Güncelleme Tarihi:
Deniz Kılınç / İstanbul, 7 Mart (DHA) - Değişim Dinamikleri Yönetim Merkezi tarafından bu yıl 4. kez gerçekleştirilen “Büyüme ve Kurumsallaşma Sürecinde Değişim Yönetimi” konulu panelde konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Yardımcısı Fatih Çiftçi “Bildiğiniz üzere aile şirketlerinin çok büyük bir kısmı KOBİ’lerden oluşuyor ve onların hem daha çok kazanması hem de kurumsallaşması için çok ciddi çalışmalar yürütüyoruz.” dedi.
Çitfçi, “Ancak değişen dünya şartlarına uyum sağlamayı, değişimi doğru yönetmeyi bilen şirketlerin hayatta kalabildiği günümüzde, kurumsallaşmayı başarabildikleri ölçüde mümkündür. Nokia ve Kodak, geçmişte çok büyük markalarken, günümüzde bu değişimi sağlayamadıkları için çok daha geride kalmışlardır” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun tam aksine, bizim ülkemizde çok önemli başarılı örnekleri de söz konusudur. Bu yüzden yerel pazarda kalmayıp, ulusala açılmak, AR-GE, inovasyon ve insan kaynaklarına yatırım yapmak gerektirmektedir. Diğer taraftan Türkiye’de Sabancı Holding, Koç Holding ve Yıldız Holding gibi başarı sağlamış aile şirketleri de vardır.”
Şirketlerde gayri kurumsallaşma handikapının altını önemle çizen Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Ahmet Cevat Acar ise: “Özellikle aile şirketlerinde gözle görülür somut değişiklikler çok da kolay değil. Elbette aile şirketi olmanın artıları olduğu gibi eksileri de var. Bir işletmeci ve yönetici olarak, kurumsallaşma konusunun tüm toplumun meselesi olması gerektiğini savunuyorum. Şirketlerin yönetim biçiminin, yöneticilerin kişisel zevklerine ve taleplerine göre değil, gayri şahsi hale getirilmesi bu anlamda çok mühim.” dedi.
Aile şirketlerinin ömrü 25 yıl, kurumsallaşma şart
Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 30’unun 2. kuşak, yüzde 12'sinin 3. kuşak ve yüzde 3’ünün 4. kuşak şirketler olduğunun altını çizen Bakan Yardımcısı Çitfçi, “Aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 yıl. Bu şirketlerin başarıya ulaşmasının yolu ise kuşak çatışmasının önüne geçmek, kurumsallaşmak ve sürdürülebilir bir şekilde bu grafiği korumak. Bu noktada şirketlerle beraber aileyi de kurumsallaştırabilirsek, profesyonel bir yaklaşımla sürdürülebilir bir aile şirketi oluşturmak daha kolay olur. İnanıyorum ki ülkemiz için sabır gerektiren markalaşma dönemi, uluslararası arenada başarıyla sonuçlanarak, markamız gururu olacaktır, ülkemizin büyüme ve kalkınmasına en büyük katkıyı sağlayacaktır. Ben Değişim Dinamikleri’nin bugünkü etkinliğinin hayırlı sonuçlar vereceğine inanıyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Yalçıntaş: Şirketlerin batma sebebi kötü yönetim
2005 ile 2013 yılları arasında İstanbul Ticaret Odası başkanlığı görevini yürüten Doç. Dr. Murat Yalçıntaş ise, “Birçok aile şirketi, aile bireyleri arasındaki anlaşmazlıklar nedeni ile faaliyetlerini sonlandırma kararı alıyor. İşletmelerin çok büyük bir kısmının batma sebebi kötü yönetimdir. Kötü yönetimin alt kırılımlarına bakacak olursak, bunun 1 numaralı sebebi nesilden nesile geçişin doğru olarak yapılamamasıdır. O anlamda Gezer Ayakkabı ve Terlik’in yanı sıra, Değişim Dinamikleri, bu aktarımın çok doğru iki örneği” diyerek sözlerini noktaladı.
(FOTOĞRAF)