Güncelleme Tarihi:
Serpil KIRKESER / İSTANBUL, (DHA) - Hrant Dink davasında söz alan Engin Dinç, "Davanın eski hakimi ve Muhittin Zenit'in dinlendiğini biliyoruz" demesi üzerine Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar da "Biz dinlenmiyoruzdur inşaallah. Bunları duyunca bunu söylemek zorunda kaldık" dedi. Mahkeme Başkanı Rüzgar'ın bu ifadeleri salonda gülüşmelere neden oldu.
Tutuksuz sanık eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, "Bir vali ilin asayişinden sorumludur. Dink gibi birinin öldürüleceğini vali mutlaka bilmek zorundadır. Eğer bildirilmezse vali, il istihbarat şube müdürü ile il müdürünü açığa alır. Dink gibi birinin öldürüleceği bilgisini alıp da düşünce aşamasında denilmesi büyük hatadır"
"İstanbul'a açık açık 'Hrant Dink öldürülecek' şeklinde yazılması lazımdı. Planlı operasyon dosyası açılmak zorundadır. Hem önemli diyeceksin, hem de düşünce aşamasındadır diyeceksin...Bu durumda İstanbul Emniyet Müdürlüğü nasıl koruma verecek? Savcı da planlı operasyon dosyasına dahil edilmek zorundadır. Biz savcıyla bu tip olaylarda birlikte çalışırdık"
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink Cinayeti'ne ilişkin 2'si tutuklu 35 sanıklı davada tutuksuz sanık İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'e, avukatlar ve sanıklar soru sordu. Erhan Tuncel, 2013 yılında Engin Dinç'e hitaben 'Sen ağabeyiliğini yap, ben de gardaşlığımı' şeklindeki ifadelerin yer aldığı mektubuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
ERHAN TUNCEL: TÜRKİYE KAMUOYU HRANT DİNK'İN ÖLDÜRÜLECEĞİNİ İLK BENDEN DUYDU
Erhan Tuncel," Mektubun öyküsü eskiye dayanıyor. Mektubun yazılma nedeni Savcı Muammer Akkaş'ın yanına çıkmamdan sonra kaleme aldım. Ben Ergenekon'dan soruşturuldum. Türkiye kamuoyu Hrant Dink'in öldürüleceğini ilk benden duydu. 17-18 defa ifadem alındı, didik edildi, sonunda tahliye edilmedim. 2012 yılında Trabzon'un Ergenekon hücreleri olduk. 2013 yılında Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nden bir karar çıktı. Kararda, ' Erhan Tuncel McDonalds eylemini Yasin Hayal ile birlikte yaptı, kasım ayında da örgüte katıldı' ifadeleri yer aldı. Bu kararın ardından da tutuklandım. Bir hücreye alındım, ardından da savcı Muammer Akkaş beni ifadeye çağırdı. Muhittin Zenit, Engin Dinç ve Türkiye'deki derin yapılarla ilgili sorular sordu. Sonra kendi kendime 'Cezaevinden çıkmam lazım, ben bir üniversite öğrencisiyim bana derin yapıları soruyor" dedim. Dosyanın çözülme amacı yok. Bir çok sahte kayıtlar ortaya çıkarıldı. Türkiye'de sahte belge üreten bir çete var. Bunun mahkemedeki varlığını o dönem hissediyordum. Yapı beni sanık yapmış bunu sorgulamak zorundaydım. Engin Dinç'e benimle ilgili evraklarımı göndermesi için mektup yazdım. Çünkü gelen evraklarla tahliyemi mahkemeden isteyecektim. O dönem İstihbarat Daire Başkanlığı'nın başında Engin Dinç olduğu için ona yazdım. O dönem başka biri olsa ona gidecekti" dedi.
ERHAN TUNCEL: MEKTUBU HÜR İRADEMLE YAZDIM
Engin Dinç de, Erhan Tuncel'in bu beyanlarının önemli olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bizimle ilgili haberler yapılmaya başlandı. Erhan Tuncel'in mektubunu kullandılar. Bu yapı bizimle ciddi anlamda uğraştı. Algı operasyonunda kullanıldı. Erhan Tuncel'in mektubu neden yazdığı ortada. Bu mektubu kim sızdırdı, neden sızdırdı?" Erhan Tuncel de "Mektubu hür irademle yazdım. Yönlerdirme yoktur" dedi. Engin Dinç, "Fetullahçı Terör Örgütü, ben İstihbarat Daire Başkanlığı'na atandıktan sonra çok ciddi dezenformasyona başladı bizimle ilgili. Israrla şunu yaptılar: 'İstihbarat Daire Başkanı korunuyor' şeklinde belli internet sitelerinde haberler yapıldı" diye konuştu.
