"Gıda da dışa bağımlığı azaltmadan enflasyon aşağıya çekilmez"

Güncelleme Tarihi:

Gıda da dışa bağımlığı azaltmadan enflasyon aşağıya çekilmez
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2018 14:46

"Gıda da dışa bağımlığı azaltmadan enflasyon aşağıya çekilmez"

Haberin Devamı

İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL Kültür Üniversitesi (İKÜ) İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, dış ticaret endeksi rakamlarının beklenen düzeyde geldiğini, gıdada dışa bağımlılığı azaltmadan enflasyonu aşağı çekmenin mümkün olmadığını söyledi. Prof. Dr. Alçın, "Özellikle son yıllarda Türkiye'de ekilebilir tarım arazilerinin kullanımındaki azalış, yine hububat, hayvancılık alanında yaşanan yerli üretim sıkıntıları gıda konusun da Türkiye'yi riskli hale getiriyor" dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu, Aralık 2017'ye ilişkin dış ticaret endekslerini açıkladı. İhracat birim değer endeksi, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 1,5, ithalat birim değer endeksi ise yüzde 7,5 artış gösterdi. Buna göre, aralıkta ihracat birim değer endeksi, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,4 arttı. Endeks aynı dönemde gıda, içecek ve tütünde yüzde 1,5, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 3,4 azalırken, yakıtlarda yüzde 13,6, imalat (gıda, içecek, tütün hariç) sanayisinde yüzde 5,9 arttı.

İTHALAT BİRİM DEĞER ENDEKSİ, ARALIK 2017'DE BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 10,9 ARTIŞ KAYDETTİ

İthalat birim değer endeksi, Aralık 2017'de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,9 artış kaydetti. Endeks söz konusu dönemde, gıda, içecek ve tütünde yüzde 1,3, yakıtlarda yüzde 26,7 ve imalat (gıda, içecek, tütün hariç) sanayisinde yüzde 7,2, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 14,9 yükseldi. İthalat birim değer endeksinde, geçen yılın son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,8, bir önceki yıla göre yüzde 7,5 artış görüldü.

İTHALAT MİKTAR ENDEKSİ ARALIKTA BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI AYINA GÖRE GIDA, İÇECEK VE TÜTÜNDE YÜZDE 68,2 ARTTI

İthalat miktar endeksi de aralıkta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,1 artış olarak kayıtlara geçti. Endeks, gıda, içecek ve tütünde yüzde 68,2, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 10,8, yakıtlarda yüzde 6,9 ve imalat (gıda, içecek, tütün hariç) sanayisinde yüzde 13,2 artış gösterdi. İthalat miktar endeksi, geçen yılın son çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 12,9 arttı. Endeks, bir önceki yıla göre ise yüzde 9,5 artış kaydetti.

"RAKAMLAR BEKLENEN DÜZEYDE GELDİ"

Prof. Dr. Alçın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2017 yılı Aralık ayı Dış Ticaret Endeksi rakamlarını değerlendirdi. Rakamların beklenen düzeyde geldiğini söyleyen Prof. Dr. Alçın, "İhracat birim endeksinde bir artış var, fakat bunu katlayan bir şekilde ithalat birim endeksinde de artış olduğunu görüyoruz. Birim endeksleri yanında esasen miktar endeksinde ciddi bir hareket var. Gıda, içerecek ve tütün kaleminde 2016 yılı Aralık ayı endeks değerine göre yüzde 68.2'lik artış olmuş. Şimdi bu gıda enflasyonu tartışmalarında da karşımıza çıkmış bir problemdi. Özellikle son yıllarda Türkiye'de ekilebilir tarım arazilerinin kullanımındaki azalış, yine hububat, hayvancılık alanında yaşanan yerli üretim sıkıntıları gıda konusunu da Türkiye'yi riskli hale getiriyor" dedi.

"HIZLI KENTLEŞME TARIMSAL ÜRETİM ÜZERİNDE CİDDİ SIKINTI OLUŞTURUYOR"

Dünyada ve Türkiye'de ekilebilir alanların azaldığını belirten Alçın, "Özellikle inşaat sektöründeki gelişme, hızlı kentleşme eğilimi, ormanlık alanların zaman içerisinde yok olmasına yol açıyor. Bu tarımsal üretim üzerinde çok ciddi sıkıntı yaratıyor. Hibrit tohumların yaygınlaşması özellikle Anadolu'da yerli tohum rezervlerini büyük ölçüde bitiriyor. Hayvancılığa dönük olarak da yem fiyatlarındaki artış, yerli hayvancılığı yapılabilir olmaktan çıkarıyor" diye konuştu.

"OSMANLIDAN GELEN KÜÇÜK ARAZİ SAHİPLİĞİ EKİLEBİLİR ARAZİLERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR"

Ekilebilir arazinin azalmasının yanında Türkiye'de mevcut ekilebilir arazinin büyük bir kısmının da atıl durumda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Alçın, "Halı hazırda bütün bu olumsuzluklara rağmen ekilebilir olan arazilerin 3'te 1'i kullanılmıyor. Bunun arkasında da ne var diye baktığımız da özellikle ta Osmanlı'dan bu yana gelen bir problem, küçük arazi sahipliği var. Küçük tarımsal arazi sahipliği aile tipi ekonomiden bir türlü çıkılamamasına neden oluyor. Dolayısıyla küçük araziler olduğu zamanda orada ekim,dikim faaliyetleri pahalı hale geliyor" ifadelerini kullandı.

"KOOPERATİFÇİLİĞİ ÖZENDİRİP, YERLİ ÜRETİCİYİ KIRSAL ALANDA TUTMANIN YOLLARI ARANMALI"

Hem gıda fiyatlarının kontrolü, hem yerli üretimin teşvik edilebilmesi, hem de bu atıl durumda bulunan ekilebilir arazilerin kullanılır hale getirilmesi için kolektif bazı projeler geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Alçın şöyle konuştu:

"Arazi toplulaştırılması olabilir. Bunda da iki yol karşımıza çıkıyor birincisi, Ak Parti'nin de üzerinde çalıştığı bir şey proje var. Bu alanların diğer sermaye alanlarına açılması yani bir anlamda tarımsal üretimin tamamen piyasa koşullarında büyük firmalara, sermaye gruplarına ekonomik kazanç alanı olarak açılması planı var. Bu bir yol, fakat burada şu çok önemli her ne kadar kırsal nüfus yüzde 7'lere düşmüş olsa bile Türkiye'de bu tarımsal üretim sahalarının bulunduğu bölgeler, coğrafi açıdan baktığımızda önemli bir kısmını oluşturuyor.

"Bunların sadece büyük sermaye gruplarına açılması uzun vadede Türkiye'nin demografik yapısında sıkıntılar yaratabilir. Bunun yerine biraz daha kooperatifçiliği özendirecek yerli çiftçiyi, teşvik edecek 81 milyon ülke nüfusunun düşündüğümüzde kırsal alanların yeniden cazip hale geleceği ve istihdam olanakları artırılabileceği bir modeli düşünmek gerekiyor."

"GIDADA DIŞA BAĞIMLILIK AZALTILMADAN ENFLASYON AŞAĞI ÇEKİLEMEZ"

Enflasyonu aşağı çekmek için gıda da dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Alçın, "Türkiye'nin de mevcut ekonomik yapı içerisinde en önemli probleminin enflasyon olduğunu düşündüğümüzde  gıdada dışa bağımlılığın azaltılmadığı takdir enflasyonun aşağıya doğru çekilmesi mümkün değildir" dedi.

(FOTOĞRAF)

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!