Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) KALE Grubu’nun kurucusu ve Onursal Başkanı İbrahim Bodur, ölümünün birinci yılında düzenlenen törenle anıldı. Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, “İbrahim Bey bu ülke için gerçek bir kalkınma modeliydi. Bugün onun azmine ve inancına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var” dedi.
Geçtiğimiz yıl 88 yaşında hayata gözlerini yuman Kale Grubu kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. Hacı İbrahim Bodur’un aziz hatırasını yad etmek ve onu vefatının birinci yılında anmak için Haliç Kongre Merkezi’nde tören düzenlendi. Ailesi, Kale çalışanları, iş ortakları, dostları ve çok sayıda davetlinin katılım gösterdiği anma gecesi Kuran-ı Kerim Tilaveti ile başladı. İbrahim Bodur için okunan duaların ardından hep birlikte yenen akşam yemeği ile gece sonlandı.
Gecede konuşan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, İbrahim Bodur’un yokluğunun verdiği acının her geçen gün derinleştiğini söyledi. Türkiye’nin bugünlere gelmesinde Çanakkale Ruhu ile durmadan çalışıp didinen altın bir neslin çok önemli payı olduğunu belirten Bodur Okyay, “Babam da o altın neslin önemli temsilcilerinden biriydi. Tek başına bir kalkınma modeliydi. Bugün büyük ideallerin peşindeyiz ve bu yolda o altın neslin azmine ve inancına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
Zeynep Bodur Okyay şöyle konuştu:
"Bugün aramızda babamın sanayileşme mücadelesinde kader birliği yaptığı çalışma arkadaşlarının yanı sıra, üniversiteyi henüz bitirmiş, Kale Grubu’nda yeni çalışmaya başlamış gençler de var. Bizi Kale Grubu çatısı altında ve sanayileşme ülküsü etrafında buluşturan Kurucumuz ve Onursal Başkanımıza dua etmek için bir aradayız.
Rahmetli babam, hayattayken milletin ve iş dünyasının birliğine, beraberliğine büyük önem verirdi. Bunu sağlamak için büyük çaba harcamıştı. O bir misyon insanıydı. Hayatını Anadolu’nun sanayileşmesine vakfetmişti. Allah lafzını dilinden hiç düşürmeden, herkese ve her kesime cesaret verip yol gösteren,ülkesinin kalkınması için emek harcayan biriydi.
'Bir ülkenin sanayileşmeden, bir değer yaratmadan, üretmeden, yalnızca tüketmekle kalkınması mümkün değildir' diyerek, sanayicilikten hiç vazgeçmedi. Kolay kazanmaya tevessül etmeyen, her zaman zora talip olan cesur bir girişimciydi. Memleket sevdalısıydı. Dünyada en ileri ne varsa Türkiye’de de olmasını, Türk sanayicileri tarafından üretilmesini isterdi.
Rahmetli babam, topluluğumuzun misyonunu, “Yaptığınız iş öncelikle ülkenin hayrına, milli menfaatlere uygun olacaktır” diyerek yüreklerimize çivi gibi çaktı. Türk sanayisinin öncülerinin düşünce ve duygu dünyasını anlamak için, onların doğduğu dönemin koşullarına bakmamız gerekir. Babamın doğduğu yıllarda, bu aziz toprakların her köşesinde Çanakkale Ruhu hüküm sürüyordu. Türk milleti Çanakkale’de imkânsız denileni başarmıştı. Babam da bu ruhla büyüdü, bu ruhla sanayiciliğe başladı ve iş hayatı boyunca bu ruhla hareket etti.
Önce 'insan', önce 'sosyal doku' diyerek, kimseyi toprağından koparmadan, sanayi mayasını Anadolu’da tutturarak Kale Grubu’nun temellerini attı. Aynı ruhla Çanakkale’den çıktı, zorluklara aldırış etmeden Türkiye’nin dört bir yanına yatırım yaptı. Bu topraklarda inanç, azim, sabır, güven ve dua ile başlayan bir başarı hikâyesi yazdı. Ancak, ufku Türkiye ile sınırlı değildi, bir dünya insanıydı, ama Anadolu’dan aldığı değerleri tüm hayatının rehberi yapmaktan bir an bile şaşmadı. “Sizi siz yapan öz değerlerinize sahip çıkın. Çünkü onlar sizi bir ağacın kökleri gibi ayakta tutacaktır” derdi. Hepimiz ondan çok şey öğrendik.
Verilen sözlerin imzalanan kağıtlardan daha önemli olduğunu; uzun vadeli kazanılan ticari ilişkilerin ve dostlukların kısa vadeli kazançlardan daha kıymetli olduğunu; itibarın paradan daha değerli olduğunu ve hep “en iyinin peşinden koşmayı” ondan öğrendik. Değerlere sadık kalabilmek zor olanıdır; İbrahim Bey zor olanı yaptı. O, Allah'ın emrini yerine getirip, boşu boşuna yaşamayanlardan oldu. İki günü birbirine denk olmayanlardan...