"6 KİŞİYİ YARALAYAN, EYLEM YAPACAK BİRİNDEN BAHSEDİLİYOR"
Davanın tutuklu sanıklarından eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, "İstihbarat birimleri bilgileri toplar ve dağıtır. Engin Dinç "Taze bilgi, üzerinde çalışıyoruz, takip ediyoruz" dedi. 'İstanbul ayağı ne olacak?' dedim, 'Telefon ettim, yazı ile de yazacağım' dedi. Haber notu yapılması konusunda birşey konuşmadık. "Valiliğe yazalım" demedi. Valiliğe gitmesini istiyorsa zaten teklif edecektir. Engin Dinç'in görüşlerine katıldım. Öldürülecek yerine ses getirecek tabirini 9 sene sonra gördüm. 6 kişiyi yaralayan, eylem yapacak birinden bahsediliyor. Greenpeace eylemi yapan bir grup üyesinin İstanbul'a gidiyor diye yazılmıyor ki ..." diye konuştu.
"DİNK GİBİ BİRİNİN ÖLDÜRÜLECEĞİNİ VALİ MUTLAKA BİLMEK ZORUNDADIR"
Tutuksuz sanık dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da söz alarak , "38 yıl emniyet müdürlüğü, 7 yılda vali olarak görev yaptım. Emniyet Müdürü olarak sorularımı soracağım. Bir vali ilin asayişinden sorumludur. Dink gibi birinin öldürüleceğini Vali mutlaka bilmek zorundadır. Eğer bildirilmezse vali, il istihbarat şube müdürü ile il müdürünü açığa alır. Dink gibi birinin öldürüleceği bilgisini alıp da düşünce aşamasında denilmesi büyük hatadır. İstanbul'a açık açık 'Hrant Dink öldürülecek' şeklinde yazılması lazımdı. Planlı operasyon dosyası açılmak zorundadır. Hem önemli diyeceksin, hem de düşünce aşamasındadır diyeceksin..Bu durumda İstanbul Emniyet Müdürlüğü nasıl koruma verecek? Savcı da planlı operasyon dosyasına dahil edilmek zorundadır. Biz savcıyla bu tip olaylarda birlikte çalışırdık. 46 yıllık gördüğümü anlattım. Savcı neden dahil edilmedi?" diye sordu.
"BİZ NEREDE HATA YAPTIK"
Sanık Dinç de "Biz nerede hata yaptık, biz ilgili emniyet müdürlüğüne bildirmişiz, İstanbul'a yazmışız, Biz yazdığımız için mi suçluyuz?" diye cevap verdi. Dinç'in avukatı da söz alarak, "Böyle bir bilgi varken, resen Hrant Dink'in koruma altına alınması lazımdı" diye konuştu.
"BİRİLERİ BİZİ KONTROL ALTINA ALMAK İSTİYORDU"
Tutuksuz sanıklardan eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da "Hrant Dink ile ilgili bilgi geldiğinde dakikasında bana gelmesi gerekirdi. Sanıklardan Muhittin Zenit, Ercan Demir ve ben sahte isimler ile 2009 yılında dinlendik. Birileri bizi kontrol altına almak istiyordu. Bugüne kadar bunun bir örneği var mı?" diye sordu.
SALONDA GÜLÜŞMELER OLDU
Daha sonra söz alan Engin Dinç, "Davanın eski hakimi ve Muhittin Zenit'in dinlendiğini biliyoruz" demesi üzerine Mahkeme Başkanı Rüzgar da "Biz dinlenmiyoruzdur inşaallah. Bunları duyunca bunu söylemek zorunda kaldık" dedi. Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar'ın bu ifadeleri, salonda gülüşmelere neden oldu.
"HER DAVAYI DİNLEDİKLERİNİ GÖRDÜK"
Dinç de , "Fetullahçı Terör Örgütü 'Kendine gelecek bir zarar var mı?' diye her davayı dinlediklerini gördük. İstanbul'da çok hassas davalar var, bakıyoruz dinlenmişler. Bu konuları adli makamlara ilettik" dedi. Engin Dinç'in ifadesinin tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmayı 13 Ekim Perşembe gününe erteledi.