Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 25 Mayıs (DHA) – Danışmanlık firması KPMG Türkiye’nin iş dünyasında yönetici kadının yerini belirleyebilmek için yaptığı “Kilidi Kırmak” araştırmasından Türkiye’de toplumsal cinsiyete dayalı zihniyet kalıpları değişmedikçe, daha fazla kadın yöneticiden söz etmek zor olacağı sonucuna ulaşıldı.
KPMG Türkiye’nin kadınların toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda konum değiştirmesinden “Ne pozitif ne de negatif, her tür ayrımcılığa karşı duran bir iş dünyası için” sloganıyla yola çıkarak yürüttüğü ve 15 ay süren “Kilidi Kırmak” araştırmasının sonuçları açıklandı. KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, dünyada ve Türkiye’de kadınların iş hayatında daha fazla aktif rol üstlendiğini, karar verici konuma geldiğini, şirketlerin yönetim katında artık daha çok kadın bulunduğunu vurguladı. “Kilidi kıran kadın sayısı arttıkça yönetim kadrolarında kadınlara daha çok yer açılıyor. Evet, aslında bu bir zihniyet devrimi, ama… Kadınlar için kilidi kırıp, yönetim kurullarındaki taktik tahtalarını yazmanın bedeli ne, sorusundan yola çıktık” diyen Alsan, şunları söyledi:
“Kilidi Kırmak araştırması; dünyada ve Türkiye’de kadın yöneticilerin mücadele ettikleri ‘mit’leri, önlerine çıkan / çıkarılan duvarları ve engelleri aşıp nasıl ‘başardıklarını’ anlatıyor. Özellikle de Türkiye’de kadın çalışanların, yönetici pozisyonuna geçerken yaşadıklarına, karşılaştıkları sorunlara dair samimi ve önemli ayrıntılar içeriyor. Kısaca değinmek gerekirse, kadın yöneticiler ‘erkek iş dünyasında’ pek çok toplumsal önyargıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Yönetici konumuna geçerken yükselen bariyerler, motivasyonu yok edebiliyor. Veya kadın bulunduğu yerde kalmak için bir erkekten daha fazla çaba harcıyor.”
Murat Alsan, araştırma aşamasında Türkiye’deki dev şirketlerin kadın ve erkek yöneticileriyle yapılan görüşmelere değinerek, “Bu sohbetler yönetici katındaki kilitlerin nasıl kırıldığına ışık tuttu. Bu nedenle, kadın yöneticilerin başarı hikayelerinin arkasında yatan nedenlerin açıkça konuşulmasını önemsiyoruz. İnanıyoruz ki, kilidi kırabilen kadın yöneticiler diğer kadın çalışanların da önünü açacak. Onlara sağlanan destekler ve önlerine çıkarılan engeller, iş dünyasında var olan toplumsal cinsiyete dayalı zihniyet kalıplarını değiştirmek için belki de anahtar olacak” diye konuştu.
Alsan, rapordan çıkan sonucu “Türkiye’de kadınlar iş hayatında yönetici pozisyonuna gelebilmek için hem kendi bakış açılarını hem de toplumun bakış açısını değiştirmek zorunda. Kadının iş hayatında kalmasını kolaylaştıran yasal düzenlemeler yetersiz ancak dahası, var olan yasalar da tam anlamıyla uygulanmıyor. Çünkü sorun yasalardan çok anlayışta…” sözleriyle özetledi.
Engeller 30 yılda değişmedi
KPMG Türkiye Denetim Bölümü Başkanı ve Şirket Ortağı Nesrin Tuncer, Kilidi Kırmak araştırmasının aşamaları hakkında bilgi verdi. Tuncer, araştırmayı yapmaya nasıl karar verdiklerini anlattı:
“KPMG’nin küresel ağında yapılan Cracking the Code araştırmasının aşamalarını izlerken Türkiye’de yönetici seviyesindeki kadınların yukarıya tırmanırken ne yaşadığını tartıştık. İş hayatında kadının önüne çıkan / çıkarılan engellerin 30 yıldır değişmediğini, sorunların biçim değiştirerek özünü koruduğunu gördük. 30 yıl bir nesil demek! Araştırmanın Türkiye ayağını gerçekleştirirken, bizden sonraki nesil bir 30 yıl daha kadının annelik hakkını, kreş sorununu, erkeklerle aynı işi yapıp daha az kazanmasını konuşmasın diye yol açmak istedik. Hizmet vermeye başladığı ilk günden bu yana duruşuyla, anlayışıyla, uygulamalarıyla ‘iş hayatında kadın’ kavramını hayatın olağan akışından sayan, kilidi kıran ama kadın olduğu için negatif ya da pozitif hiçbir ayrımcılıkla karşılaşmayan kişilerin çalıştığı KPMG örneğinin, bir parçası olduğumuz iş dünyasında çoğalması en büyük dileğimiz.”
ILO’nun 2017 verilerine göre Türkiye’de kadın istihdam oranının arttığına ancak orta ve üst düzey kadın yönetici sayısında paralel bir artış görülmediğine dikkat çeken Nesrin Tuncer, “Yaygın değerlendirme; kadın istihdamı artarken kadınların hem iş hem de ev sorumluluğunu üstlendiği yönünde. Yani kadınlar kariyer yolculuğunda ev sorumluluklarıyla ilgili yeterli desteği alamayınca iş hayatını aktif sürdürmekle yetiniyor, yükselmek planlarını hayatından çıkarıyor” diye konuştu.