İsmi, yaptıkları ile birlikte amel defterinde inşallah yaşayacak. O kadar çok eser bıraktı ki... Kale Grubu olarak, bugüne kadar onun eserini korumak ve büyütmekte muvaffak olduğumuz için Allah’a şükrediyorum. Onun davasına, Anadolu’nun sanayileşmesi, bu ülkenin kalkınma davasına bundan sonra da sahip çıkacağız. Onunla aynı ruhla, Çanakkale ruhuyla çalışacağız. Onun mirasını daha da ileriye götürecek, Kale Topluluğu’nu daha da büyüteceğiz. Onun ruhunu şad edecek olan budur. Mekânı cennet olsun. Çok sevdiği Allah’ın rahmeti eksilmesin üzerinden. Babam her gün ülkesi için dua ederdi. Lütfen siz de onun için dualarınızı esirgemeyin.
Ona duyduğumuz derin hasret içimizde her geçen gün daha da büyüyor. Derler ki, insan sevdiğini kaybedince kalbinde 40 mum yanarmış. Sonra, her geçen gün mumlardan biri usul usul sönermiş. En sona bir mum kalırmış. Acının yaktığı o son mum ise, hiçbir zaman sönmezmiş. Biz de Grubumuzun Kurucusu ve Onursal Başkanı Hacı İbrahim Bodur’un yokluğuyla içimizde yanan mumu, yine bizebıraktığı büyük ismin, güçlü kültürel mirasın ve değerli ilkelerinin desteğiyle taşıyabiliyoruz yüreklerimizde. Sıcacık gülüşünün yansıttığı güzel yüreğiyle nur içinde yatmasını, dualarımızın onunla ve ebediyete göçmüş tüm büyüklerimizle olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Bu vesileyle, bu anlamlı geceye katılarak duamızı paylaştığınız için teşekkür ediyorum. Önümüzde Ramazan var. Rabbim sevdiklerinizle birlikte hayırlı bir Ramazan nasip etsin. Sağ olun var olun."
SANAYİNİN ANADOLU'YA YAYILMASININ ÖNCÜ İSİMLERİNDEN
Türkiye’nin sanayileşmesine adanmış bir hayat yaşayan İbrahim Bodur, 1957 yılında Çanakkale’nin Çan ilçesinde Çanakkale Seramik’i kurarak,Türkiye’de özel sektör eliyle sanayinin Anadolu’ya yayılmasının öncülerinden biri oldu. Seramikle topraktan başladığı yolculuğu savunma ve havacılıkla gökyüzüne taşıyan Bodur,Çanakkale’den Erzurum’a, Mardin’den İzmir’e, İstanbul’dan İtalya’ya uzanan onlarca fabrikaya, bugün her biri kendi alanında lider 17 şirkete ve 5 bini aşkın çalışana sahip olan Kale Grubu’nu kurdu. Onbinlerce öğrenci okutan ve binlerce işsize meslek edindiren bir vakfın, TÜSİAD’dan İSO’ya kadar bugün ülkenin en önemli STK’ları arasında yer alan çok sayıda kurumun kuruculuğu ve başkanlığı gibi birkaç ömre sığabilecek başarılara imza attı. Çekoslovakya ve İtalya’dan devlet nişanı sahibi olan İbrahim Bodur, 1997 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Üstün Hizmet Madalyasına ve 2006 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülüne layık görülmüştü. Kale Grubu’ndaki Başkanlık görevini 2007 yılında kızı Zeynep Bodur Okyay’a bırakan İbrahim Bodur, ömrünün son döneminde grubun onursal başkanı olarak çalışmalarını sürdürmüştü.
KALE GRUBU HAKKINDA
1957 yılında Çanakkale Seramik Fabrikaları A.Ş. ile temelleri atılan Kale Grubu, Türkiye'de seramik sektörünün kuruluşuna öncülük etmiş, bu alandaki yatırımları ile bir dünya devi haline geldi. Zaman içerisinde makine ve parça imalatı, savunma, kimya, elektrik malzemeleri, enerji, bilişim, nakliye, turizm ve gıda sektörlerinde yatırımlar yaparak büyüyen Kale Grubu, bugün her biri kendi alanlarında lider 17 şirkete sahip, Çanakkale başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli lokasyonları ile İtalya ve Rusya’da fabrika ve marka yatırımları olan, 5 bini aşkın çalışanı ile faaliyet gösteren Türkiye'nin önemli sanayi kuruluşlarından biri.. Kale Grubu, bugün Avrupa’nın 3’üncü, dünyanın 12’nci en büyük seramik karo üreticisi, yapı kimyasalları sektöründe üretim ve satış kapasitesi olarak Türkiye ve bölgesinde birinci, Avrupa’da ise 5’inci şirket durumundadır. Ayrıca yüzde 100 özel sermayeli bir Türk şirketi olarak havacılık ve savunma konusunda uluslararası alanda itibar kazanmış bir yapıya sahiptir. 100 ülkede, 400’ü aşkın noktada Kale markalı ürünler tüketicilerle buluşmaktadır.
Kale Grubu, yarım asırdan bu yana sanayici kimliği ile topluma hizmet ederken kurucusu İbrahim Bodur'un ilke ve görüşleri doğrultusunda, başta eğitim ve sağlık olmak üzere kültür, sanat, bilim ve spor konularında topluma her zaman katkıda bulunmuş, bu katkılarını düzenli hale getirmek üzere Dr. İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı'nı kurdu.
(FOTOĞRAF)