Güncelleme Tarihi:
Yüksel KOÇ / İSTANBUL, (DHA) - ÜSKÜDAR'da 5 yıl önce kapıldığı sel sularının yol kenarında park eden otobüsün altına sürükleyerek tekerlekli sandalyeye mahkum ettiği 14 yaşındaki Sinan Vardar'ın ailesi hukuk mücadelesini kaybetti. Otobüs şoförü H.Ç., olayda kusuru bulunmadığı gerekçesi ile, "Yaşamı tehlikeye sokacak şekilde taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan yargılandığı davadan beraat etti. Oğlunun kazadan sonra konuşma yeteneğini kaybettiğini, karnından şırınga ile beslendiğini söyleyerek karara tepki gösteren Sinan Vardar'ın babası Sezer Vardar, "Bilirkişi raporunda şoför suçsuzdu, Sinan suçsuzdu. Merak ediyorum, suçlu kim burada acaba? Adalet bekliyorum" dedi.
Üsküdar'da 18 Mayıs 2012 tarihinde ekmek almak için evinden çıkan 8 yaşındaki Sinan Vardar, sel sularına kapılarak yolun kenarında park halinde bekleyen otobüsün altına sürüklendi. Olayı görenler, otobüsü kriko ile 15 santimetre kaldırarak, otobüsün sağ arka tekerleğinin bulunduğu bölgede sıkışan Sinan Vardar'ı çıkardılar. Olaydan sonra 75 gün yoğun bakımda kalan, konuşma yeteneğini kaybeden, karnından şırınga ile beslenen, bir yıl öncesine kadar boğazına açılan delikten, son bir yıldır da burnundan nefes almaya başlayan, yatakta kendi başına sağına soluna dönemeyen Sinan Vardar'ın ailesi, olaydan sonra yasak yere park ettiği gerekçesi ile otobüsün şoförü H.Ç. hakkında suç duyurusunda bulundu.
YASAK YERE PARK ETMİŞ
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, otobüs şoförü H.Ç. hakkında, "Yaşamı tehlikeye sokacak şekilde bir kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamede, mağdur Sinan Vardar'ın evden çıktıktan sonra yağmurun hızlandığı, suya kapılarak park etmenin yasak olduğuna ilişkin levhaların da bulunduğu sokakta park eden otobüsün altına sürüklendiği belirtildi.
H.Ç., 2014 yılından itibaren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlandı. Sorgusunda olay sırasında orada olmadığını, olayda da kusuru bulunmadığını beyan eden H.Ç., suçsuz olduğunu söyleyerek beraatini istedi.
BİLİRKİŞİ HEM ŞOFÖRÜ HEM DE MAĞDUR SİNAN VARDAR'I KUSURSUZ BULDU
Mahkeme dosyayı bilirkişiye yolladı. 6 Mart 2017 tarihinde gelen ana rapor ve 6 ay sonra gelen ek raporlarda, sanık H.Ç.'nin aracını trafik kurallarına aykırı bir şekilde hatalı yere park ettiği ancak bunun yaptırımının trafik cezası olduğu görüşüne yer verildi. Raporda, "Bu yönden kendisi hatalı davranmıştır ve ilgili trafik cezası ile muhatap ve bağlıdır" denildi. Raporda, çocuğun sel suyuna kapılmasının trafik kazasının kapsamı dışında kaldığı belirtilerek, "Sanık sürücünün sorumluluğu bu kısım itibariyle söz konusu bulunmamaktadır" denildi. Rapor, hem sürücü sanık H.Ç.'yi hem de mağdur Sinan Vardar'ı olayın oluşumunda kusursuz buldu.
SANIK HAKKINDA BERAAT KARARI VERİLDİ
İstanbul Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi, geçen gün yaptığı duruşmada kararını verdi. Sinan Vardar'ın babası Sezer Vardar tarafından tekerlekli sandalye ile getirildiği duruşmada, kararını açıklayan mahkeme, olayın meydana gelmesinde sanığın kastının bulunmadığını gerekçe göstererek beraatine karar verdi.
BABA SEZER VARDAR MAHKEMENİN KARARINA TEPKİ GÖSTERDİ
Sinan Vardar'ın babası Sezer Vardar, karara tepki göstererek şoförün cezalandırılmasını istediğini söyledi. Mahkemenin bu kararına itiraz edeceğini söyleyen Sezer Vardar şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti adaletinin yerinde olmadığını görüyorum burada. Şoför bence suçlu. Park yasağı olan yere aracını park etti. Adalet bekliyorum ben. Park yasağı olan yere araç park edilmez, hem de koca bir otobüs, küçük bir araba değil ki bu. Kafasını kaldırıp oğluma bakıp geçmiş olsun bile demedi. Ben bir şey yapmadım havasında bir adamdı. 'Ben suçsuzum' dedi çıktı gitti. Bilirkişi raporunda şoför suçsuzdu, Sinan suçsuzdu. Merak ediyorum, suçlu kim burada acaba? Karara itiraz edeceğim. Adalet bekliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Adalet Bakanımızdan adalet istiyorum. Şoförün cezalandırılmasını istiyorum."
'GÖRÜYOR, DUYUYOR, KONUŞAMIYOR'
"Kazadan sonra oğlum 75 gün yoğun bakımda kaldı, 27 gün makinalara bağlı yaşadı, ölüm riski vardı, ciğerler çalışmıyordu, makine desteğiyle yaşadı. Oksijen tedavileri, fizik tedavileri ile geçti 5 yıl. Devamlı film çekilerek beyin takip edildi. Eklem yerleri kireçlenmesin diye gecemizi gündüzümüzü oğlumuza adadık. Kendimizden fazla ona bakıyoruz. 5 yıldır tekerlekli sandalyede. Kendi başına yatağında sağına soluna dönemeyen bir evladımız var şu anda. Kalbi durduğu için beyin hasar aldı. Beyin hasar alınca da bütün hücrelerini, uzuvlarını kaybetti. Şu an bir görme var bir de duyma var. Konuşma yok, yeme içme yok. Midesinden şırınga ile besleniyor. Bir sene öncesine kadar 6 milim kadar gırtlağı açıktı, oradan nefes alıyordu. Şu anda burundan nefes almaya başladı."
'ŞOFÖRÜN CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUM'
"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan rica ediyorum. Kendisi der ki; Ardahan'da bir kuzunun başına bir dert geldiği zaman benim sorumluluğumda. Sinan da onun kuzusu, oğluma adalet istiyorum ben. Ben şoförün cezalandırılmasını istiyorum. Adaletin yerine getirilmesini istiyorum. Böyle bir adalet olamaz. Aracını park yasağı olan bir yere park edecek ve bunun arkasında da durmayacak. Bırakın şimdi mahkemeyi, insan gelir ağzıyla bir geçmiş olsun der, bir şeye ihtiyaç var mı der, bir şeylerin ucundan biz de tutalım der."
(FOTOĞRAF)