Güncelleme Tarihi:
Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) 15 Temmuz darbe girişiminde, 47. Motorlu Piyade Alayı'ndan, Kurmay Albay Nizamettin Aydın komutasında 90 askerle birlikte İstanbul Valiliği'ni işgale giden darbeci askerler hakkında tamamlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı.
İstanbul Valiliği'ni korumakla görevli bazı polislerin etkin direniş göstermeden darbecilere silahlarını teslim ettikleri belirtilen iddianamade, İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Cengiz Demircan'ın darbeci askerlere direnmeleri için telefonla aradığı bir esnaftan toplayabildiği kadar vatandaşı valiliğe toplamasını istediği, halkın toplanması üzerine darbecilerin geri püskürtüldüğü anlatıldı.
"POLİSİN ELİNDEKİ OTOMOTİK SİLAHI ÇEKEREK ALDI"
İddianamede darbeci askerlerin 22.30'da valiliğe gittikleri, ilk olarak Ankara Caddesi üzerindeki kapıda nöbetçi olan iki polis memuruna, 'Ordu adına geliyoruz, buranın güvenliği bizden sorulur, silahlarınızı teslim edin' dedikleri, polislerin de 'böyle bir emir gelmedi' demeleri üzerine de darbeci askerlerin başındaki Nizamettin Aydın'ın polisin elindeki MP-5 otomotik silahı çekerek aldığı, polislerin de bir süre sonra olay yerinden uzaklaştıkları kaydedildi.
CAMİNİN KAPISI KIRILARAK VALİLİĞE GİRİLDİ
İddianamede, daha sonra darbeci askerlerin başında bulunan Nizamettin Aydın'ın 3 er ile birlikte Valiliğin arka tarafında bulunan caminin kapısını kırarak valiliğe girdikleri, burada da karşılaştıkları bir polis memurunu silah zoruyla elleri havada bir şekilde diz üstü çöktürerek, atletle kalacak şekilde giysilerini çıkardıkları anlatıldı.
EMNİYET MÜDÜRÜ GELİP İKNA ETMEYE ÇALIŞTI
Bu sırada İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Cengiz Demircan'ın olayı haber alarak gittiği valilik binası önünde darbeci askerleri engellemeye çalıştığı anlatıldı. Demircan'ın kendisini tanıttıktan sonra geriye kalan polislerin silahlarını teslim etmeyeceklerini belirterek darbeci askerlerin o an başında bulunan Yarbay Recep Karaçam ile görüşerek ikna etmeye çalıştığı aktarıldı.
"TOPLAYABİLDİĞİN KADAR VATANDAŞLA VALİLİĞE GEL"
Askerlerin sayıca çok olması nedeniyle Demircan'ın önce takviye ekip çağırdığı daha sonra da tanıdığı bir esnafı cep telefonuyla arayarak toplayabildiği kadar vatandaşla valiliğe gelip darbeci askerler üzerinde psikolojik baskı kurmalarını istediği belirtildi. Emniyet müdürü Demircan'ın emniyet ve belediyeden görüştüğü kişilere de sivil toplum kuruluşlarını, partileri ve vatandaşları valiliğe toplamalarını istediği kaydedildi. İlk etapta 20 kişilik bir grubun geldiği, daha sonra bu sayının 100'e ulaşması üzerine, şüpheli Nizamettin Aydın'ın, Yarbay Recep Karaçam'ı arayarak "Çok sıkıntıya girerseniz sıkın" şeklinde emir verdiği, daha sonra darbeci askerlerin halka silah doğrulttuğu belirtildi.
"HALK SİZİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYOR, ONLARA KANMAYIN"
Bu arada, valiliğin işgal girişimine karşılık valilik önünde toplanan vatandaşların askerlere, "Kışlanıza dönün yapmayın, etmeyin" şeklinde telkinlerde bulunulduğu sırada, şüpheli teğmen Sadık Efe'nin de şüpheli askerlere, "Çocuklar halk sizi kandırmaya çalışıyor, onlara kanmayın, sizin soğukkanlılığınızı ölçüyoruz" söylemlerinde bulunduğu belirtildi.
Emniyet Müdürü Demircan'ın ise, 'Şuan 15 bin kişi buraya geliyor. Vatandaşlar sizi linç edebilir' diyerek bu işe son vermelerini istediği, Recep Karaçam'ın da telefonla konuştuğu kişiye, 'Komutanım, bu bir tatbikat veya eğitim değil ise ben birliğimi alıp buradan çekilmek istiyorum' dediği kaydedildi. Daha sonra polislerin de yardımıyla darbeci askerlerin geldikleri araçlara binerek valilikten ayrıldıkları ancak Haliç Köprüsü civarında polisler tarafından önleri kesilerek gözaltına alındıkları anlatıldı.
TÜM ŞÜPHELİLER HAKKINDA 3'ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTENDİ
İddianamede 12'si tutuklu 15'i rütbeli 75'i er olmak üzere toplam 90 asker hakkında, "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İddianamede ayrıca bir kısım şüpheliler için de "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından onaylanan iddianame 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.