Güncelleme Tarihi:
Enver ALAS - Cansel KİRAZ / İstanbul DHA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "25 Haziran sabahı aydınlık ve güzel bir Türkiye'ye hep beraber uyanacağız. Bundan benim en ufak bir endişem yok" dedi.
Kılıçdaroğlu, Maltepe'de "CHP Yurtdışı Birlikleri 2018 Genel Değerlendirme Toplantısı"na katıldı.
Burada konuşan Kılıçdaroğlu, "Bir yol ayrımındayız. Genel başkan olarak bana düşen görevleri olabildiğince yerine getirmeye çalışıyorum. Ama bir siyasetçi olarak benim görevim ne kadar ağırsa ve ben bunun ne kadar bilincindeysem her bir vatandaşımın da sorumluluğu var. Kime karşı? Ülkesine, vatanına, bayrağına, çocuklarına karşı ve aydınlık Türkiye için hep birlikte mücadele edeceğiz.
Bu mücadeleyi el birliğiyle sürdüreceğiz" dedi.
"Sorumluluk var doğru, benim de var sizin de var" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Siz sorumluluklarınızı nasıl yerine getireceksiniz? Kısaca bunun üzerinde durmak istiyorum. Toplumu aydınlatarak, kavga etmeden, bilginizi paylaşarak, insanları güzel bir Türkiye'yi nasıl inşa edebiliriz bu yönde aydınlatarak, kişisel bir hırs ve beklentimizin olmadığını bütün beklentimizin aydınlık bir Türkiye olması gerektiğini anlatarak. Eğer bunları yaparsak hiçbir sorunumuz yok. Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle hepimize düşen görev bu. Ve bu görevimizi yaptığımız zaman vatandaşlık görevimizi yapmışız diye rahat gidip evimizde oturacağız. Çünkü bu görevi hepimiz yaparsak 25 Haziran sabahı aydınlık ve güzel bir Türkiye'ye hep beraber uyanacağız. Bundan benim en ufak bir endişem yok. Nedeni de şu: düne kadar diyorlardı ki; 'biz oyun kurucuyuz, biz her türlü politikayı belirliyoruz'. Şimdi ürettikleri politikanın altında kaldılar. Aslında süreci yöneten, sağlıklı yöneten, demokrasiye doğru yöneten biziz ve öyle olacağız" ifadelerini kullandı.
"O KALENİN ADI CUMHURİYET HALK PARTİSİ'DİR"
Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yıkamadıkları bir kale vardır. O kalenin adı Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Bütün güçleriyle üzerimize geliyorlar. Düne kadar 'vesayet, vesayet, vesayet' diyorlardı, 'demokrasinin üzerinde vesayet' diyorlardı. Şimdi demokrasiye tahammül edemiyorlar. Hiçbir vatandaşım unutmasın. 20 Temmuz darbesinden sonra Türkiye farklı bir sürecin içine evirilmiştir. Türkiye ağır sorunlarla karşı karşıyadır. 5 temel sorunumuz var. Bunlardan birisi demokrasi. Güçler ayrılığı yoktur Türkiye'de. Bütün yetkiler bir kişiye bağlanmıştır. Yargı bağımsız karar verememektedir. Gözünü saraya dikiyor 'acaba nasıl karar vereyim. Sarayın hoşuna gider mi gitmez mi?' 1940'ın Almanya'sında Goebbels'in söylediği gibi 'Hitler nasıl karar verecekse hakim de ona uygun karar verecektir'. Geldiğimiz süreç, yaşadığımız tablo budur. Suçsuz insanların hapislere atıldığını çok iyi biliyoruz" diye konuştu.
"HİÇ KİMSENİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ YOK"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün geldiğimiz noktada hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Bir daha söylüyorum; hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Niçin diyorum ki bir daha söylüyorum diye. Ben bunu söylediğimde kıyameti koparıyorlardı, 'vay sen bunu neden söylersin' diye. Ama geçen gün bir zat kalktı kendi manifestosunu açıkladı. Herkesin can ve mal güvenliği olacak diye. Ne demek bu? 16 yıldır geldiği noktada hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Şimdi diyor ki; 'ben can ve mal güvenliğini geri getireceğim'" dedi.
"ÇOK AĞIR BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
"Ekonomi... Başlı başına bir felaketin içindeyiz. Çok ağır bir tabloyla karşı karşıyayız" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Esnafa, sanayiciye, çiftçiye, emekliye sorun tablo nedir diye.16 yılın sonunda devraldıkları mirası perişan ettiler. Faizden şikayet ediyorlar. Sanki bu memleketi şimdiye kadar Fransızlar yönetiyordu. Sen yönetiyordun. Açıklama yapıyor, 'Faiz her kötülüğün hem anası hem de babasıdır'. Günaydın, günaydın Recep Bey. Gözlerinden öpüyorum seni. Nihayet bunu anladın sen. Daha güzel bir şey söylüyor, 'bizim faizi aşağı çekmemiz lazım'. Bravo vallahi demek ki faizi aşağı çekmeyi öğrenmiş, faizi aşağı çekilecek" şeklinde konuştu.
