Güncelleme Tarihi:
Cansel KİRAZ- İdris TİFTİKCİ/ İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Elektronik Fakültesi içinde yer alan Akıllı Görüntü ve Sinyal İşleme Laboratuvarı'nda (ARIS) kod ve yazılımı tamamen yerli "yüz tanıma sistemi" geliştiriliyor. Akademisyen ve öğrencilerin bir arada çalıştığı laboratuvarda aynı zamanda yapay zeka algoritmalarında da çalışmalar yapılıyor. İTÜ'de yer alan laboratuvara girişler ise yüz tanıma sistemi ile gerçekleşiyor. Laboratuvara girişte anahtar ya da kart kullanılmıyor.
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte yüz tanıma sistemleri de giderek yaygınlaşıyor. Dünyada özellikle çalışma ofisleri, finans ve bankacılık sistemleri ile kent güvenliği alanında kullanılmak üzere yüz tanıma sistemleri ile ilgili çeşitli çalışmalar yapılıyor. Türkiye'de de "Üniversite-Sanayi İş Birliği" kapsamında İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi binasının içinde yer alan ARIS Laboratuvarı'nda üniversitedeki bilimsel potansiyelin sanayiye aktarılması ve ekonomik değere dönüşmesi amacıyla yüz tanıma sisteminin çalışmaları yürütülüyor.
YÜZ İMGELERİ YAKALANIYOR
Birçok firma tarafından kullanılan yüz tanıma sistemi, kapı geçişlerinde, şehir güvenliğinde ve termal kameralarda olmak üzere tüm kameralarda kullanılabiliyor. ARIS Laboratuvarı'nda da düşük çözünürlüklü yüz imgeler "yakalanarak" yüz tanıma işleminin yapılması için bir sistem geliştiriliyor. Laboratuvarda akademisyen ve öğrenciler de bir arada çalışıyor.
EN TEMEL BİYOMETRİK VERİ: YÜZ
ARIS Laboratuvarı Yönetici Direktörü Gülhan Ertürk Akgül, yüz tanımanın bir biyometrik veri olduğunu belirterek, kişinin parmak izi, avuç içi izi, göz izi gibi birçok özelliğinin olduğunu söyledi. Akgül, "Bunlar biyometrik veridir ama yüz, en temel biyometrik veridir. Kişileri yüzlerinden tanıyarak aslında nerede olduklarını bulabilirsiniz veya suçlu bir kişi varsa tespit edebilirsiniz. Bankacılık uygulamaları ya da internette bir uygulamanıza şifreli veya şifresiz giriş için kullanabilirsiniz. Bina girişlerinde herhangi bir kilit ya da kart olmadan da kullanabilirsiniz" dedi.
"KİŞİLERDEN İZİN ALINMASI GEREKİYOR"
Gülhan Ertürk Akgül, yüz tanıma sisteminin bir biyometrik veri olduğu için "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" kapsamında kişinin izni olmadan toplanmasının doğru olmadığını belirterek, "Kişilerin verilerinin toplanması birkaç şekilde yapılabiliyor. Bunlardan en önemlisi, izin alınarak. Aslında dikkat ederseniz alışveriş merkezine girişte veya herhangi bir yere girerken kameralarla izleme yapılmakta. 'Bu binaya girişte kamera izlemesi yapılmaktadır' yazısını görürsünüz. Biyometrik veri kullanırken de böyle. Kişilerden izin alınması gerekiyor. Eğer güvenlik amacıyla bu veriler alınıyorsa, verilerin korunması ve saklanması tamamen kamu sorumluluğunda veya emniyet güçlerinin sorumluluğunda olduğu için biz bu verilerin toplanması ve saklanması kısmına asla karışmıyoruz" diye konuştu.
"YÜZDE 100 YERLİ VE MİLLİ"
Laboratuvarda yaptıkları AR-GE çalışmalarına da değinen Akgül, "Koduna, yazılımın her aşamasına hakimiz. Yüzde 100 yerli ve milli üretim yapıyoruz. Dünya genelinde rakiplerimiz çok fazla ve çok büyük firmalar. Bunlar aslında ülkemize girebilmek için de çeşitli çabalar sarf ediyorlar. Biz buna 'yersiz' deyip, 'dışarıdan gelen ürünler' olarak adlandırıyoruz. Ülkemizde verilerin korunması, saklanması, kişisel verilerin, ülkemize ait olan coğrafik bilginin ülkemizde kalması gerektiğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
"YAPAY ZEKA ALGORİTMALARI GELİŞTİRİYORUZ"
Laboratuvarda yürütülen çalışmalarda görevli yüksek lisans öğrencisi ve AR-GE mühendisi Onur Sertkaya ise, "Burada aslında yaptığımız iş iki koldan yürüyor; bir tarafta yazılımlarımızı geliştiriyoruz, diğer tarafta da yazılımları adapte ettiğimiz yapay zeka algoritmalarını geliştiriyoruz" diyerek laboratuvarda yaptığı çalışmaların kendisini geliştirdiğini ifade etti.
UYGULAMA NASIL ÇALIŞIYOR?
Yüz tanıma sisteminin çalışmalarını yürüten isimlerden biri olan İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tayfun Akgül de uygulamanın testi amacıyla odasına yerleştirdiği kameranın çalışma şeklinden bahsetti. Akgül, çalışma odasındaki dolabın içinde yer alan kamerayı işaret ederek, "Kameramız, aynanın arkasında yer alıyor. Ayna da dolap camının arkasında bulunuyor. Buradan alınan görüntülerle kameramız yüz görüntüleme yapıyor" dedi. Akgül, yüz tanıma sistemi için geliştirilen cep telefonu uygulaması ile odaya giren kişilerin yüz fotoğraflarının telefonuna iletildiğini söyledi.
(FOTOĞRAF)