Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)- YAZDIĞI ‘İyi ki Tansiyonum Çıktı’ isimli kitabıyla tansiyon hastalığına karşı pozitif bir bakış açısı geliştiren İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tekin Akpolat bu hastalıktan korunmanın yollarını anlattı.
İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Akpolat hipertansiyonu “20’inci yüzyılın kötü bir mirası” olarak tanımlıyor. Hastaların yüzde 5-10’unda hipertansiyonun başka bir hastalığa bağlı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akpolat, “Hipertansiyona yol açan hastalıkları böbrek, hormonal ve diğer hastalıklar olarak 3 gruba ayırabiliriz” dedi. Hastaların yüzde 90-95’inde ise tansiyonun, bilinen bir hastalığa bağlı olmadığını söyleyen Prof. Dr. Akpolat, “Bu faktörlerden en önemli 2 tanesi aileden gelen genetik yapı ve tuz tüketimidir. Hipertansiyon çoğu kez tek bir nedene bağlı değildir.
Beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik, şişmanlık, stres gibi nedenler hipertansiyon oluşumuna katkıda bulunur. Aileden gelen genetik yapı, tuz tüketimi, beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik, şişmanlık, stres hepsi bir arada hipertansiyon gelişimine neden olabileceği gibi bu faktörlerin sadece birkaçı da olabilir. Bazen de bunların hiçbiri olmadığı halde hipertansiyon gelişebilir” diye konuştu. Tansiyondan korunmak için çoğu zaman basit yaşam düzeni değişikliklerinin yeterli olacağın belirten Prof. Dr. Akpolat, “Tuzun azaltılması, fazla kiloların verilmesi, düzenli hareket ve alkolün sınırlandırılması ile tansiyon hastası olmak önlenebilir” dedi.
“HİPERTANSİYON TANISI KOYMANIN TEK YOLU KAN BASINCINI ÖLÇMEKTİR”
Hipertansiyon tanısı koymanın tek yolunu ‘kan basıncısını ölçmek’ şeklinde ifade eden Prof. Dr. Akpolat, “Erken dönemde hastaların önemli bir kısmında hiçbir belirti ve bulgu yoktur.
Birçok hasta kan basıncı yükseldiği zaman baş ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, halsizlik, bulantı, kusma, baş dönmesi hissedebilir, burun kanaması olabilir ama hastaların önemli bir kısmında hiçbir belirti olmayabilir. Erken dönemde tanı alan hastalarda doğru tedavi ile tansiyona bağlı olası hasarı önlemek mümkündür” ifadelerinde bulundu.
HAMİLELİKTE YÜKSEK TANSİYON
Hamilelikte tansiyon sıklığının yaşa göre değiştiğini dile getiren Prof. Dr. Akpolat hamilelik sürecindeki her 10 kadından 1 veya 2’sinde yüksek tansiyon görülme ihtimalini doğruladı. “Tansiyonun başlama yaşının düşmesi, hamilelik yaşının yükselmesi nedeniyle bu oran yükselme eğilimindedir” diyen Prof. Dr. Akpolat, “Hamilelikte yaşanabilecek tansiyon problemi doğum öncesi takip ve kan basıncı takibi ile tespit edilir. Tansiyonun hamilelikte de tedavisi vardır. Tansiyon hem anne hem de bebek için riskler yaratır. Erken doğuma neden olabilir. Yakın takip ile anne ve bebekte riskleri azaltmak mümkündür” dedi.
“BEN DE TANSİYON HASTASIYIM”
Yazmış olduğu ‘İyi ki Tansiyonum Çıktı’ kitabıyla ilgili de konuşan Prof. Dr. Akpolat şunları söyledi:
“Tansiyon tedavisi olan bir hastalık. Ben de tansiyon hastasıyım. Hastaların çoğu tansiyon lafını duyunca moralleri bozuluyor, başlangıçta ben de öyleydim ancak basit yaşam düzeni değişiklikleri ve doğru tedavi ile tansiyonun üzerine gitmeyi tercih ettim ve başarılı oldum. Sadece tansiyonumu kontrol altına almadım, birçok hastalığın gelişme riskini de azalttım. Tansiyon tedavi edilebilir bir hastalık olduğu için pozitif bir bakış açısı ve eğlenceli bir kitap yazabilmek mümkün. Tansiyonumun farkına vardığım ve gerekli önlemleri alabildiğim için ‘İyi ki Tansiyonum Çıktı’ diyebiliyorum. Kitabımda kendi tecrübelerimi hem hasta hem doktor olarak aktardım ve hastalara, hasta olmamak isteyenlere nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlattım.”
(FOTOĞRAF)