Güncelleme Tarihi:
Gülseli KENARLI / İstanbul DHA
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Toplantının oturum başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı. Erdoğan'ın ardından İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Filistin Başbakanı Rami el-Hamdallah, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El-Ahmed El-Cabir Es-Sabah ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani birer konuşma yaptı.
Akşam yapılan zirvede konuşmalar sırasında okunan ezanla toplantıya katılanlar oruçlarını açtı.
“İLİŞKİLERİMİZİ KESMEMİZ GEREKİYOR"
Filistin Başbakanı Rami el-Hamdallah, “ABD tarafından göz ardı edilen kararlara karşı durmamız gerekiyor. Böylece Amerikan rejiminin uluslararası meşruiyete karşı gelmemesi gerektiğini belirtmeliyiz. Bununla beraber diplomatik ilişkileri kesebiliriz. Bu ilişkileri destekleyen bütün kongre üyelerine de karşı durmamız, hatta ilişkilerimizi kesmemiz gerekiyor. İşgalci güçlere karşı pratik siyasi ve kanuni adımlar atmamız gerekiyor. İsrail ürünlerini boykot etmek gibi pratik adımlar atmamız gerekiyor. Filistin halkının ayakta durması için özellikle iskan konusundaki projeleri desteklememiz gerekiyor" dedi.
“BİZİM HALKIMIZIN ULUSLARARASI KORUMAYA İHTİYACI VAR"
Hamdallah, Filistin'in kabul edilmesinin önemli olduğunu belirterek, “Uluslararası toplumun üzerinde çok önemli bir sorumluluk var. Filistin halkının haklarını geri alması ve zulmü yapanların mahkeme karşısına çıkması lazım. BM'de İsrail'e karşı bağımsız bir soruşturma konseyi oluşturulması gerekiyor, yaptığı zulümlerin tespiti için. Filistin rejimi üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmiştir. Bizim halkımızın uluslararası korumaya ihtiyacı var çünkü İsrail askerine karşı savaşıyor. Bu nedenle BM'nin kararlarına da saygı duyulması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
“SİYONİST ŞİRKETLERE DE YAPTIRIM ÖNERİYORUZ"
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, “BM Genel Kurulunun özel bir oturum düzenlemesini ve ABD yönetiminin aldığı yasa dışı kararın ve siyonist rejimin işlediği suçların burada değerlendirilmesini öneriyoruz. Uzmanlardan oluşan grubun bir araya geldiği bir toplantıyla çözümlerin ortaya çıkmasını ümit ediyoruz. Böylece yeni yasa dışı kararların alınmasını önlemiş olabiliriz. ABD ve siyonist rejime karşı uygun siyasi, ekonomik ve ticari önlemlerin alınması gerekiyor. Müslüman hükümetlerin ve dünyanın özgürlükçü tüm hükümetlerinin siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerini gözden geçirmelerini, siyonist rejimle bağlarını kesmelerini öneriyoruz. Siyonist şirketlere de yaptırım öneriyoruz" dedi.
Ruhani ayrıca, İsrail'in nükleer silahlardan arındırılması gerektiğini belirterek, “Ayrıca, ramazan ayının son cuma gününün bütün Müslüman ülkelerin takviminde Filistin'in desteklenmesi ve İsrail'in işlediği suçlara karşı protesto edilmesi için belirlenmesini istiyoruz" diye konuştu.
“OLANLARA KARŞI HİÇBİR ŞEY YAPMADAN DURMAYA ÇALIŞIYORUZ YA DA DURUYORUZ"
Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El-Ahmed El-Cabir Es-Sabah ise konuşmasında, ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınmasının sonuçlarının olacağını belirterek, “Sonuçlarının ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Ne kadar çok terörizmi ve radikalizmi beslediklerini görüyoruz" dedi.
Sabah, “Müslüman ülkeleri büyük bir karanlık içerisinde. Biz hala çok büyük karanlıklar içerisinde yaşadığımızı söyleyebiliriz. Çünkü bu olanlara karşı hiçbir şey yapmadan durmaya çalışıyoruz ya da duruyoruz. Suriye'de, Myanmar'da ve Filistin'de olan bitenlerin ne kadar karanlık olduğunu da görüyoruz. Bu saldırıların tüm insan haklarına karşı yapılmış olan saldırılar olduğunu görüyoruz. Sonra Güvenlik Konseyi'nde ve uluslararası toplumda kararlar alınıyor ama hiçbir şekilde uygulanmıyor. Biz çaresizlikler içerisinde olmaya başlıyoruz. Bu nedenle yaptığımız bütün çalışmaları gözden geçirmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
“KINAYAN KARARLAR ALABİLİYORUZ AMA BU YETERLİ DEĞİL"
Sabah ayrıca, "Filistin topraklarının üzerindeki durumun ne kadar vahim olduğunu ve acil şekilde koruma altına alınması gerektiğini söylemiştik ama yine de hiçbir şey olmadı. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Onlar için yas tutmamız gerekiyor. Yas tutuyoruz ama sivillere yardım edemiyoruz. Kınayan kararlar alabiliyoruz ama bu yeterli değil, bu bizleri hüsrana uğramaktan başka bir şey yapmıyor. Çünkü, Güvenlik Konseyi sonunda hiçbir şey yapmıyor. Biz yine de elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. Biz Filistinli kardeşlerimize yardım etmeye devam edeceğiz" dedi.
“BARIŞI İSTİYORUZ"
Ürdün Kralı 2. Abdullah, “Kudüs'ün ve Filistinlilerin kimliğinin korunması bizlerin sorumluluğudur. Bu sorumluluğu omuzlarımızda hissetmekteyiz" dedi.
Herkesin gerçek anlamda barışı tesis ederek, yıkımı ve karamsarlığı sonlandırması gerektiğini belirten Kral Abdullah, "Kudüs'ün, çatışma unsuru değil, semavi dinler nezdinde kaynaştırıcı unsur olacağı bir barışı istiyoruz" ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR ŞEKİLDE MEŞRUİYETİ TANINMAYACAKTIR"
İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin, “İslam ümmeti gerçek anlamda bir hareket beklemekte. İslam ümmeti, şu an bu zirvenin ortaya koyacağı tutum ve kararları dört gözle beklemekte" dedi.
Useymin, “Uluslararası hukuku hiçe sayarak, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasının hiçbir şekilde hukuksal zemini yoktur ve yok hükmündedir. Hiçbir şekilde meşruiyeti tanınmayacaktır" diye konuştu.
Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar Emiri, İran Cumhurbaşkanı ve Suudi Arabistan Dışişleri bakanı ile ikili görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmelerin arından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın basın toplantısı düzenlemesi ve sonuç bildirgesinin de basın toplantısının ardından açıklanması bekleniyor.
(FOTOĞRAF)