Hasan Nail Canat Bağcılar’da Anıldı

Güncelleme Tarihi:

Hasan Nail Canat Bağcılar’da Anıldı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2015 11:50

BAĞCILAR BELEDİYE BAŞKANI LOKMAN ÇAĞIRICI, PROGRAMIN AÇILIŞ KONUŞMASINI YAPTI.

Ülkemizin yetiştirdiği en önemli şair ve oyun yazarlardan biri olan Hasan Nail Canat, vefatının 11’inci yılında düzenlenen anlamlı bir programda anıldı. Anma programına katılan Gazeteci-Yazar Demet Tezcan, Gazeteci-Yazar Ekrem Kızıltaş, Karikatürist Yalçın Turgut Balaban ve Şair-Yazar Ahmet Mercan merhum Canat’ın bilinmeyen birçok yönünü dinleyicilerle paylaştılar.
Şair, yazar ve oyuncu Hasan Nail Canat, vefatının 11’inci yılında düzenlenen söyleşi programıyla anıldı. Bağcılar Belediyesi Hasan Nail Canat Bilgi Evi ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşi programının açılış konuşmasını yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Canat’ın camianın nadir yetiştirdiği sanatçılardan birisi olduğunun altını çizdi. Çağırıcı, “Sanatçılar aynı zamanda bir ülkenin her yönüyle gelişmesine vesile olmaktadırlar. Ülkemizin büyük bir değeri olan Hasan Nail Canat’ın adını programı düzenlediğimiz bu salona verdik. Onun adını Bilgi Evi ve Kültür Merkezi’nde yaşatacağız” şeklinde konuştu.
Gazeteci-Yazar Demet Tezcan, 1930 ile 1980 yılları arasındaki yazılan ve oynanan tiyatro oyunlarının Fransa’dan alındığını söyledi. Müslüman camianın değer yargılarının bu oyunlarda yok sayıldığını ve alay edildiğini vurgulayan Tezcan, Canat’ın buna karşın bir misyon çizdiğini söyledi.
Tezcan, “Eşref Edip, ‘Müslüman halkın mukaddesatıyla alay eden piyesler yazıp oynadılar. O değerleri çiğnemekten çekinmediler’, demiştir. Canat, bu statükoyla mücadele etmiştir. O ardından gelen inançlı neslin önünü açtı” diye konuştu. Onun ortaya koyduğu mücadelenin geleceğin sanatçılarına örnek teşkil ettiğini de vurgulayan Tezcan, “Allah (c.c) canımı sahnede alsın, demişti. Son oyununu oynadıktan sonra vefat etti” diye konuştu.
“O ŞEYTANIN KARARGAHINI BASMAYA GİTMİŞTİ”
Şair-Yazar Ahmet Mercan da Canat ile ilgili hatıralarını paylaştı. Önceki yıllarda yaşadığı ilginç bir hatırasını paylaşan Mercan, bir tiyatro oyununu sergilenmesi için emniyetten izin alınmasını şu sözlerle anlattı:
“Her tiyatro oyunu öncesinde emniyetten izin alınıyordu. Bir oyun öncesi emniyetten izin alınması gerekiyordu. Kendilerine bir yazı sunuldu. Kağıdın üzerinde tesadüfen bir ilacın adı yazıyordu. Yazıyı okuyan yetkili, o ilacın adını söyleyerek, ‘bu oyunun oynanmasında bir mahsur yoktur’ demişti. O sıkıntılı yıllarda böyle ilginç olaylar da yaşadık.”
Canat’ın, ‘deli olmayan tiyatrocu olamaz’, sözüne atıf yapan Mercan, Canat’ın oyunlarını zor şartlarda oynadıklarını söyledi. Mercan, “Sahne insanın egosunu en çok gösterme imkanı bulduğu yerdir. O, şeytanın karargahını basmaya gidip orada hak sözünü söylemek isteyen kişiydi” dedi.
Karikatürist Yalçın Turgut Balaban da ,Büyük Doğu’nun İslam’ın emir subaylığını yapan aksiyon hareketi olduğunu anlattı. Balaban, “Hasan Nail de çok iyi bir Büyük Doğu’cuydu. O, Büyük Doğu’nun bir neferiydi. Her şeyiyle kendine biçilen rolü oynamanın cehdi içindeydi” diye konuştu.
“DİZİLERDE BİZDEN BİRİSİNİ GÖRÜYORDUK”
Gazeteci-Yazar Ekrem Kızıltaş da Canat’ın tüm meselesinin inandığı değer verdiği şeyleri uygun dille bu ülkenin insanına öncelikle gençlerine anlatmak olduğunu kaydetti. Romanlarında çocukları ve gençleri hedef alıp çalışmalarını bu yönde geliştirdiğini belirten Kızıltaş, şöyle konuştu:
“Son 50-60 yılda sinema, tiyatro, televizyon bize çok şeyler kaybettirdi. Oturup düşünürsek bu sahada yanlış yaptığımızı anlarız. Rahmetlinin babası, ‘soytarımı olacaksın’ diyerek onun oyuncu olmasına karşı çıkmasının ardından, müftülükle bağlantılı bir derneğin salonunda sergilediği oyununu görünce, ‘evladım bundan sonra yanındayım.’ diyor. 50’li yıllardan itibaren Türkiye sinema ve tiyatroda 90 sonrası da TV kanallarının çıkmasıyla içki, kumar gibi zararlı alışkanlıklar normal sıradan şeyler gibi anlatıldı. Bize bu oyunlar ve diziler çok şey kaybettirdi.” Canat’ı sahnede ve TV’de izleyenlerin, ‘bizim gibi inanan ve düşünen biri’ dediklerini belirten Kızıltaş, “Canat, Müslüman’ın güzelliklerini anlattı.” dedi.
Tiyatro ve sinema oyuncusu Ulvi Alacakaptan da Canat ile yaşadıkları hatıralarını ve düşüncelerini paylaştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!