Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 25 Mart (DHA) - Dijitalleşmeyle birlikte işbirliklerinin artacağını, hiyerarşik yapıların ise hantal kalacağını vurgulayan TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Dijitalleşmede KOBİ’ler lehine adım atılmazsa yeni dünyada rekabet zor görünüyor” dedi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Anadolu’da üretim yapan sektörlerin dijital dönüşümüne katkıda bulunabilmek amacıyla İş Bankası işbirliğiyle hayata geçirdiği Dijital Anadolu Projesi’nin ikinci fazını oluşturan Dijital Anadolu Raporu, Sektörel Dernekler Federasyonu’nun (SEDEFED) katkılarıyla yayımlandı.
Rapor, ‘Dönüşüm için Yeni Dünya Kuralları ve Çözümleri’ne dair önemli tespitler içerirken, SEDEFED Başkanı Ali Avcı sektörlerini dijitalleşen yeni dünya gerçeklerine göre hazırlayan ülkelerin rekabetçilikte öne geçtiğini vurgularken, “Dijital dönüşümde Türkiye olarak adımlarımızı hızlandırmalıyız” diye konuştu.
Türkiye’nin Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri ile karşılaştırmasını içeren, bu doğrultuda atılması gereken makro adımları ortaya koyan ve TÜRKONFED’in önceki çalışmalarıyla bağlantılı olarak dijital dönüşümün ekonomik kalkınmadaki önemini vurgulayan rapor, ‘Yeni Ekonomi’ olarak da adlandırılan dijital dönüşümün, stratejik sektörlerin tanımını hızla değiştirdiğini; bu sektörlerdeki yetenek havuzu, altyapı ihtiyaçları, girişim yapısı, girişimcilerin niteliği, finansman ihtiyaçlarının şekli ve gerekli liderlik stillerinin hızla farklılaştırdığını ortaya koyuyor.
“Türkiye’de ‘fiyat’ uygun, ‘beceri’ sınırlı”
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, 2011 yılından bu yana üzerinde durdukları ve Türkiye’nin belli bir gelir seviyesinin üzerine çıkamaması olarak da ifade edilen “Orta Gelir Tuzağı’ndan” çıkışın, dijital dönüşüm sürecinin doğru yönetilmesiyle mümkün olabileceğini söyledi.
Kadooğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Raporumuz gösteriyor ki Türkiye dijital dönüşümde, başta KOBİ’lerin lehine olmak üzere önemli adımlar atmak zorunda. Rekabetin, sektörlerin iş yapış biçiminin hızla değiştiği yeni dünyada Türkiye, adımlarını hızlandırmalı.
"Teknolojik hazır olma endeksinde 139 ülke arasında 48’inci sırada yer alıyoruz; en iyi olduğumuz alt endeks ikincilikle fiyat uygunluğu iken, en kötü olduğumuz alt endeks 69’unculukla beceriler.
"Global İnovasyon Endeksi’nde 127 ülke arasında 43’üncü sıradayız, Küresel Rekabet Endeksi’nde ise 137 ülke arasında 53’üncü. Bu rakamlar da gösteriyor ki Türkiye bilgi ve teknoloji üretmek, bu alanda ihracat yapar konuma erişmek, sektörleri hızla bu dönüşüme adapte etmek zorunda. Aksi takdirde dünyanın yeni hızını yakalamak, sürdürülebilir büyüme ve uluslararası pazarda rekabet edebilirlik çok zor olacak.”
“KOBİ’leri dijitalleştirmek hem yerli hem de milli bir politika olmalı”
Kadooğlu, rapora göre sektörel olarak dijital dönüşüm için göstergelerin belirlenmesi gerekliliğinin ortaya çıktığını vurguladı ve ekledi:
“Sektörlerin güçlü ve zayıf yanlarının anlaşılması ve hızla çözümler ortaya konulması gerekiyor. Türkiye acilen dijital dönüşümü, sektörel koşullara uygun, verimlilik artışı yaratacak şekilde kurgulamalıdır. Bunu yapabilirsek, işte o zaman sürdürülebilir kalkınma yolunda önemli bir sıçrama yaratabiliriz.
"Dijitalleşme, Türkiye gibi ülkeler için yüksek katma değerli üretim yapısına geçmek için fırsatlar da sunuyor. Yeter ki hızlı ve kararlı davranalım. Kamu başta olmak üzere KOBİ’lerimizin dijitalleşmesi için işbirliği ve güç birliği yapalım. KOBİ’leri dijitalleştirmek ekonomimiz için hem yerli hem de milli bir politika olmalıdır.”
Avcı: “Türkiye olarak adımlarımızı hızlandırmalıyız”
Dijitalleşmeyle birlikte dünyanın hızlı bir değişim ve dönüşümden geçtiğini vurgulayan SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı da küresel rekabette teknolojiyle birlikte yaşanan paradigma değişikliğinin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için hem bir risk hem de önemli fırsatlar barındırdığını söyledi.
