Güncelleme Tarihi:
Gülseli KENARLI - Taner YENER- Zeki GÜNAL / İSTANBUL, (DHA) CHP İstanbul İL Başkanı Canan Kaftancıoğlu, "Bu topraklarda siyasi linç çok kolay. Çıkarlar uğruna insanları hedef göstermek kolay. Kızımın seyahatteki fotoğrafları altına yapılan yorumları, tehditleri... Bizim çocuklarımızın günahı ne? Benim kızım sadece annesi özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyor diye, hedef gösterilmeli mi?" dedi.
Kaftancıoğlu, “Sayın Erdoğan'ın annesine küfür olan bir duvar yazısını da paylaşmışım. Bizim için anne olmak ve annelik hepimiz için çok kutsaldır. Ben hiç kimsinin annesine bir şey dedirtmeyeceğim gibi, Sayın Erdoğan'ın annesine bir şey denildiğinde de bunun karşısında duracak biri olarak bu paylaşımımdan dolayı Sayın Erdoğan'dan samimi bir şekilde özür dilediğimi ifade etmek isterim" diye konuştu.
GÖREVİ DEVRALDI
Hafta sonu yapılan CHP İstanbul 36. Olağan Genel Kurulu'nda İl Başkanlığı'nı kazan Canan Kaftancıoğlu görevi Cemal Canpolat'tan devraldı. CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlenen törende devir teslimin ardından Kaftancıoğlu slayt gösterisi eşliğinde hakkındaki iddialarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Devir teslim töreninde ilk olarak eski İl Başkanı Cemal Canpolat bir konuşma yaptı. Canpolat, görevi demokrasinin bütün kurallarıyla ama kol kola yarıştığı Canan Kaftancıoğlu'na devrettiğini belirterek, “Eski bir il başkanı olarak sonuna kadar yanında olduğumu bilmenizi istiyorum. 95 yıllık geleneği olan bir partinin üyeleriyiz. 95 yıldır yüzlerce kongremiz, yarışımız oldu. Kongrenin bittiği gün sadece dışa dönük mücadelede hep beraber, omuz omuzaydık. Ülkemiz çok zor koşullar içerisinde, dışarıda uluslararası sermayenin kuşatması altında, içeride gericiliğin kuşatması altında. Birbirimizle uğraşacak bir tek dakikamız yoktur. Biz seçildiği günden beri, dışarıda, basında, kamuoyunda bir linç girişimiyle karşı karıya kalan il başkanımızın yanındayız. Ülkemizin bu zor koşullarında sadece bizim omuz omuza olmamız yetmiyor. Bizim dışımızda, bizim gibi düşünmeyen milyonlarla omuz omuza artık bu ülkeyi içeride ve dışarıda uluslararası sermayenin kuşatmasından kurtarmanın tam zamanıdır. Ötekilerin yüzü olacağız. İstanbul'un arka yakasının mücadelesini vereceğiz. Dışlananların, itilenlerin, sahipsizlerin, kimsesizlerin yani yerinden yurdundan edilenlerin… Her sene 450 bin göç alan İstanbul'un, güney doğusunun boşaltıldığı insanların inancından, düşüncesinden dolayı ötekileştirildiği yalnızlaştırıldığımız bir dönemde İstanbul il kongremizin ülkemize, milletimize ve partimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Canpolat konuşmasının ardından, Kaftancıoğlu'na rozet taktı ve çiçek verdi.
“BENİM ŞAHSIMDA BANA YAPILAN SALDIRILAR PARTİMİZE YAPILAN SALDIRILARDIR"
Canpolat'ın ardından konuşan Kaftancıoğlu, bir bayrak yarışını teslim alacağını ifade ederek, “Sevgili başkanımız 'eski il başkanı' dedi. Ama ben başkanımızın izniyle kendisini ve geçmişteki bütün il başkanlarımızı kastederek, eskimeyen üreten il başkanları olarak yan yana olacağımızın bilgisini vermek isterim" dedi.
