IHA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2016 12:40
Psikolog Sinem Gül Şahin, annelerin yaşadığı depresif rahatsızlıklara değinerek doğum sonrası depresyona dikkat çekti. Yeni doğum yapmış annelerde ilk on gün annelik hüznü denilen duygulanım durumları olduğunu belirten Şahin, sürecin iki haftadan fazla sürmesi halinde depresyondan şüphelenilmesi gerektiğini kaydetti.
Doğum sonrası bazı annelerde depresyon görülebileceğini ifade eden Şahin, "Anne olmak bir kadın için en güzel deneyimlerden biri olarak nitelendirilse de bazı anneler için bu süreç zorlu geçebilmektedir. Annelerin yaşadığı depresif rahatsızlıklara değinirken ilk ele almamız gereken doğum sonrası depresyondur. Yeni bir varlığı dünyaya getirmek, kadında hem hormonal hem duygusal anlamda değişimler dalgalanmalara sebep olur. Bu nedenlerden dolayı yeni doğum yapmış annelerde ilk on gün annelik hüznü denilen duygulanım durumlarını doğal karşılarız. Fakat bu süreç iki haftadan fazla sürerse o zaman doğum sonrası depresyondan şüphelenilmesi gerekmektedir. Annede ilgi ve enerji eksikliği, yaşamdan zevk alamama hali, şiddetli mutsuzluk, hüzün ya da duygu küntlüğü, iştahsızlık, uyku problemleri, bebekle ilgili aşırı kaygı, bebeğin ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verememe, suçluluk ve yetersizlik duyguları, konsantrasyon ve bellek sorunlar görülebilir" diye konuştu.
"Annede oluşan bu depresyonun nedenlerini incelediğimizde birden fazla faktörün etkili olabildiğini görmekteyiz" diyen Psikolog Sinem Gül Şahin, "Öncelikli olarak annenin henüz hamileyken ya da daha öncesinde depresyon geçirmiş olması doğumdan sonraki depresyon riskini arttıran bir etken. Erken yaşta çocuk sahibi olmak, annenin bilişsel ve duygusal olarak kendini hazır hissetmemesi, istenmeyen gebelik durumları, sosyo ekonomik sıkıntıların aşırı stres ve endişe yaratması, eşler arasında problemli bir ilişkinin varlığı, annenin ihtiyaç duyduğu desteği eşinden ve çevresinden bulamaması, daha önce kayıpla sonuçlanmış gebelik deneyimleri, hamilelik sürecinde yaşanan ve annenin psikolojisini etkileyebilecek sarsıcı olaylar depresyona neden olabilir. Ayrıca bebeğin sağlığıyla ilgili olumsuz durumlar da annenin suçluluk ve yetersizlik duygularını tetikleyerek depresyona yol açabiliyor" ifadelerini kaydetti.
Hem doğum sonrası hem de annenin daha sonraki dönemlerde yaşadığı depresyonun çocuğuna karşı olumsuz tutumlar sergilenmesine neden olabileceğine dikkat çeken Şahin, "Çocuğun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişiminde anne ile olan önemi göz önünde bulundurulduğunda annenin çocuğa karşı aşırı soğuk ve ilgisiz ya da tam tersine aşırı korumacı olması ya da sert olması çocuğun gelişim alanlarını olumsuz etkileyecektir. Özellikle anne ve çocuk arasında ilk bir yılda gelişmesi gereken güvenli bağlanma yapısı doğum sonrası depresyon yaşayan annelerde sağlıklı bir şekilde gelişemez ve bu da sonraki süreçlerde çocuğun kişilik yapısında sıkıntılara yol açar. Anne olduktan sonra bu süreçte kadının kendine zaman ayırabilmesi, dinlenebilmesi, çocuğa dair sorumlulukları eşi ile paylaşıp bütün kendi üstünde hissetmemesi, çevresinden, yakınlarından anneliğine dair takdir görmesi, çocuğuyla tensel temas kurmaya özen gösterip verimli zaman geçirmesi, hafif egzersizler ya da yürüyüşler yaparak vücudunu zinde tutması ve öz bakımına dikkat etmesi depresyon oluşumu ve ilerlemesini önleyici faktörler olması adına önemlidir. Hem bireyin kendisi hem de aile içi ilişkiler için oldukça sıkıntı oluşturabilecek bu sürecin en kısa zamanda ve sağlıklı bir şekilde atlatılması için geç kalınmadan bir uzmana danışılarak psikoterapi desteği alınması gerekmektedir" şeklinde konuştu.