Güncelleme Tarihi:
Buse ÖZEL / Özgür KUMANOVALI - İSTANBUL, (DHA) JÜLİDE Yıldız 2000 yılında 21 Nisan gecesi arkadaşlarıyla tiyatrodan dönerken trafik kazası geçirdi. Yıldız, arka koltukta kemeri bağlı olmadan oturduğu için ağır bir şekilde yaralandı. Ambulans beklenmeden, karga tulumba bir şekilde taşınırken omurgası zarar gördü ve belden aşağısı felç oldu. Bir daha hiç ayağa kalkamayacağı söylenen genç kadın uzunca bir süre hastanede ve evde tedavi gördü. Tekrar iş hayatına dönemeyeceğini düşünürken, İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümündeki arkadaşları kendisine fizik tedavi bölümünde çalışıp çalışmak istemediğini sordu. Bu süreçte İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi lojmanı kendisinin tekerlekli sandalye ile rahat hareket edebileceği şekilde yeniden düzenlendi.
YILIN HEMŞİRESİ SEÇİLDİ
45 yaşındaki Jülide hemşire "Lojmanda düzenleme yapıldığını görünce 'Demek ki beni gerçekten burada istiyorlar' diye düşündüm" dedi. Ardından kendisi ile benzer durumda olan felçli hastalar başta olmak üzere birçok fizik tedavi hastasına eğitim hemşiresi olarak hayatlarını devam ettirmelerinde yardımcı oldu.Jülide hamşire İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği Hemşirelik Zirvesi'nde bu yıl "Yılın Hemşiresi" ödülünü de aldı.
"HASTALARIMIN 'BENİ JÜLİDE ANLAR' DEMESİNİ UNUTAMIYORUM"
Jülide Yıldız, "İnsanlar benim tek başıma işe gidip geldiğimi görünce 'Ben de yapabilirim' diyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor" dedi. Hastalığından sonra bir hastasının "Beni Jülide anlar" demesi ise hiç unutamadığı bir tepki olduğunu belirtti ve hikayesini şöyle anlattı: "1997 yılında İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yenidoğan Servisi'nde çalışmaya başladım. Çok yoğun bir birim. Çok aktif çalışıyorsunuz, sürekli ayaktasınız. 2000 yılında araç içi trafik kazası geçirdim ve omurilik felci oldum. Ameliyat olduktan sonra da tedavi amacıyla İÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği'ne yattım. Klinikte yaklaşık 6 ay tedavi gördüm. Bu ilk oturmayla başladı. Yatakta yatıyordum ama kendi başıma hiçbir şekilde oturamıyordum. Kendi başıma ilk kez oturduğumda ağlayarak herkesi arayıp 'Ben artık oturabiliyorum' dedim."
"LOJMANDA BENİM İÇİN DÜZENLEMELER YAPILDIĞINI GÖRÜNCE 'BENİ GERÇEKTEN BURADA İSTİYORLAR' DEDİM"
Tedavinin sonrasında tekrar çalışma hayatına girebileceğini hiç düşünmeyen Yıldız, kendisine gelen teklifi ise şöyle anlattı: "Hocalarım ve başhemşirem, diğer hemşire arkadaşlarım bana gelip 'Bizimle çalışmak ister misin?' diye sordular. Ben o ana kadar bunu düşünmüyordum hiç. Sonra ben denemek istedim. 'Acaba gerçekten yapabilir miyim?' diye düşündüm. Tedavim bittikten sonra bir süre rapor aldım ama artık yürüyemeyeceğimi öğrenmiştim. Tekrar işe başlamak için geldiğimde baktım ki lojmanda benim için düzenlemeler yapılmış. O zaman 'Gerçekten beni burada istiyorlar. Bu öylesine sorulmuş bir şey değil' dedim. Ben de elimden geldiği kadar mesleğimi icra etmeye çalıştım."
"BENİ GÖRENLER KENDİLERİ DE ÇALIŞABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLAR"
Kendi durumunda olan hastalara tedavileri süresince yardımcı olan ve sonraki hayatlarını da tek başına idame ettirmeleri için eğitim veren, özel sorunları konusunda tavsiyeler veren hemşire Jülide Yıldız, "Ben burada kendi durumumda olan hastalara tecrübelerimi paylaşıyorum. İlk zamanlar dış dünyaya kapalı oluyorsunuz. Yasınızı yaşıyorsunuz ama benim işe gidip geldiğimi gören birisi 'Demek ki bu şekilde de çalışılabiliyormuş' diyor. Ben de ilk zamanlarımda birisinin araba kullandığını görmüştüm ve 'Ben de otomobil kullanabilirim' demiştim kendi kendime. Bana teklif gelene kadar çalışabileceğimi bilmiyordum. Çalışabileceğimden haberim oldu. Beni işe gidip gelirken görenler çalışılabileceğini düşünüyorlar."
"BENİ HAYATA BAĞLAYAN ŞEY İŞİM"
Çalışıyor olmanın çok faydasını gördüğünü belirten Yıldız, "Beni hayata bağlayan şey bu. Çok kötü bir şey yaşadım ve sonrasında üstesinden geldim ama bunun sayesinde geldim aslında. Ben onlara bir eğitim veriyorum. Onlar da bana bir teşekkür ettikleri zaman aslında bana da şifa oluyor. Ben onların dertlerini dinliyorum ama onlar da benim dertlerimi dinliyor zaman zaman. Onlar da beni tedavi ediyorlar ve bu çok güzel bir şey" dedi.
ARKADAŞLARI ONUN İÇİN BAŞVURDU YILIN HEMŞİRESİ OLDU
Yılın hemşiresi ödülünü almanın kendisini çok mutlu ettiğini belirten Yıldız ödülü tüm hemşire arkadaşları için aldığını da belirtti ve şunları söyledi: Çok mutlu oldum gerçekten. Beni çok motive etti ama benim açıkçası bundan çok da haberim yoktu. Daha çok benim adıma başhemşirem ve hemşirelik hizmetleri müdürlerimiz başvurmuşlar. Bu kriterlere uyduğumu düşünmüşler. Benim için çok büyük bir motivasyon oldu. Çok hoşuma gitti. Ancak bu ödülü ben sadece kendi adıma almadım. Ben bir sembolüm. Tüm hemşire arkadaşlarım adına aldım."
"TENİS OYNARKEN YÜRÜYEMEYEN BİR İNSAN OLARAK KOŞMA HİSSİ YAŞIYORUM, RÜZGARI YÜZÜMDE HİSSETMEK ÇOK GÜZEL"
Omurilik Felçlileri Derneği'ne de üye olan ve Milli Takım'da tenis sporunda Türkiye'yi de temsil eden hemşire Yıldız tenis oynarken yaşadığı mutluluğu ise şöyle ifade etti: "Çok sevdim tenise gittiğim zaman. Çok hızlı bir araba veriyorlar size. Yürüyemeyen bir insan olarak koşma hissi yaşıyorsunuz. Rüzgarı yüzünüzde hissetmek çok güzel bir şey. Çok sevdim o yüzden deli gibi antrenmanlarıma gitmeye başladım. Bu sevginin sonunda da 2010 yılında Milli Takım'a seçildim. Türkiye'yi yurt içinde, yurt dışında birçok yerde temsil ettim ve o gururu yaşadım."
(FOTOĞRAFLI-GÖRÜNTÜLÜ)