Kaftancıoğlu, daha sonra salonda bulunan partililere seslenerek, “Sizler bugün sadece bir görev devir teslimine gelmediniz. Bizler bugün buraya mesnetsiz iddialara, sahte hesaplara, pusu kültürü ile saldıranlara inat, partimize, il başkanlığımıza sahip çıkmaya geldik. CHP'li olmanın onuru ve gururuyla hepinizi selamlıyorum. Bugünlere de benim şahsımda bana yapılan saldırılar partimize yapılan saldırılardır. Bugün buradasınız çünkü İstanbul'a sahip çıkmaya geldiniz. Rantın, talanın, betonun İstanbul'una son verip, yeniden, güzelden, gençten, kadından yana olan İstanbul'u mümkün kılmaya geldiniz. 'Başka bir İstanbul mümkün' diyenler olarak 'büyük İstanbul yürüyüşümüzü' başlatıyoruz. Bizlerin teslim olacağını düşünenler yanılıyorlar. Bizler zor şartlar altında dahi "manda ve himaye kabul edilemez" diyen tıbbıyeli Hikmetlerin, Trakya'dan Anadolu'ya Kuva-i Milliye'yi örgütleyen mazlum halkların umudu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün nesliyiz. Bizler onun izinden giden, kurucumuz ve kurtarıcımız ve birleştiricimiz olarak gören yurttaşları, yoldaşları, neferleriyiz. Bu topraklardaki aydınlık ateşini İstanbul'un çeperlerinden başlayarak merkeze getirip, büyütmeyi geliyoruz. Söylemde değil, eylemde birlikte olacağız. 39 ilçeden ayağa kalkacağız. Bunu görüyorlar ve bu nedenle korkuyorlar. Genel Başkanımızın başlattığı milyonlara umut olan hak, hukuk, adalet yürüyüşünün İstanbul'da nasıl vücut bulduğunu ve bunun nasıl sonuç alacağını görüyorlar. Bu nedenle korkuyorlar ve saldırıyorlar. Bu nedenle saldırıları anlıyorum" şeklinde konuştu.
İLK VE SON KEZ CEVAP
Devir teslim törenin ardından Kaftancıoğlu, bir basın toplantısı düzenledi. Kaftancıoğlu, hakkındaki iddialarla ilgili olarak ilk ve son kez konuşacağını belirterek, ilk olarak eşinin kişisel sosyal medya hesabında paylaştığı ve üzerinde "7 dakika önce bu tabakta ¼ domuz vardı" yazılı fotoğrafa ilişkin açıklama yaptı. Fotoğrafta çatal ve bıçağın yerinin, fotoğrafı çeken kişinin açısından bakıldığında, tabağın karşı tarafın olduğunu belirten Kaftancıoğlu, "Bunu bile söylemeyi ayıp sayıyorum. Böyle bir paylaşım yerlidir, yersizdir. Kişinin kendi kişisel özelidir. Tartışılır ama bunun üzerinden bir kişiyi ve o kişi hele ki bu devletin yetiştirdiği en iyi hekimlerden birisi olan, hayattaki en büyük önceliği eşi, çocuğu, ailesi ve hastaları olan, hiç kimsenin inancına, ideolojik duruşuna bakmadan hizmet veren birisi için, bunun üzerinden bir kişinin hedef gösterilmesi, bunun AK Parti Genel Başkanı üzerinden yapılması, bundan sonra da ayrıştırı, kutuplaştırıcı politikaların nasıl devam edeceğinin bir göstergesi. Burada insanların ne yediğiyle değil, askerlerimize yedirilen at etiyle daha çok ilgilenilseydi, biz zaten böyle bir Türkiye ikliminde olmazdık" dedi.
“ONUN HAKLARI DA GASP EDİLİYOR"
Kaftancıoğlu, bir gösterici kadının fotoğrafının yer aldığı tweet ile ilgili olarak ise, "Bu çirkin ötesi saldırının benim için en güzel yanı, benim yarı yaşımda birine benzetilmiş olmam. Benim olmadığım gayet aşikar ve bilinen... Benim şakacı eşim bir espiri ile 'yakaladım seni' yazması üzerine, 'yakaladın ihbar etme bari' dememden, bir AK Parti grup toplantısında paylaşılan ve biraz önce söylediğim korkuları nedeniyle, bundan medet umulan bir Türkiye siyasi iklimine gelmiş olduk. Ben bu kişinin her kimse bu kadar teşhir edilerek, onun haklarının da gasp edildiğinin altını çizmek istiyorum" diye konuştu.
“BU TOPRAKLARDA SİYASİ LİNÇ ÇOK KOLAY"
Kaftancıoğlu, kızının kilisede çekilmiş bir fotoğrafının bulunduğu tweet'e de değinerek, "Bu topraklarda siyasi linç çok kolay. Çıkarlar uğruna insanları hedef göstermek kolay. Kızımın seyahatteki fotoğrafları altına yapılan yorumları, tehditleri... Bizim çocuklarımızın günahı ne? Benim kızım sadece annesi özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyor diye, hedef gösterilmeli mi? Bunu devletin en üst kesiminden, AK Parti genel başkanının söylemesiyle hedef gösterilmesi nedir? Bütün çocuklar günahsız, benim kızım da günahsız. Bir siyasi kavganın öznesi çocukları yapmamız, bugünkü iktidarın duruşunu göstermesi açısından benim için manidardır" şeklinde konuştu.
