Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) - İHRACAT pazarlarını çeşitlendirerek dengeli ve sağlıklı bir büyüme gerçekleştiren İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği'nde (İDMİB), 2013 yılında toplam ihracat oranının yüzde 28'ini Rusya oluştururken, 2017 yılında pazar alanlarının çeşitlenmesiyle bu oran yüzde 13 oldu.
Geçtiğimiz dönemde Rusya ile yaşanan sıkıntılı günlerin ardından yaşanan gelişmelerin Türk deri, ayakkabı ve saraciye ihracatçısı için yeni bir başlangıç olduğunu vurgulayan İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Şenocak "Rusya ile yaşanan sıkıntılı günler sonrasında ihracat pazarlarını çeşitlendirerek daha dengeli ve sağlıklı bir büyüme gerçekleştirdik. Bu büyüme her anlamda rakamlarımıza yansıdı. 2017 yılı itibariyle İDMİB olarak 186 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ekonomi Bakanlığımızın destekleri, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) koordinasyonu ve İDMİB Yönetim Kurulu olarak hayata geçirdiğimiz faaliyetlerin katkıları ile göreve geldiğimiz döneme kıyasla ihracat pazarlarımız bugün çok daha dengeli bir yapıya kavuştu. Örneğin 2013 yılında Rusya'nın deri mamulleri sektörümüz ihracatı içerisindeki payı yüzde 28 iken, 2017 yılında bu oran yüzde 13 olarak kaydedildi; Almanya, İspanya, ABD gibi katma değerli ihracatın gerçekleştirildiği ülkelerin payı ise düzenli olarak artış gösterdi. Rusya'nın sektörümüz ihracatı içerisindeki payı 15 puan düşmesine rağmen bu oran ihracat pazarlarımız arasında daha dengeli bir şekilde dağıldı. Yaşanan tüm siyasi gerilimlere karşın 2017 yılında Ortadoğu pazarına gerçekleştirdiğimiz ihracatımız 2013 yılına nazaran yüzde 7 oranında artış gösterirken, 2017 yılında, 2013 yılına kıyasla Afrika ülkelerine yüzde 36, Amerika ülkelerine ise yüzde 33 oranında ihracat artışı yakalandı" diye konuştu.
İDMİB'TEN 186 ÜLKEYE İHRACAT
Her geçen yıl ihracat pazarlarını genişlettiklerini söyleyen Şenocak, "2017 yılı itibariyle İDMİB olarak 186 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Her geçen yıl Türk derisini tanıttığımız ülke sayısını yukarıya taşıdık. Elbette bunda tanıtım faaliyetlerimizin, katıldığımız fuarların önemli katkısı oldu. Sektörümüzün en önemli fuarlarına milli katılım sağlamaya devam ediyoruz. İtalya'da, her biri yılda 2 kere olmak üzere MICAM ve LINEAPELLE'ye milli katılım organizasyonu düzenlemekteyiz. Hong Kong'ta APLF, Çin'de CHIC, İtalya'da MIFUR ve MIPEL fuarlarına milli katılım sağladık. En çok milli katılım organizasyonu sağlayan Birlik olup bu fuarlarda milli katılım kapsamında aldığımız alanı ve katılım sağlayan firma sayımızı her geçen yıl artırdık. 2015 yılında 139 firma ile 4560,5 metrekarelik bir alanda milli katılım gerçekleştirirken 2017 yılı itibariyle bu rakamı 163 firma ile 5287 metrekareye çıkardık. Alanında en büyük Ur-Ge projesi olan ve ayakkabı, saraciye ve konfeksiyon sektörlerimiz ile başladığımız proje kapsamında 65 üye firmamız için Ekonomi Bakanlığımızın destekleri ile Ur-Ge projelerimiz faaliyetlerine başladık ve bu proje kapsamında konfeksiyon sektöründe New York Coterie fuarını, saraciye sektöründe ise Almanya'da ILM Offenbach fuarını ziyaret ettik. Ayakkabı sektöründe ise ABD'de Las Vegas Magic fuarına bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Türkiye Ticaret Merkezleri'nde yer alan firmalarımızın başarılı olabilmesi için bütün çalışmalarımızı sürdüreceğizö dedi. Ayrıca birçok farklı ülkeden alıcıları ağırladıklarını da aktaran Şenocak, şunları söyledi: “Milli katılımların yanı sıra ulusal fuarlarımız ile eş zamanlı alım heyetleri organize ediyoruz. AYMOD ile eş zamanlı olarak İran'dan Hollanda'ya, Kazakistan'dan İngiltere'ye pek çok farklı ülkeden alıcıları sektörümüzle buluşturuyoruz. Yine her yıl Antalya'da Leather and Fur Fair'de konfeksiyon sektöründe pek çok alıcıyı ağırlıyoruz. Ayrıca, TİM organizasyonunda Kenya ve Hırvatistanlı alıcıları ihracatçılarımızla buluşturarak iş birliği kurulmasına olanak sunduk."
"BİRLİĞİMİZ İÇİN ÇÖZÜM ÜRETİYORUZ"
Bir yandan tanıtım faaliyetlerini yürütürken bir yandan da ihracatçıların önünü açacak yapısal düzenlemeler ile ihracatçılar için çözüm ürettiklerinin altını çizen Şenocak, "Sektör paydaşlarımızla düzenli olarak sektör buluşmalarında bir araya geldik, sektörümüzün beklentilerini yetkili makamlara aktardık. Bakanlıklarımız ile sürekli diyalog halinde olup yapısal düzenlemeler ile çözümler ürettik. Bu iş birliği sayesinde ayakkabı sektörümüzde 2014 yılında, saraciye sektörümüzde 2015 ve 2017 yıllarında, deri ve konfeksiyon sektörümüzde 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ilave gümrük vergisi getirildi. Yine Ağustos 2017 tarihi itibari ile, uzun zamandır dile getirmekte olduğumuz kromlu derilerde fon uygulamasına başlandı. KGF ve Eximbank yetkilileri ile yakın temas sağlanarak, finansmana erişim büyük ölçüde sağlandı. Sicil affı düzenlemesi yürürlüğe girdi. Fuar destekleri prosedürü sadeleştirildi ve süreçleri son derece hızlı bir hale geldi. İhracatçılarımızın uzun zamandır beklediği yeşil pasaport uygulamasına başlandı. Fason işçilikte KDV sorunu çözüldü" diye dile getirdi.
"ÜRETİM TESİSLERİMİZİ ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUN HALE GETİRECEĞİZ"
Üretim tesislerinin uluslararası standartlara uygun hale gelmesiyle ihracatın çok ciddi bir atılım yapacağına değinen Şenocak, "Yurt dışından ülkemize gelen büyük markaların temsilcileriyle görüşüyoruz. Görüştüğümüz kişilerden aldığımız genel geri dönüş ürün kalitemiz çok yüksek olduğu halde üretim tesislerimizin uluslararası standartlara uygun olmadığı yönünde. Geçtiğimiz hafta Lacoste'un Euromed bölgesi satın alma direktörüyle bir araya geldiğimiz de kendisi yine bu konunun üzerinde durdu. Birliğimize bağlı bütün alt sektörlerimizin üretim tesislerinin uluslararası standartlara gelmesiyle hem ihracatımızda ciddi bir artış yaşanacak hem de katma değeri daha yüksek ürünler satıyor olacağız" dedi.
FOTOĞRAFLI