ülkeleri için işbirliği unsuru haline gelecektir” ifadelerinde bulundu.



“AB’NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU BAŞARI HİKÂYESİ DOĞU AKDENİZ’DE YAZILABİLİR”

Kıbrıs’ta çözümün AB açısından da önemli kazanımlar yaratacağını belirten Zeytinoğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“AB’nin mali kriz, mülteci krizi ve son olarak da Brexit gibi çoklu varoluşsal krizlerle karşı karşıya kaldığı ve Avrupa projesinin kazanımlarının sorgulanır hale geldiği bir dönemde, Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulması şüphesiz AB için de bir başarı hikâyesi yaratacaktır. Artan güvenlik tehditlerinin NATO-AB işbirliğini elzem hale getirdiği bir dönemde, Kıbrıs’ta çözümle birlikte NATO ile AB arasındaki kurumsal işbirliğinin önündeki engeller de ortadan kalkacaktır. Bunun yanında, muhtemel çözüm sonrasında Doğu Akdeniz’deki doğalgazın Türkiye üzerinden bir boru hattıyla AB’ye aktarılması, gerek Türkiye’nin enerji merkezi olma hedefine gerekse AB’nin enerji güvenliğine katkıda bulunacaktır. ”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!