(Geniş haber) Cumhurbaşkanı Erdoğan: Büyükle küçüğü aynı terazide tartamazsınız

Güncelleme Tarihi:

(Geniş haber) Cumhurbaşkanı Erdoğan: Büyükle küçüğü aynı terazide tartamazsınız
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2018 12:47

(Geniş haber) Cumhurbaşkanı Erdoğan: Büyükle küçüğü aynı terazide tartamazsınız

Haberin Devamı

Gülseli KENARLI - Güven USTA / İstanbul, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen “Kadın ve Adalet Zirvesi" ne katıldı. 
Zirveye Erdoğan'ın yanı sıra, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, KADEM Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da katıldı. 
Zirvede bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde eşlerin birbirine Rabbimizin emri üzerine rahmet, sevgi, saygı nazarıyla bakma mecburiyeti vardır. Bu yaklaşım iki taraflı bir ilişki biçimini tarif eder. Yunus Emre'nin 'Yaratılanı severiz yaradan ötürü' sözü hayatın her alanında bizim rehberimizdir. İnsan olarak cinsiyetimizden bağımsız sorumluluklarımız vardır. Bunun yanında erkek ve kadın olarak sahip olduğumuz özelliklere göre de ayrıca mesuliyetlerimiz bulunuyor. Yaradılıştan beri var olan bu hakikatlere rağmen kadını ve erkeği ısrarla insan sıfatının üstünde ve ötesinde haklara, yükümlülüklere tabi tutma gayretleri sonradan ortaya çıkmıştır. Her insanı cinsiyetinden rengine kadar tüm farklılıklarının ötesinde Allah'ın yarattığı bir varlık olarak gören bir inancın mensupları olarak kadına ayrımcılık yapmamız zaten mümkün değildir. Çünkü fıtratın gereği tüm yaratılanlara aynı gözle bakmaktır. Bizim kültür köklerimizde de cinsiyet ayrımcılığı yoktur" dedi.

“BUGÜN KADINI YİNE META ANLAYIŞIYLA AMA BU DEFA EŞİTLİK AMBALAJI İÇİNDE KULLANIYOR"
Erdoğan, “Batı ülkelerindeki insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları ve hayvan hakları konusundaki büyük tartışmaların gerisinde yaşamış çok büyük acılar, ihlaller, istismarlar bulunuyor. Kırılma keskin olunca, tartışmalar ve bu doğrultuda atılan adımlar da aynı şekilde büyük oluyor. Bizim tarihimizde hamdolsun böyle acı kırılmalar bulamazsınız. İnancımız da kültürümüz de zaten buna izin vermez. Buna rağmen eksiklerimizi, hatta varsa yanlışlarımızı konuşmamız, tartışmamız gayet tabiidir. Bunları telafi etmek için neler yapabileceğimiz hususunda görüş alışverişinde bulunmamız hayatın akışının da bir gereğidir. Fakat bunu yaparken hareket noktamız kendi tarihimiz, kendi kültürümüz değil de bizden çok farklı tecrübelerin yaşandığı Batı dünyası olursa doğru yere varamayız. Dün kadını en bayağısından bir meta olarak kullanan zihniyetin bugün kadını yine meta anlayışıyla ama bu defa eşitlik ambalajı içinde kullanıyor olması bizim için şaşırtıcı değildir. Türkiye'nin son 200 yılında her konuda olduğu gibi kadın hakları meselesinde de sürekli savrulmalar yaşadık. Asırlar boyunca insanları boyunlarına, ayaklarına, kollarına zincir vurarak kitleler halinde mal gibi satan ve çalıştıran, bunlar için de kadınları ve çocukları daha da aşağılayan bir dünyanın kodları bize ait değildir. Cenneti annelerin ayakları altına seren, kadına 'sultan' benzetmesi yapan, onlara güler yüz göstermeyi, şakalaşmayı, yumuşak olmayı, iyi davranmayı tavsiye eden bir medeniyetin böyle bir referansı olamaz. Biz kendi meselelerimizi, kendi eksiklerimizi, kendi hatalarımızı, kendi gerçeklerimiz içinde tartışarak doğruyu bulacağız. Ülkemizdeki kadın hareketlerinin pek çoğunun toplumumuzda makes bulmamasının gerisinde hareket noktalarının yanlış olması yatar" şeklinde konuştu. 

