Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 7 Kasım (DHA) - İktisadi Kalkınma Vakfı, "İdam cezasının tekrar getirilmesini gündeme getirmek bile, Türkiye’nin AB süreci açısından vahim sonuçlar doğurabilir" uyarısında bulundu.
Özel sektörün Avrupa Birliği (AB) konusundaki uzmanlık kuruluşu İKV'nin Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas ve İKV Uzmanı Ahmet Ceran tarafından, idamın geri getirilmesi tartışmalarının AB ile ilişkiler ve Kopenhag Siyasi Kriterleri çerçevesinde ele alındığı “Neden İdam Cezası Geri Getirilmemelidir?” başlıklı değerlendirme notu yayımlandı.
"Taraflar arasında ipler bir kez daha gerildi"
Değerlendirme notunda, idam cezasının Türk hukuk sistemine geri getirilmesi tartışmaları geçtiğimiz hafta Meclisteki Grup toplantılarında gündeme taşınması ile bu yönde bir tasarının hazırlanması olasılığının yeniden doğmasıyla birlikte AB, Avrupa Konseyi ve daha genel olarak Batı’dan hızlı bir şekilde, idam cezasının geri getirilmesine karşı çıkan demeçler gelmeye başladığı ve taraflar arasında iplerin bir kez daha gerildiğine dikkat çekildi.
"Türkiye'nin Avrupa kıtasındaki rolü açısından da kilit önem taşıyor"
"Taraflar arasında iplerin daha önce de çok defa gerilmiş olmasına rağmen, idam cezasının kaldırılması, Türkiye’nin AB’ye üyeliği ile temel hak ve özgürlüklerin tesisi için attığı en kritik adımlar arasında yer alıyor" denilen değerlendirme notunda, Türkiye’de idam cezasının kaldırılmasının, AB üyeliğinin ötesinde daha geniş çapta Avrupa kıtasındaki rolü açısından da kilit önem taşıdığının altı çiziliyor.
"Gümrük Birliği ile işbirliği içindeki ilişkiler bütününü tehlikeye atabilir"
Türkiye’nin 32 yıldır uygulamadığı bu ceza türünün geri getirilmesi, AB üyelik perspektifinin, ülkenin gelişmişlik düzeyini ilerletmesi, sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlarına çözüm bulması ve demokratik ve yapısal reformlar için model oluşturması bakımından olumsuz sonuçlar doğurabilme ihtimalinin altı çizilen değerlendirme notunda, "Ekonomik açıdan bakıldığında ise Türkiye’nin ticaretinin yarısına yakınını gerçekleştirdiği, yabancı yatırımların yaklaşık 2/3’ünün kaynaklandığı ve Gümrük Birliği ile işbirliği içerisinde olduğu bir ilişkiler bütününü tehlikeye atabileceği" uyarısı da yapıldı.
"İdam cezasının kaldırılması AB’ye üyelik için en kritik adımlar arasında"
"İdam cezasının kaldırılması Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerine başlamak için yerine getirdiği en öncelikli siyasi şartlardan birini oluşturuyordu" diye anımsatılan notta, "İdam cezasının tekrar getirilmesini gündeme getirmek bile, Türkiye’nin AB süreci açısından vahim sonuçlar doğurabilir" uyarısı yapıldı ve şu konulara dikkat çekildi:
"AB’ye üyelik perspektifini tehlikeye atacak bir adım"
"Bu cezanın tekrar uygulanmaya başlanması AB üyelik hedefinin bütünüyle rafa kaldırılmasını gündeme getirebilir. Türkiye açısından AB üyelik hedefinin, ülkenin gelişmişlik düzeyini ilerletmesi, sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlarına çözüm bulması ve demokratik ve yapısal reformlar için model oluşturması açısından önemi devam ediyor. Ekonomik açıdan bakıldığında Türkiye’nin ticaretinin yarısına yakınını gerçekleştirdiği, yabancı yatırımların yaklaşık 2/3’ünün kaynaklandığı ve Gümrük Birliği ilişkisi ile işbirliği içinde olduğu AB’ye üyelik perspektifini tehlikeye atacak böyle bir adımın sonuçlarını düşünmeliyiz."
"Küresel çapta protestolara sebep olabiliyor"
İKV notunda, "Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı ( TTIP), Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması (CETA) gibi büyük çaplı uluslararası ticaret müzakerelerine yönelik protestolarda da görülmüştür ki sosyal medya ve teknolojiyle birlikte bilginin saniyeler içinde ülkeler arasında gezdiği bir dönemde, ticari ilişkiler bile temel insan haklarından bağımsız ele alınamıyor ve küresel çapta protestolara sebep olabiliyor" denildi ve şu konuların altı da çizildi:
"Avrupa’da yükselen aşırı sağ tarafından da bir koz olarak kullanılacak"
"Unutulmamalıdır ki Avrupa Konseyi, NATO ve OECD üyesi olan Türkiye’nin Avrupa ve Batı ile vazgeçilemez kurumsal ilişkileri bulunuyor. Bu ilişkiler Türkiye’nin güvenliği, istikrarı ve çağdaş dünya ile ilişkileri açısından kritik önemdedir. İdam cezasının geri getirilmesi Türkiye’nin çağdaş dünyanın bir üyesi olarak varlığının ve kimliğinin sorgulanmasını da doğuracaktır. Yukarıda ifade edildiği gibi etkili bir ceza olduğu konusunda önemli soru işaretleri olan ve herhangi bir adli hata durumunda geri dönülemez ve tazmin edilemez olması nedeniyle ahlaki açıdan sorunlu bir ceza türü olan idam cezasının geri getirilmesi Avrupa’da yükselen aşırı sağ tarafından da bir koz olarak kullanılacak ve yalnızca Türkiye karşıtlarını sevindirecektir."
İKV notuna göre, 47 Avrupa Konseyi üyesi ülkede 19 yıldır idam cezası uygulanmıyor ve 2015 verilerine göre idam cezasının yüzde 89’u yalnızca "İran, Pakistan ve Suudi Arabistan"de meydana geliyor.