“Rekabetçilikte, sektörlerin iş yapış biçiminin hızla değiştiği yeni dünyada Türkiye olarak, adımlarımızı hızlandırmalıyız” diyen Avcı, “Çağa ayak uyduramayan işletmelerin, geçmişte olduğu gibi iş yapma alışkanlıkları ve üretim modelleri ile kurumlarını yaşatmalarının zor hatta imkânsız olduğunu bilmemiz gerekiyor. Zamanında aksiyon alan, stratejilerini oluşturan, firmalarını ve sektörlerini dijitalleşen yeni dünya gerçeklerine göre hazırlayan ülkelerin rekabetçilikte öne geçtiği görülüyor” dedi.
Yenigün: “Türkiye, kendine özgü dijital dönüşüm reçetesini yazmalı”
Hazırladıkları raporun, her ülkenin dijital dönüşümde kendi özgün reçetesini yazması gerekliliğini ortaya koyduğunun altını çizen TÜRKONFED Ekonomi Danışmanı Pelin Yenigün, Türkiye’nin de bu süreçte kendi öyküsünü yazması gerektiğini belirtti. Yenigün konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Kamu bu alanda önceliklerini belirlemeli. Gerekli donanım ve yeteneğe sahip istihdam havuzu oluşturulmalı.
“Özel sektör hem sektörel olarak hem de şirket düzeyinde gerekli model değişikliğine gitmeli ve ekosistem içinde işbirlikleri desteklenmeli. En önemlisi ise önceki yıllarda oluşturulan ülke kalkınma modellerinin veya iş modellerinin önemli oranda değişimi gerekiyor çünkü eski yöntem ve kalıpların sağlayacağı fayda, şekillenen yeni dünyada çok kısıtlı olacak.
“Türkiye’nin sektörel olarak farklı noktalardaki alan uzmanlıkları iyi tespit edilmeli ve dijital dönüşümün, sektörel koşullara uygun olarak verimlilik artışlarını sağlayacak şekilde nasıl kurgulanacağı ve dijital dönüşümün bu çözümleri sağlamada nasıl bir fayda sağlayabileceği iyi anlaşılmalıdır.”
“KOBİ’lerle büyük şirketler arasında açık fark var”
Yenigün, Türkiye’deki küçük işletmelerle büyük şirketlerin teknoloji kullanımları arasında, diğer ülke örneklerine göre açık bir fark bulunduğu belirterek, şöyle devam etti:
“Dijital dönüşüm ve teknolojik inovasyon için gerekli beşeri ve altyapı yatırımlarının gerekliliği düşünüldüğünde, KOBİ’lerle büyük ölçekli firmalar arasında teknoloji yayılma farkının, bu dönüşümde KOBİ’lerin aleyhine işleme ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerekiyor. KOBİ’lerin daha basit organizasyon ve üretim süreçleri de dikkat alındığında ise teknolojik inovasyon ve dijital dönüşümün uygulama dili ve şekli önemli bir bariyer oluşturabilir.
“Raporumuz, inovatif organizasyon yapısı kurabilen ve işgücü yetenek havuzunu geliştirip ‘yeni girişimcilik’ mantığında hareket eden KOBİ’lerin ise, hızlı hareket edebilme kabiliyeti ile öne çıkabileceğini de ortaya koyuyor.”
“Şirketler birleşecek, hiyerarşik dikey yapılar hantal kalacak”
Dijital dönüşüm sürecinin uluslararası karşılaştırmalarına göre Türkiye’de altyapı yatırımları ve teknoloji ithalatı yüksek; bilgi ve teknoloji ihracatı ise düşük. Türkiye ayrıca BİT servisleri ve altyapıda göreceli olarak iyi durumdayken, üretim ve yazılımda gelişmekte olan ülkelere göre geri kalıyor. Dijital teknolojiye entegrasyon ve insan kaynaklarının dijital dönüşüm yeterliliğe de Türkiye için gelişime açık bir alan olarak gözüküyor.
Rapora göre ayrıca fiziki sermayenin öneminin azalması ve inovasyonun öne çıkması, daha önce görülmemiş bir şekilde şirketler ve sektörler arasındaki işbirliği imkanlarını artırabilir. Rapor, artan işbirliklerinin, geleneksel sektörlerdeki iş yapma biçimlerini, tüketici alışkanlıklarını ve üretim şekillerini değiştireceğini, bu durumda hiyerarşik dikey yapılarının hantal kalacağını, şirketlerin inovasyona açık yatay gelişime odaklanması gerektiğini de ortaya koyuyor.
“Sıra sektörler bazında da adımların ortaya konulmasında”
“Dijital Anadolu 1: Dönüşüm için Yeni Dünya Kuralları ve Çözümler Raporu” ile dijital dönüşümde Türkiye’nin konumu ve atılması gereken makro adımlar ortaya konulurken, “Dijital Anadolu 2” raporu ile tarım, tekstil ve otomotiv sektörlerinde atılması gereken adımlar belirlenecek. Bunun için Pelin Yenigün Dilek’in koordinatörlüğünde, Boğaziçi Counseling for Business (BCB) tarafından sahada yürütülen çalışmalarla, iller ve ilgili sektörlerin dijitalleşme süreçleri ölçümlenecek ve değerlendirmesi yapılacak. Bu doğrultuda da bir yol haritası çıkarılacak. (Fotoğraflı)