Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 16 Şubat (DHA) – Greenpeace'in sekiz eylemcisi, 2014 Mayıs ayında gerçekleştirilen nükleer karşıtı eylem nedeniyle yargılandıkları davadan beraat etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 30 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleştirdiği nükleer zirve sırasında yapılan protesto eylemi üzerine açılan davada, zirvenin düzenlendiği otelin dışında açılan "Nükleer felaket burada başlıyor" pankartı ve içeride dağıtılan nükleer karşıtı mesajlar içeren kurabiyeler nedeniyle, Greenpeace eylemcilerinin 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Av. Deniz Bayram, “Aktivistlerin gerçekleştirdikleri bu nükleer karşıtı eylem, ifade özgürlüğü ve gösteri hakkı kapsamındadır" dedi ve ekledi:
"Bugün verilen beraat kararı da bunu onaylamıştır. Türkiye'de yaklaşık 50 yıldır nükleer santral planları yapılmasına rağmen bu planlar gerçeğe dönüşmediyse, bunun en önemli nedeni halkın karşı çıkması ve bu iradeyi yansıtan barışçıl protestolardır. Bilindiği üzere, hükümet Türkiye’de doğa harikası üç bölge olan Akkuyu, Sinop ve İğneada’yı nükleer santral bölgesi olarak duyurdu. Bunlardan en ileri aşamada olan Çernobil’in sorumlusu Rosatom’un deneme tahtasına çevirdiği Akkuyu’da sürecin ne kadar şeffaflıktan ve katılımcılıktan uzak, hukuka aykırı bir şekilde işletildiğine gün be gün şahit oluyoruz.”
Aktivistlerin nükleer karşıtı, barışçıl eyleminden bir süre sonra, Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer santralin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu kabul edilmişti. Greenpeace’in 2015 Aralık ayında Akkuyu’da planlanan nükleer santralin ÇED olumlu kararına karşı açtığı dava da devam ediyor.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, tüm eksikliklerine rağmen olumlu olarak kabul edildiğini hatırlatan Bayram, şöyle devam etti:
“Atıkların Boğazlardan geçecek olması, Akdeniz’deki canlı yaşamına verilecek zararlar, güvenlik ve emniyet riskleri, bir kaza durumunda çevresel, sosyal, ekonomik, toplumsal, hukuksal sorumluluğu kimin alacağının belli olmaması gibi sorunlar nedeniyle ÇED raporuna karşı açtığımız dava sürüyor. Tüm bu sorunlar ve nükleerin temel riskleri nedeniyle, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını barışçıl bir şekilde savunan eylemciler yargılanıyor. Oysa asıl sorgulanması ve yargılanması gereken, yeterli derecede kullanılmayan yenilenebilir enerji potansiyeline rağmen Türkiye’de kirli, pahalı ve tehlikeli nükleer enerji planlarının ısrarla devam etmesi.”
(Fotoğraflı)