KADINLARIN İSTİHDAM ORANI
Erdoğan, “Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 53'ü AK Partili olmak üzere 104 kadın milletvekili bulunuyor. İspat ortada. Meclis'in yüzde 17,5'ini oluşturan bu sayı yeterli olmamakla birlikte tarihi bir rekorun seviyesi ve ifadesidir. Ülkemizdeki üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarının yarıya yakını, yüzde 44'ten fazlası kadındır. Mimarlarımızın ve avukatlarımızın da yine yaklaşık yüzde 44'ü kadınlardan oluşuyor. Hakim ve savcılarımızın yüzde 31'inden, diplomatlarımızın yüzde 20'den fazlası kadındır. Kadın oranı öğretmenlerde yüzde 56'yı, bankacılarda ise yüzde 51'i buluyor. Nereden nereye. Toplam kamu istihdamında kadın oranı yüzde 38'e yaklaşıyor. Bizim dönemimizde kadınların istihdama katılma oranı yüzde 28'den yüzde 38'e, istihdamdaki kadın oranı da yüzde 21'den yüzde 30'a yükselmiştir. Çalışma hayatındaki 9 milyon 122 bin kadınımız ülkemizin gücüne güç katmış, üretimleriyle, başarılarıyla yüzümüzü ağartmışlardır" diye konuştu. 

“BATIDA BUGÜN BİZİM YAŞLILARIMIZA VERDİĞİMİZ ÖNEMİ VEREN BİR BAŞKA ÜLKE YOKTUR"
Erdoğan, “Vatandaşlarımıza sağladığımız sosyal desteklerin önemli bir bölümü aynı zamanda aile bütünlüğünü sağlamaya yöneliktir. Yaşlıların ve engellilerin evde bakımlarını teşvik ederek, öğrencilerimizin eğitime katkı sağlayarak daha pek çok uygulamamızla ailelerimizin bir arada hayatlarını huzur içinde sürdürmelerini amaçlıyoruz. Araştırın, inceleyin, bakın. Batıda bugün bizim yaşlılarımıza verdiğimiz önemi veren bir başka ülke yoktur. Biz bir numarayız. Yani evdeki bakımına varıncaya kadar biz bunu yapıyoruz. Başta Amerika olmak üzere daha sağlık reformunu bile geçiremediler. Biz bunu da hallettik. Şu anda bizim yaşlılarımızla ilgili uygulamalarımız hiçbir yerde yok. Dünyada en az gelişmiş ülkelere destek noktasında milli gelire oranla bir numaralı ülke Türkiye'dir. Biliyoruz ki imkansızlık veya sair sebeplerle ailede yaşanacak huzursuzluktan en çok ve en önce kadınlarımız etkilenecektir. Bu bakımdan aileye verilen her desteği kadına verilen destek olarak görmenin yanlış olmayacağını düşünüyorum" dedi. 