“AK PARTİ VE MHP MİLLETVEKİLLERİYLE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARIM DA VAR"
Kaftancıoğlu, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile çekilmiş fotoğrafına ilişkin de "Buradan halkın iradesiyle seçilmiş ve şu anda cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş'a selam yolluyorum. Bu fotoğrafın yanına başka fotoğraflar da koyacaktım. Benim AK Parti ve MHP milletvekilleriyle çekilmiş fotoğraflarım da var. Fakat koyduğumda linç kampanyasını benden alıp, onları linç ederler diye koymuyorum. Ben bu memlekette bir kadın hakları savunucusu, bir hak ve özgürlük mücadelecisi olarak halkın iradesiyle seçilmiş herkesle fotoğraf veririm, bununla ilgili de hiç bir açıklama yapmam, bununla da gurur duyarım" diye konuştu.
“BEN SAYIN ERDOĞAN'I, AK PARTİ GENEL BAŞKANI ZANNEDİYORDUM, MEĞERSE AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANIYMIŞ AYNI ZAMANDA"
Kaftancıoğlu, "Ben Sayın Erdoğan'ı, AK Parti Genel Başkanı zannediyordum, meğerse AK Parti İstanbul İl Başkanıymış aynı zamanda. Böyle giderse bizim ilçe başkanlarımız da mahalle birim örgütlerimiz de kendisini muhatap almaya başlar. Bizim için sakınca yok, biz buradayız, bekleriz. Ama korkularının bu derece büyük olduğunu, İstanbul'dan başlayacak yürüyüşümüzün sonuç alacağını biliyorduk ama bu kadar da korkularına teslim olacaklarını düşünmüyordum" dedi.
“ERDOĞAN'DAN SAMİMİ BİR ŞEKİLDE ÖZÜR DİLEDİĞİMİ İFADE ETMEK İSTERİM"
Canan Kaftancıoğlu, Gezi olaylarıyla ilgili bir şey hariç, sosyal medya hesabında yazdığı ve paylaştığı her şeyin sonuna kadar arkasında olduğunu belirterek, "Gezi direnişi tarihin en büyük, en barışçıl, insanların en haklı halleriyle bir araya geldiği bir direnişti. Gezi direnişini devletin kadrolarına yerleştirdikleri FETÖ'cü polislerin baskısıyla nasıl püskürtüldüğünü de hepimiz biliyoruz. Gezi direnişi sayesinde ben de bir sürü paylaşımlarda bulundum. Orada gözümden kaçmış bir şey var. Hepimiz insanız, hepimiz hata yapabiliriz. Sayın Erdoğan'ın annesine küfür olan bir duvar yazısını da paylaşmışım. Bizim için anne olmak ve annelik hepimiz için çok kutsaldır. Ben hiç kimsinin annesine bir şey dedirtmeyeceğim gibi, Sayın Erdoğan'ın annesine bir şey denildiğinde de bunun karşısında duracak biri olarak bu paylaşımımdan dolayı Sayın Erdoğan'dan samimi bir şekilde özür dilediğimi ifade etmek isterim. Bu topraklarda insan kıymetli, kadın kıymetli, anneler çok kıymetli. Ama anneleri de meydanlarda yuhalatmayalım. 'Ananı da al git' demeyelim. Siyaset ikliminin barışması için bunların hepsine ihtiyacımız var" dedi.
“KENDİLERİ DEMEDİLER Mİ 'BU DARBE BİZİM İÇİN ALLAH'IN BİR LÜTFU"
Kaftancıoğlu, kendisini PKK'lı, HDP'li, FETÖ'cü olmakla suçladıklarını, bu konuda kendisine ait olan tweetlerin arkasında olduğunu ifade ederek, 15 Temuz darbe gecesi "Alın size nur topu gibi mağduriyet" tweet'ini yazdığını kabul ettiğini belirtti. Kaftancıoğlu, "Kendileri demediler mi 'bu darbe bizim için Allah'ın bir lütfu' diye. 20 Temmuz'da getirilen OHAL ile yapılanları hepimiz birlikte yaşamıyor muyuz? Bizler günün koşullarına göre işimize geldiği gibi siyaset yapan bir gelenekten gelmiyoruz" diye konuştu.
“KONJONKTÜRE GÖRE GÖMLEK DEĞİŞTİRENLERİN DE BENİ ANLAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Canan Kaftancıoğlu, çözüm süreci başladığında, CHP'de 101 partilinin Kürt sorununa ilişkin bir metne imza attığını, o dönemler parti içinden "Bunlar AK Parti'nin yaptığı sürece destek oluyor" diye eleştirenlerin de olduğunu belirterek, "Eğer bu ülkeye barış gelecekse ve kim olursa olsun birisi bu barışı getirmek için bir adım atıyorsa, samimi olmadıklarını bilsek dahi genel başkanımızın dediği gibi açık kredi verebileceğimizi gösteriyoruz. Niye şimdi onlar çıkarılmıyor? Ben ilk gençlik yıllarımdan itibaren bir sol değerler gömleği giydim. Bugüne kadar verdiğim mücadele, bulunduğum noktada bu gömleği üzerimden hiç çıkarmadım. Konjonktüre göre gömlek değiştirenlerin de beni anlaması mümkün değildir" dedi.
