Güncelleme Tarihi:
Serpil KIRKESER / İSTANBUL, (DHA) GAZZE'ye insani yardım taşıyan "Mavi Marmara" gemisine yönelik 31 Mayıs 2010 yılında İsrail askerlerince düzenlenen ve 10 kişinin öldüğü saldırıya ilişkin, aralarında olay tarihinde İsrail Genelkurmay Başkanı olan Rau Aluf Gabiel Ashknazi'nin de bulunduğu 4 sanığın yargılandığı davanın 12. duruşması başladı. Davada müştekiler dinlenirken, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı İHH Başkanı Bülent Yıldırım da Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'nın karşısındaki meydanda basın açıklaması yaptı. Bülent Yıldırım, Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmaya değinerek, "Bu yapılan anlaşma asla Türkiye-İsrail ilişkilerini düzeltemez. Türkiye - İsrail ilişkilerinin bozulması sadece Mavi Marmara ilgili değil. 1967'de Amerika gemisine İsrail nasıl saldırdıysa, oradaki insanları nasıl katlettiyse Mavi Marmara'ya da saldırmıştır ve katletmiştir Türkiye - İsrail ilişkileri İsrail'in vurdumduymazlığı, katliamcılık, haksızlık ve adaletsizlik üzerine kurulan sistemiyle ilgilidir bu ilişkiler. Hiç durmadan müslümanları katleden, insanların dinlerine hakaret eden Kuran'ı Kerim'i yerlere atan bir İsaril ile Türkiye'nin ilişkisi asla düzelmez, mümkün değil" dedi.
"BU ANTLAŞMA METNİNDEN SONRA NE YAZIK Kİ ELİMİZ ZAYIFLADI"
Türkiye ile İsrail arasında imzalanan antlaşmanın detayları hakkında bilgi veren Yıldırım, "Bu antlaşma metninden sonra ne yazık ki elimiz zayıfladı. İlk defa İsrail'e karşı kendimizi böyle zayıf hissediyoruz" diye konuştu. Bu antlaşmadan sonra Türkiye'nin tüm iyi niyetine rağmen İsrail'in Gazze'ye ve Mescid'i Aksa'ya saldırdığını söyleyen Yıldırım İsrail'in Türkiye'yle yaptığı anlaşmaya uymadığını belirtti.
"ŞİMDİ BAKACAĞIZ; HUKUK MU ÜSTÜN, SİYASET Mİ ÜSTÜN"
Antlaşmadan sonra Mavi Marmara Davası'nın bugün 12. duruşmasının yapıldığını ifade eden Bülent Yıldırım, "Şimdi bakacağız; hukuk mu üstün, siyaset mi üstün, adalet mi üstün ? Hak arayışımızı kimseye yedirtmeyiz" dedi.
"KİMSEYE DE KIRGIN DEĞİLİM"
Yıldırım, "Bu arada kimseye de kırgın değilim. Onu söyleyeyim. Kimseye karşıda herhangi bir sitemim yok. Elimiz zayıflasa da güçsüz bırakılsak da demek ki bu mücadelenin bu alanında bu iş bize düşüyor. Niçin kırgın değilim. Çünkü İsrail'in deşifre olması için belki de böyle bir anlaşmada hayırlara vesile olabilir. Biz hep İsrail'in şımarık olduğunu, anlaşmalara uymayacağını, katil olduğunu, kasten adam öldürdüğünü, hiçbir sözünde durmadığını söylüyorduk. Ama buna demekki buna bazen inanılıyordu, bazen inanılmıyordu. Bu anlaşma yapıldı şimdi göreceksiniz mecliste bu anlaşmaya imza atan herkes İsrail'i daha yakından takip edecek. Ve İsrail'in bu anlaşmaya uymadığını herkes daha iyi bilecek" dedi.
"ANLAŞMADAN SONRA İSRAİL KENDİSİNİ ÇOK GÜÇLÜ ZANNETTİ"
Davaların devam edeceğini, anlaşmanın yapılmasının ardından davanın düşmesinin hukuken mümkün olmadığını söyleyen Yıldırım, "Türkiye'de de bu davada devam edecek. Burada düşse temyize gideceğiz, Anayasa mahkemesine gideceğiz. Gidilebilecek her noktaya gideceğiz" ifadelerini kullandı.
İsrail'in anlaşmadan sonra kendisini çok güçlü zannettiğini ve İHH'nın terör listesine alınması için uluslararası bütün güçlerini devreye koyduğunu söyleyen Yıldırım, "Ben İsrail'e söylüyorum. Hiç kaçarınız yok. Sizi şeffaflık alanına çekeceğiz. Herşeyinizi deşifre edeceğiz. Sizin kirli yüzünüzü ortaya çıkaracağız" şeklinde konuştu. İsrail'in Türkiye'de İHH'yı kapatmaya çalıştığını duyduklarını söyleyen Yıldırım, İHH'nın adalet arayışı içerisinde olan bir kuruluş olduğunu belirterek, İsrail'i eleştirdi.
"ONLAR SENİN GERÇEK YÜZÜNÜ DAHA ÇOK GÖRECEK "
Bülent Yıldırım sözlerine şöyle devam etti: " Ve şuna inan İsrail; Bu anlaşmayla sen kendi yüzünü daha çok deşifre edeceksin. Ve zannetme ki bu anlaşmaya imza atanlar seni seviyor. İnanın hiçbiri seni sevmiyor. Onlar senin gerçek yüzünü daha çok görecek ve iyice İsrail'e hapsolacaksın ve bir günde oradan defolup gideceksin" şeklinde konuştu.
"DARBEYİ YAPANLARLA İSRAİL'İN YAPTIĞI ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR"
"Darbeyi yapanlarla İsrail'in yaptığı arasında hiçbir fark yoktur" diyen Yıldırım, "Çünkü Mavi Marmara gemisi kimse kendisini kandırmasın işte Türk Bayrağı yoktu şu bayrağı yoktu bunların hepsi yalan. O Türkiye'nin bir gemisiydi. İHH Türkiye'nin bir kuruluşudur. İHH'nın malıdır. Türkiye'nin gemisi deniz hukukunda Türk toprağı sayılır. İsrail, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa Türkiye'ye askeri kıyafetle yapılan bir saldırıyı gerçekleştirmiştir. Daha sonra darbeciler geldi 15 Temmuz'da saldırıda bulundu. Hukuken bu darbecilere yapılan hukuk metodu, aynen Mavi Marmara'da da devam ettirilmelidir" dedi.
Müşteki Avukatlarından Cihat Gökdemir, anlaşmanın ardından davanın düşmediğini bunun hukuken mümkün olmadığını detaylı olarak anlattı. İspanya'dan Gazze'ye hareket edecek olan gemiye Türkiye'yi temsilen gidecek olan Çiğdem Topçuoğlu da İsrail'in yargılanmasını istediklerini belirtti.
(FOTOĞRAF)