Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 25 Temmuz (DHA) – İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile politik nedenlerle başlanamadığını belirttiği, gümrük birliğinin, "AB ile normalleşme sürecinde" öncelikli konu olarak ele alınması çağrısı yaptı.
Başkan Zeytinoğlu OHAL’in sona ermesinin ardından AB ile bir normalleşme sürecinin başlamasını beklediğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Son iki yıldır AB ile ilişkilerde herhangi bir ilerleme kaydedemedik. AB’nin en fazla üzerinde durduğu konu olan OHAL’in sona ermesi ile yeni bir fırsat penceresi açılmış oldu. Türkiye’de yeni sisteme geçiş ve hükümetin kurulması da istikrar açısından önemli. Hollanda ile diplomatik ilişkilerin düzelmesi ve Almanya’nın ekonomik yaptırımlara son vererek, seyahat uyarısını hafifletmesi de Avrupa ile yeni bir dönemin başlamakta olduğunu gösteriyor.
“Dünyadaki gelişmeler, Çin ile ABD arasında yükselen rekabet, Rusya’nın güç politikası, Suriye’de Türkiye’nin de müdahil olması ve özellikle Trump’ın Avrupa’ya karşı çatışmacı bir tavır alması da ülkemizin önemini Avrupalılara bir kez daha hatırlattı. Bundan sonra artık AB sürecini de dikkate alarak siyasi ve ekonomik alanda reform sürecinin hızlandırılması ve başta yargı olmak üzere hukuk sisteminin güçlendirilmesi beklentisi içindeyiz. Bu şekilde başlıca ihracat pazarımız olan AB ile ilişkilerde normalleşme ve katılım sürecinin canlandırılması mümkün olacaktır.”
“Trump’ın korumacı hamlelerine rağmen AB STA’lara hız veriyor”
Zeytinoğlu dünya ticaretindeki son gelişmeler ışığında AB’nin ticaret politikasına da değindi ve AB’nin özellikle serbest ticaret anlaşmaları (STA) yoluyla dünya ticaretindeki payını artırmayı hedeflediğini belirtti. Zeytinoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son dönemde ABD Başkanı Trump’ın tetiklediği ticaret savaşlarına şahit oluyoruz. Trump ABD’nin ticaret açığı verdiği Çin ve Almanya gibi ülkeler ve AB gibi bloklar karşısında gümrük tarifeleri ile yerli sanayiyi korumaya yönelik önlemler alıyor. Ancak Trump’ın aksine AB STA politikasından vazgeçmiyor.
“Son olarak 17 Temmuzda Japonya ile bir Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EOA) imzalandı. Yeni Zelanda ve Avustralya ile müzakereleri başlanıyor. Daha önce Kanada ile bir ‘derin ve kapsamlı’ tabir edilen STA imzalanmıştı. AB bu anlaşmalar yoluyla korumacılık duvarlarını aşıyor. Türkiye gibi AB ile gümrük birliği içinde olan bir ülke için bu STA’lara uyum sağlamak önemli.”
“Japonya STA’sındaki madde Türkiye için de geçerli olmalı”
Zeytinoğlu, Japonya EOA’sının ekinde AB’nin gümrük birliği içinde olduğu San Marino ve Andorra için özel bir düzenleme yer aldığını belirtti ve şunları söyledi:
“AB 17 Temmuz’da Japonya ile kapsamlı bir EOA imzaladı. Bu anlaşmaya bir de Stratejik Ortaklık Anlaşması eşlik edecek. Anlaşmanın ekinde San Marino ve Andorra’yı etkileyen bir ibare var ki çok önemli. San Marino ve Andorra menşeli ürünlerin Japonya tarafından AB menşeli ürün olarak tanınmasını, Japon menşeli ürünlere de Andorra ve San Marino’nun AB ile aynı tarifeyi uygulamasını öngörüyor. Bu şekilde Andorra ve San Marino’nın ayrıca Japonya ile bir STA müzakere etmesine gerek kalmadı. Bu iki mini ülke de Türkiye gibi AB ile gümrük birliği içinde. Ancak AB bu iki ülke için anlaşmaya özel hüküm koyarken Türkiye için bunu yapmıyor. AB ile gümrük birliği içinde bulunan Türkiye için de benzer bir hükmün bu ve benzeri anlaşmalara eklenmesi gerekli. AB yetkililerine bunu güçlü bir şekilde aktarmalıyız. Türkiye bu ülkelerle karşılaştırılamayacak büyüklükte bir ülke. AB’nin beşinci ticaret ortağı olan bir ülke için bu tür kolaylaştırıcı önlemlerin alınacağını ümit ediyoruz.”
Başkan Zeytinoğlu bunun yanında, iyi işleyen ve hakkaniyetli bir gümrük birliği ilişkisinde ticari korunma önlemlerinin söz konusu olmaması gerektiğini belirtti ve gerek AB’nin gerekse Türkiye’nin karşılıklı olarak bu uygulamaları bırakmalarının gümrük birliğinin sağlıklı işlemesi ve güven ortamının tesisi için şart olduğunu vurguladı.