Tuncer araştırmanın amacını şöyle özetledi:
“Bu araştırmayı yaparken, üst ve orta kademelerde çalışan kadın yöneticilerin durumu, kariyer gelişimleri, iş yerindeki başarı faktörleri, temsil ettikleri konumların nasıl bir dağılım gösterdiği incelendi, istihdam edilen kadın yöneticilerin çalışma hayatında ne gibi sorunlar yaşadığı belirlenmeye çalışıldı. Kadın ve erkek yöneticilerle yapılan anketlerden elde edilen verilerle bir yandan yönetim kademelerinde kariyer, başarı ve mutluluğun kadın ve erkek açısından nasıl algılandığı araştırıldı. Diğer taraftan da kadın yöneticilerle yapılan derinlemesine görüşmelerle bu pozisyondaki kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları sorunları, kariyer basamaklarını tırmanırken fırsat eşitsizliği yaşayıp yaşamadıkları, içinde bulundukları rol çatışmasının kariyerlerine negatif etkisinin olup olmadığı sorgulandı. Kadınların yöneticilik pozisyonuna gelirken karşılaştıkları destekler ve engellerin netçe ifadesi sağlandı. Kilidi kırmayı başaran örneklerden yola çıkarak eşitsizliği gidermeye yönelik stratejiler oluşturulması hedeflendi.”
Araştırmadan çıkan sonuca göre, “kadın yönetici olmanın önündeki engeller” şöyle:
- Kadının büyük bir şartlanmayla baştan yöneticiliğe düşünülmemesi.
- Kadının kendi şartlanmışlığı ile zaten yöneticiliği hedefine koymaması.
- Kadının anneliğinin engel olarak görülmesi.
- Annelik için verilen aranın zaman kaybı olarak değerlendirilmesi.
- Kadınlar işe alınırken ya da yönetici konumuna getirilmesi düşünülürken; “Evliliği ya da anneliği çok çalışmasına ya da seyahat etmesine engel olabilir” önyargısının zihinlerde hakim olması.
Nesrin Tuncer, bu tabloyu “İş dünyasında kadın nüfusunun hızla artmasına rağmen, üst yönetim pozisyonlarında kadın çalışan oranının oldukça az olduğu görülüyor. Kadınların üst düzey yönetici pozisyonlarına gelmelerinde karşılaştıkları engeller, cinsiyet ayrımcılığı konusunda en sık karşılaşılan örnekler arasında yer alıyor. Yönetim literatüründe “cam tavan” olarak adlandırılan görünmeyen bariyerler, toplumdaki “cinsiyet” temelli düşünce kalıpları kadınların yönetim kademelerine gelmelerinin önündeki en büyük engeller olarak sıralanıyor. Bunlar, kadınların liyakatlerine bakılmaksızın ilerlemelerini engelleyen, açıkça görülmeyen ve ifade edilemeyen engellerin nedeni olarak biliniyor. Bu durum, kadınların kariyer ilerlemelerini olumsuz etkilediği kadar yönetimde ciddi sorunları da beraberinde getiriyor” diye anlattı.
Eğitim ve farkındalık şart
Kilidi Kırmak araştırmasının sonuç bölümünde şu öneriler yer aldı:
Yasal değişikliklere rağmen zihinlerde toplumsal eşitlik anlayışı değişmediği için hala kadına yüklenen toplumsal bakış değiştirilememiştir. Bu nedenle bir anlayış bir zihniyet değişikliği gerekmektedir.
• Kadınların eşit eğitim fırsatlarına ve haklarına erişimin sağlanması
• Sağlık, siyaset ve kamu yaşamına katılmada kadınlara öncelik tanınması
• Kadınların rol ve sorumluluklarına ilişkin olumsuz kalıp ve yargılarla mücadele edilmesi
• Aile yaşamı sorumluluklarının birlikte paylaşılması
• Aile içinde kararların birlikte alınması
• Hak ve sorumluluklarda eşitlik
• Ailedeki kız ve erkek çocukların eşit davranılarak yetiştirilmesi
• Kadınların toplumda görev almasının sağlanması ve desteklenmesi, kadın istihdamının artırılması, kadının çalışma hayatıyla iş hayatının örtüşmesinin sağlanması
• Kadınların şiddete uğramasının engellenmesi
• Ayrımcılığın yasaklanması ve ayrımcılıkla mücadele konusunun geliştirilmesi
• Eşit fırsatlar sağlanması
• Eşitlik sağlanana kadar kadınlara öncelik tanınması
Hazırlanan rapor, üst yönetimde kadınların temsilini artırmak için şu önerilerde bulunuyor:
— Farkındalık eğitimlerine katılmak,
— İşe alım süreçlerinde fırsat eşitliğine özen göstermek,
— Her yönetim seviyesinde cinsiyet dağılımının eşitliğini sağlamaya destek olmak,
— Cinsiyet dağılımında eşitsizliğin olduğu iş alanlarını gözden geçirmek,
— Gelişim planlama ve uygulamalarında eşit fırsat tanımak,
— “Eşit işe eşit ücret” politikasını benimsemek,
— İşyerinde cinsiyet eşitliğini pekiştirecek uygulamalara destek vermek,
— Yazılı, sözlü ve görsel iletişimlerde cinsiyet duyarlılığına özen göstermek
(Fotoğraflı)