Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) tarafından hazırlanan 2016 Hollanda İnsan Hakları Raporu, üniversite tarafından düzenlenen Hollanda İnsan Hakları Paneli'nde açıklandı.
Üniversitenin Halkalı Yerleşkesi'nde düzenlenen etkinlikte başta Hollanda olmak üzere Avrupa genelinde hızla yayılan İslam karşıtlığı ve bunun getirdiği insan hakları ihlallerine değinildi. İZÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut'un açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik İZÜ öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Emrah Bozbayındır'ın 2016 Hollanda İnsan Hakları Raporu'nu açıklamasıyla devam etti. Raporun açıklanmasının ardından İZÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Özcan Hıdır, İZÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Kadir Canatan ve Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergün Yıldırım'ın konuşmacı olduğu panel gerçekleşti.
"MÜSLÜMANLAR HİTLER DÖNEMİ YAHUDİLERİ KONUMUNA MI İTİLİYOR?"
Avrupa'daki Türklerin yaşamı, İslamofobi gibi konularda çalışmaları olan ve Hollanda'da da öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Özcan Hıdır, İslam karşıtlığının kültürel bir ırkçılık olduğuna dikkat çekti ve Müslümanlara karşı etiketlemeler yapıldığını, önyargılı davranıldığını belirtti. Şu an Avrupa'da 'Günümüzde Müslümanlar Hitler dönemi Yahudileri konumuna mı itiliyor?' konusunun tartışıldığını söyleyen Prof. Dr. Hıdır, "Bunları önde gelen isimler, hahamlar, Yahudi kökenli siyasetçiler konuşuyor. Onlar daha önceden bunları yaşadıkları ve bu tartışmaların içinde kaldıkları için Müslümanların itilmeye çalışıldığı noktayı biliyorlar ve bu tehlikeye işaret ediyorlar. Müslümanların bu noktayı iyi analiz edip, bu cenderenin içine girmemesi lazım. Bu duruma uygun bir dil ve perspektif geliştirmeliler. Reaksiyonerlikten uzak, aksiyoner, bulundukları ortamın şartlarını iyi bilen çalışama ve politikalar yürütmeliler" dedi.
"İSLAMOFOBİ İLE ANTİ-İSLAMİZM BİRBİRİNDEN FARKLIDIR"
İslamofobi ile Anti-İslamizm'in aynı şey olmadığını söyleyen Prof. Dr. Kadir Canatan, "İslamofobi, toplumlarda görülen sosyolojik bir hadisedir. Yerleşik Avrupa toplumlarının göçmen kökenli olarak bilinen Müslümanlara karşı ayrımcı tutum takınmalarını ifade eder. Anti-İslamizm ise İslam'ı hedefe koyan İslam'ı bir din olarak değil kültür ve ideoloji olarak görüp bunu Avrupa için bir tehlike olarak gören anlayıştır" diye konuştu.
"NEFRETİ OLUŞTURAN 3 DİNAMİK VAR"
İslamofobiyi oluşturan 3 önemli etken olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Canatan, "İlk olarak soğuk savaş döneminde komünizmle mücadele için kurulan istihbarat örgütleri bu tehlike ortadan kalkınca boşluğa düştüler. Kendilerine yeni bir düşman yaratmaya başladılar. Başta Ortadoğu ülkelerinden kendi ülkelerine gelmiş olan Müslümanları, Ortadoğu'daki tehlikeli İslam'ın uzantısı olarak konumlandırdılar. İkinci etken, bu konuda hazırlanan raporların medya tarafından abartılarak kamuoyuna yansıtılması. Üçüncüsü ise aşırı sağcılaşma. Halk arasında bir İslamofobi varsa ve siz bundan yararlanmak istiyorsanız Anti-İslamist söylemlere başvuruyorsunuz ve toplumdan destek alıyorsunuz. Dolayısıyla bir yandan aydınlar arasında Anti-İslamizm yaygınlaşırken diğer taraftan da bu popülist aşırı sağcı grupların çalışmalarıyla adeta toplumdaki İslamofobik yaklaşımlar, tutumlar siyasete yansıtılarak yeni bir partileşme ortaya çıktı" dedi.
"İSLAM'I DOĞRU TEMSİL EDECEK GÖREVLİLERE İHTİYAÇ VAR"
Bu ayrımcılığın ortadan kalkması için iki tarafa da görevler düştüğünü dile getiren Prof. Dr. Canatan, "Hollanda'nın, İngiltere gibi Almanya gibi nefret suçlarını hukuksal zeminde tanıması lazım. Müslümanlara düşen görev ise İslam'ı doğru temsil edecek imamlar yetiştirmek. Şu anda hala bu durumda değiliz. Buralarda görev yapacak oraların dilini, yapısını bilen imamların yetiştirilmesi gerekiyor" diye konuştu.
"HOLLANDA 2000'LERE KADAR AVRUPA'NIN EN HÜMANİST ÜLKELERİNDEN BİRİYDİ"
Bu raporu ilk kez 2014 yılında yayınladıklarını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Bulut ise şunları söyledi:
"Hollanda'yı çok iyi tanıyan akademisyenlerimiz var. İlk olarak bu nedenle Hollanda'yı seçtik. İkinci olarak, 2000'li yıllara kadar Hollanda, Avrupa'nın en hümanist ülkelerinden birisiydi. Farklı dinden, dilden, ırktan olanlara karşı en hoşgörülü davranan ülkelerin başında geliyordu. Ancak özellikle 2001'de Amerika'daki İkiz Kuleler'e yapılan saldırıyla beraber Hollanda'da da İslamofobi giderek artmaya başladı. Biz de Hollanda'yı örnek alarak, Müslümanların hem nitelik hem nüfus olarak artışlarına karşı Avrupalılardaki değişimi ve yaşanan krizleri yakından gözlemleme imkanı bulduk."
(FOTOĞRAF)