"BUNLAR İKTİDARA GELDİĞİNDE TERÖR HEMEN HEMEN SIFIRLANMIŞTI"
Kılıçdaroğlu, "Bunlar iktidara geldiğinde terör hemen hemen sıfırlanmıştı" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye'nin en temel sorunlarından birisidir. Toplum, sadece bir terör olayının ötesinde etnik kimlik, yaşam tarzı ve inanç üzerinden ayrıştı. Komşumuzun kimliğini soruyoruz. Komşumuzun inancını sorar hale getirdiler. Türkiye'yi buradan çıkarmamız lazım. Kimliğe, inanca ve yaşam tarzına saygı duyacağız. Kimlikler, inanç ve yaşam tarzı üzerinden siyaseti reddedeceğiz. Bunu yapanlara prim vermeyeceğiz. Size açık ve net söylüyorum; bunu yapanlar bu ülkeyi bölmek ve ayrıştırmak isteyenlerdir. Bunlara izin vermeyelim" diye konuştu.
"DÜNE KADAR BÜTÜN KOMŞULARIMIZLA ARAMIZ İYİYDİ"
Konuşmasında dış politikaya da değinen Kemal Kılıçdaroğlu, "Düne kadar bütün komşularımızla aramız iyiydi. Düne kadar Ortadoğu'da bir sorun çıktığı zaman gelip Türkiye'nin kapısını çalarlardı, 'gelin bizim sorunumuz çözün, hakem olun' diye. Bugün tablo tamamen değişti. Ne Suriye'yle, ne Irak'la, ne Mısır'la, ne Libya'yla, ne kuzey ülkeleriyle, ne Avrupa Birliği ile barışık değiliz. Herkesle kavgalıyız. Bunu ancak ve biz düzeltiriz. Size CHP'nin Genel Başkanı olarak söylüyorum sözüm söz; bakın 25 Haziran'da güzel bir Türkiye'ye uyanacağız. En geç 4 ay içinde Ortadoğu'nun bütün sorunlarını biz çözeceğiz. Avrupa Birliği, Amerika, Rusya, İslam Dünyası ile bütün ilişkilerimiz iyi olacak. Bizim bilgimiz de, kapasitemiz de, öngörümüz de buna müsait. Çünkü biz Kuvayı Milliye ruhundan geliyoruz" ifadelerini kullandı.
"BİR PARTİNİN GENEL BAŞKANI TARAFSIZ OLAMAZ"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Demokrasiye ihanet etmek istediler. 15 milletvekilimizi görevlendirdik, demokrasiye yapılan ihaneti boşa çıkardık.
Sayın Muharreme İnce 'tarafsız olacağım' dedi, yakasındaki CHP rozetini çıkardı, '80 milyonu kucaklayacağım, 80 milyonun cumhurbaşkanı olacağım' dedi, bir ezberi daha bozdu. Dün akşam kadınlarla bir toplantımız vardı. AK Parti'li bir kadın şunu söyledi: 'Siz neden cumhurbaşkanı adayı olmadınız da Muharrem İnce'yi yaptınız?'. Şunu söyledim: Cumhurbaşkanı seçildiğiniz anda Meclis'e geleceksiniz. Cumhurbaşkanlığı yemini var onu edeceksiniz. 'Tarafsız davranacağıma dair namusum ve şerefim üzerine ant içerim' diyeceksiniz. Bir partinin genel başkanı tarafsız olamaz. Bir partinin genel başkanı olamadığı için namuslu adamsa namusu ve şerefi üzerine yemin edemez. Bizim cumhurbaşkanı adayımız 80 milyonu kucaklayacak. A partisi, b partisi, c partisi ayrımı yapmayacak. Bizim cumhurbaşkanı adayımız bir partinin genel başkanı olarak Anayasa Mahkemesi'ne hakim tayin etmeyecek. Bizim cumhurbaşkanı adayımız hakimleri yanına alıp 'gelin hep beraber çay toplamaya gidelim' demeyecek, tarafsız olacak" dedi.
"DEMOKRASİ KÜLTÜRLERİ YOK"
"Ve bir ezberlerini daha bozduk. Anlamıyorlar, bilmiyorlar. Neden? Demokrasi kültürleri yok. Demokrasinin ne olduğunu bilmiyorlar. Demokrasi, 'elimde bir sopa olacak, birisi konuşursa kafasına vuracağım ve o sesini kesecek ve yüzde 100 bana biat edeceksin'. Bunu demokrasi olarak biliyorlar. Onun adı diktatörlüktür Recep Bey, demokrasi değil. Dolayısıyla konuşmamın başında söylediğimi yine söyleyeyim; benim görevim var ve benim sorumluluğum da var. Benim sorumluluğum sizlerin sorumluluğundan çok daha ağır. Ben bunun farkındayım. Sorumluluğumun gereğini yapıyorum, inanarak yapıyorum. Ben de mevkii, makam falan bunlar yok. Benim tek inancım, tek davam var; ülkemde 80 milyonun huzur içinde yaşaması. Ben bunu istiyorum" şeklinde konuştu.
"BÜTÜN DUVARLARI YIKMAYA KARARLIYIZ"
Kılıçdaroğlu konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Biz bütün duvarları yıkmaya kararlıyız. Demokrasinin önündeki bütün duvarları yıkmaya kararlıyız. Azimliyiz, sonuna kadar gideceğiz. Bedeli ne olursa olsun bu ülkeye demokrasi ya gelecek ya gelecek."
(FOTOĞRAFLI)