“ADALET HERKESE HAKKINI VERMEKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalet herkese hakkını vermektir. Dikkat ederseniz herkese hakkını vermek demek, bir şeyi herkese eşit şekilde dağıtmak veya herkese aynı şekilde davranmak anlamına gelmiyor. Burada da yanlış hareket etmeyelim. Büyükle küçüğü aynı terazide tartamazsınız. Güçlüyle zayıfı aynı yarışa sokamazsınız. Bazıları eşit, eşit diyor da şimdi yani biz 100 metreyi kadın-erkek aynı şekilde mi koşturacağız? Böyle bir şey olabilir mi? Hadi eşitiz erkekle, bayan 100 metreyi koşsunlar. Bu adalet olur mu? Olmaz. Olması gereken nedir? Kadın kadın ile koşar, erkek erkekle koşar. Olması gereken budur. Çünkü yaradılışa, fıtrata uygun olan da budur. Onun için de dünyanın hiçbir yerinde zaten böyle bir uygulama da yok. Zalimle mazlumu aynı dairede tutamazsınız. Bunun için Mevlana Hazretlerinin, 'Adalet, bir şeyi yerli yerine koymak, zulüm ise bir şeyi olmaması gereken yere yerleştirmektir' tanımını önemli gördük. Şayet her şeyi yerli yerine koymazsak zulüm yoluna girmiş oluruz. Cinsiyet konusunda da aynı durum geçerlidir. Yaradılıştan gelen fiziki özelliklerini, duygusal farklılıklarını, becerilerini gözetmeden erkeği ve kadını aynı kefeye koyarak adil davranmış olamayız, olamazsınız. Dikkat ediniz burada kadının eksikliğinden değil, fıtri farklılığından kaynaklanan bir ayrışma söz konusudurö diye konuştu. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadını ve erkeği aynı çizgiden yarışa başlamaya zorlayarak zaten ilk adımıyla adaletsizliğe açılan bir anlayıştan insanlığın hayrına sonuçlar üretmesini beklemek mümkün gözükmüyor" dedi. 

“BU TARTIŞMALAR TÜRKİYE'YE ÇOK FAZLA ENERJİ VE ZAMAN KAYBETTİRMİŞTİR"
Erdoğan, “Gerçeklikten kopuk akımların peşinden gitmek yerine, hak merkezli bir yaklaşımla kadın, adalet, aile meselelerini konuşmanın, tartışmanın daha doğru olduğuna inanıyorum. Ülkemizde de geçmişte bu yönde yapılmış yanlışlar var. Uzun yıllar ülkemizi esir alan ideolojik tartışmalarla kadının hep bir sembol olarak kullanılması doğrusu bizi çok rahatsız etmiştir. Milletimizin değerlerine, kültürüne, tarihine düşmanlıklarını alenen ifade edemeyenler, husumetlerini genç kızlarımızın, eşlerimizin, başörtüleri üzerinden sahaya yansıtmaya çalışmışlardır. Tek parti devrinde başlayıp yakın zamanlara kadar süren bu tartışmalar Türkiye'ye çok fazla enerji ve zaman kaybettirmiştir. Kızlarımızı okula, aile, iş, sosyal ve siyasi hayata kazandırmaya çalışmak yerine, başörtülerini bahane ederek kamudan dışlamaya yönelenler milletimizden hak ettikleri cevabı hep almışlardır. Hamdolsun bugün Türkiye o günleri geride bırakmanın verdiği güçle, her alanda olduğu gibi kadınlarımızın siyasi, sosyal, ekonomik hakları konusunda da çok ileri bir seviyeye ulaşmıştır. İnşallah önümüzdeki dönemde kadınlarımızın adalet taleplerine hep birlikte daha güçlü cevaplar üreteceğizö şeklinde konuştu. 

ERDOĞAN'A YOĞUN İLGİ
Konuşmanın ardında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, KADEM Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, derneğin "sığınmacı kadınların gözüyle İstanbul" isimli fotoğraf albümünü, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da Erdoğan'a tablo hediye etti. Ardından sahnede fotoğraf çekildi. Erdoğan ve Emine Erdoğan sahnede bulunanlar bir süre sohbet etti. İş insanı Ayşe Cevahir'in kızını kucağına aldı. Program bitiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine gösterilen yoğun ilgiden dolayı yaklaşık 20 dakika salondan ayrılamadı.  

(FOTOĞRAFLI) 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!