Güncelleme Tarihi:
Â
Yaşar KAÇMAZ / İSTANBUL (DHA) - 686 sayılı KHK ile ihraç edilen 330 akademisyen arasında yer alan Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Yrd. Doç Dr. Baran Alp Uncu ve araştırma görevlileri Fırat Çapan ile Canan Özbey öğrencileriyle vedalaştı. Prof. Dr. Yüksel Taşkın, "Üniversitenin soruşturma komisyonu ki tarafsız değil kesinlikle, bizi terörle ilişkilendirmeye çalıştı. Bakın savcı bile terörle ilişkilendirmiyor. Kaldı ki olağan hukuktaki davaları kazanmışız. Bu OHAL fırsatçılığıdır" dedi.
Â
Öğrenciler, öğlen saatlerinde Siyasal Bilgiler Fakültesinin bulunduğu Marmara Üniversitesi Anadolu Hisarı yerleşkesine gelen hocalarını, çiçeklerle ve alkışlarla uğurladı. Yerleşke kapısında açıklama yapan Prof. Dr. Yüksel Taşkın, haksızlığa uğradıklarını söyledi. Kendisinin bir siyasi tarihçi olduğunu ifade eden Yüksel Taşkın,“İlerde bu dönemin tarihini yazarken bazılarının çok ciddi utanacağını biliyorum. Ben, benim arkadaşlarım ve haksızca işlerinden olan insanlar işlerine dönecekler ve onurlu bir hayatı sürdürecekler, gece rahat uyuyacaklar. Bundan eminim" diye konuştu.
“BU 'OHAL' FIRSATÇILIĞIDIR"
Olağan hukuk içinde üniversite içinde ya da dışında bütün davaları kazandıklarını ve hesap vermeye asla itiraz etmediklerini dile getiren Taşkın, üniversitedeki soruşturma komisyonunun OHAL fırsatçılığı yaptığını belirtti. Taşkın, “Hukuk içerisinde bunu yapıyorduk zaten. Bu iş bitmişti. Niye biliyor musunuz? Bu ülkede bile düşüncenin suç olmayacağı şeklinde bir kültür oluşuyordu. Doksanlarda bunun için çok mücadele edildi çünkü. Peki üniversite ne yaptı? Üniversitenin soruşturma komisyonu ki tarafsız değil kesinlikle, bizi terörle ilişkilendirmeye çalıştı. Bakın savcı bile terörle ilişkilendirmiyor. Kaldı ki olağan hukuktaki davaları kazanmışız. Bu OHAL fırsatçılığıdır. Bu OHAL fırsatçılığı kursaklarında kalacak. Eğer toplum buna itiraz geliştirirse, burada özellikle AK Partililere çok büyük bir iş düşüyor; çünkü ben bunun onlar adına yapılmasını da yakıştıramıyorum. Burada çok daha farklı bir grup var, çok daha farklı hesaplar var. Bunları boşa çıkarmak lazım arkadaşlar. Lütfen bu konuda dikkatli olun. Bizim yaptığımız şey çok basittir, ifade özgürlüğüne girer. Ben bunu başka bir yerde anlatamıyorum zaten. Yurtdışından arıyorlar. Kendi ülkemi kötülemek, böyle şeyler bize göre değil, biz böyle yetişmedik; ama anlayamıyorlar. Peki diyorlar, 'ne yaptın'? Barış talep ettik. Peki diyorlar, 'şiddeti özendirdin mi'? Hayır. Peki niye böyle oluyor? 'Ben de bilmiyorum, o başkasının sorunu, benim alnım ak vicdanım temiz' dedim ve demeye devam ediyorum" şeklinde konuştu.
“ÜLKEM ADINA UTANÇ DUYUYORUM"
Hiçbir yanlışlarının olmadığını ve üniversitedeki görevlerine tekrar geri döneceklerine inandığını belirten Taşkın, “Bizi terörle şiddetle ilişkilendirenler, bizi tanımıyor. Emin olun bir masa etrafında benimle 20 dakika geçiren kişi, böyle bir şey söylediği için hicap duyar. Bu çok büyük haksızlık. 21'inci yüzyılda düşünce suçlusu olarak aranızda bulunmaktan, ülkem adına utanç duyuyorum. Bizim dönmemiz ülkemiz demokrasisi için iyi olur. Sadece bizim için değil, ülkemiz için iyi olur. Ben bu utancı ülkemize yakıştıramıyorum. Çok zor koşullarda eğitim görmüş bir Cumhuriyet çocuğuyum. Demokrasi istiyorum" dedi.
TÃœRKÄ°YE'DE SÄ°ZÄ° SEVÄ°YOR HOCAM"
Açıklamanın ardından öğrencileriyle vedalaşan Taşkın, onlara hitaben “Merak etmeyin, mağdur olmam, geri dönemesek de bir süre yurt dışında kalırız ama mutlaka Türkiye'ye dönmek ve Türkiye'de yaşamak istiyorum. Bu fırsattan istifade, oradan bir şey kapayım buradan bir şey kapayım diye bir şey yok. Seviyorum Türkiye'yi ben" diye konuştu. Öğrencilerinden biri de Taşkın'a “Türkiye'de sizi seviyor hocam" diye karşılık verdi.
BAÅžKA BÄ°R GRUP EYLEM YAPTI
Öte yandan akademisyenlerin okuldan ayrılmasının ardından, başka bir grup yerleşke kapısı önüne geldi. İhraçları destekleyen sloganlar atan grup daha sonra olaysız bir şekilde uzaklaştı.
(FOTOÄžRAF)
Â
Â