“İNSANIN DÜŞÜNCESİNİ 140 KARAKTERLE ANLATMASI YA DA ANLATMAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Kaftancıoğlu, Ermeni soykırımına ilişkin paylaşımına da dikkat çekerek, “Geçmişte yaşanılan olaylarla ilgili insanın düşüncesini 140 karakterle anlatması ya da anlatmaması mümkün değildir. 2012 yılında yapılmış Ermeni soykırımı yürüyüşü yapılmış. Ben de o yürüyüşe gitmişim. Attığım tweette 'Yürüyüş başlıyor, polisten çok halk var demişim'. Yürüyüş bittikten sonra 23.22'de sözde bu yürüyüşün duyurusunu yapmışım" şeklinde konuştu.
NASIL DEĞİŞTİRİLDİĞİNİ GÖSTERDİ
Canan Kaftancıoğlu, slayt ekranında orijinal bir tweetin değiştirilerek, nasıl farklı bir yazının yerine konabildiğini basın mensuplarına video eşliğinde gösterdi. Kaftancıoğlu, "Şöylesi bir teknolojik hamleyle, 10 saniyede değiştirilebilecek şeylerle insanları linç ediyoruz. İyi bir Twitter kullanıcısıyım. 2014 yılında 140 karakterin olduğu bir yerde 168 karakterli bir tweet yazmışım. Ben bunlarla linç ediliyorum" dedi.
SORUŞTURMA SORUSU
Canan Kaftancıoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Kaftancıoğlu, hakkında yürütülen soruşturmanın sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Bu memlekette AK Parti'nin dediğine göre ya da onların diline göre kimin terörist olup olmadığına karar verilmediğini biliyorum. Bu memlekette terörist olduğu iddiasıyla tutuklanan bir genelkurmay başkanı var. Dolayısıyla işine gelmeyenleri söyleyenlerin kodese atıldığı, herkesin terörist olduğu, terörist yaptırıldığı bir ortamda Ahmet Şık nasıl FETÖ'cü denilip içeride yatıyorsa, AK Parti zihniyeti ve yargısıyla da terörist denilmek benim için olsa olsa onur ve gurur olur. Hiç bir şeyden korkmuyorum bu konuda."
“MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ"
Kaftancıoğlu, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganına ilişkin sorulan soru üzerine ise "Mustafa Kemal'in değerlerini, yaşamış, özümsemiş ve yaşamı boyunca o yoldan gitmiş biri olarak hiç bir zaman 'gardolap Atatürkçüleri' gibi 'ben solcuyum' gibi kendimi hiç tanımlamamışımdır. Mustafa Kemal'in askerleriyiz sözünü militer bulduğumu ifade ederek ama bir adım daha ileri giderek Mustafa Kemal'in yoldaşlarıyız demişimdir. Mustafa Kemal'in yoldaşı olmak, askeri olmayı reddetmek anlamına gelmez. Kenan Evren Atatürkçülüğü gibi gardolap Atatürkçülerinin de sırf Mustafa Kemal'e zarar vermek için, içini boşaltarak saldırıyor olmalarını örgütümün takdirine bırakıyorum" dedi.
PARTİLİLER AYAKTA KALDI GAZETECİLER ZORLANDI
Toplantının yapıldığı salonda devir teslim töreni sırasında aşırı kalabalık nedeniyle zaman zaman zor anlar yaşandı. Basın mensuplarının çalışmakta zorlandığı görülürken, partililerin büyük bir çoğunluğu ayakta kaldı. Kaftancıoğlu ve Canpolat devir teslim öncesinde sahneye çıkarken zorlandı. Kalabalık nedeniyle basın mensuplarına ayrılan bölümün tavanındaki kaplamalar, fotoğraf ve görüntü almaya çalışan gazeteciler nedeniyle yerinden çıktı. Devir teslim töreninin ardından, salonun basın toplantısı için boşaltılması istendi.
OTOBÜS ÜZERİNDEN PARTİLELERE
Kaftancıoğlu, basın açıklamasının ardından dışarıda kendisini bekleyen kalabalığa, parti otobüsü üzerinden hitap etti. Partililer, konuşmasının ardından Kaftancıoğlu ile fotoğraf çektirmek için adeta birbiriyle yarıştı.
(FOTOĞRAF)