Güncelleme Tarihi:
Serpil KIRKESER / İSTANBUL, (DHA) - FETHULLAHÇI Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanmasına yönelik kapatılan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ve üye şirketlerine yönelik 21'i tutuklu 86 sanık hakkında açılan davanın 9. duruşmasında tutuklu sanıklar Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü savunmasını tamamladı. Faruk Güllü, terör örgütü FETÖ üyesi olmadığını belirterek, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından gazetelere ilan vererek darbe girişimini kınadığını söyledi. Güllü savunmasında iddianame dışına çıkınca Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, “..Mıy mıy anlatmayın. İddianamenin dışına çıkmayın. Sürekli beni uyarmak zorunda bırakmayın" dedi.
“KAMU GÖREVLİLERİ FİNANSE EDİLMİŞ"
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısında bulunan duruşmanın öğleden sonraki bölümünde İstanbul Büyükşehir Belediye eski Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı tutuklu sanık Ömer Faruk Kavurmacı'nın savcılık ve hakimlik ifadeleri okundu. Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, Hakan Şükür ve Ali Fuat Yılmazer gibi hakkında dava açılan kişiler ile şirketler arasında para transferleri yapıldığını, bu transferleri yapanlardan birinin Zaman Gazetesi Grup Başkanı Beytullah Demir olduğunu, bu transferler hakkında Kavurmacı'ya bilgisi olup olmadığını sordu. Sanık Kavurmacı da “Reklam bedeli için ödenmiş. Ben bu konuda bilgiye sahip değilimö diye cevap verdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Öztürk, “Kamu görevlileri finanse edilmiş" diye konuştu.
KAVURMACI'YA O YAZI SORULDU
Mahkeme Başkanı Öztürk, “Ceza İnfaz Kurumu'ndan gelen bir yazı var. Görüş esnasında ailene verilmek üzere verilen eşyalarda küçük bir not bulunmuş. Bu not makinede büyültülerek tespit edilmiş. Notta 'Bugün Yiğitler babama Bank Asya hesabı hakkında soru sorarlarsa, bilmiyorum, çek senettir, ihracattır, otomatik ödemelerdir, kayyum olduğu için bilmiyorum desin' yazılmış. Neler diyeceksin?" diye sordu. Sanık Kavurmacı da “Ben onu dışarıya göndermeye çalışmadım. Benim eşyalarımın arasına karışmış. Gizli saklı bir not değil" diye konuştu. Mahkeme Başkanı Öztürk, “Bu babayiğitler nedir?" diye sorunca sanık Kavurmacı da şu cevabı verdi: Yiğit avukattır. Yanında bir arkadaşıyla gidip geldiği için babama hatırlamak için dedim."
GİZLİ TANIĞIN BEYANLARI OKUNDU
Mahkeme Başkanı Öztürk, Kavurmacı aleyhine ifade veren gizli tanığın beyanlarını da duruşma salonunda okudu. Kavurmacı da gizli tanığın beyanlarının duyuma dayalı şeyler olduğunu kendisiyle ilgili beyanının olmadığını kaydetti.
ÜNLÜ BAKLAVACI GÜLLÜ: LEHE OLAN DELİLLER DOSYAYA EKLENMEDİ
Tutuklu sanıklardan Ünlü Baklavacı Faruk Güllü de 15 aydır tutuklu olduğunu ve FETÖ üyesi olmakla suçlandığını savundu. Tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildiğini anlatan sanık Güllü, iddianameyi eleştirerek, kendisiyle ilgili lehe delillerin dava dosyasına eklenmediğini, masumiyet karinesi ihlal edilerek yargılanmasının devam ettiğini, silahlı bir örgütün varlığından bahsedilmesi için örgütün var olup olmadığını, ne zamandan beri var olduğuna ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararlarından sonra karar verildiğini söyledi.
“BYLOCK KULLANMADIM"
“15 Temmuz 2016 hain darbe girişimini Güneşli'deki mağazamızdayken öğrendimö diyen Güllü, “'Ne söylesem beni anlamadılar ve Silivri'ye gönderildim. 15 Temmuz 2016'da gece iş yerimde olduğumu kanıtlayan CD'ler değerlendirilmemiştir. Araçlarla tankların önünü kapattığımız kamera kayıtları taleplere rağmen dosyaya eklenmemiştir. Suç örgütüne üye olmak gibi bir kastım olmamıştır. Örgüt mensubu olduğumu gösterir eylemim olmamıştır. Kişiliğime sabıka kaydıma bakılırsa suça meyilli olup olmadığım ortaya çıkacaktır. Vatanını ve milletini seven, yurtdışında ülkemizi başarıyla temsil ettiğim ortaya çıkacaktır. Bylock kullanmadım. DİGİTÜRK iptalim yok. Bank Asya'da hesap artışım yok. 1 Mart 2014'te TUSKON 5. Olağan Genel Kurulu'na katılmadım. Toplantısına katılmadığım kuruluşun eylemlerinden sorumlu tutulmam hukuka aykırıdır. KASİD ile 2010 yılında üyeliğimi sonlandırdım. Ancak 2015 yılına kadar pasif üyelik kaydım benden habersizce tutulmuş. Hiçbir evrakta imzam yoktur" dedi.
“BANK ASYA İÇİN SİZE YAĞMURLU HAVADA SU BİLE YOK DEDİM"
FETÖ'ye para aktarmadığını söyleyen Güllü, Bank Asya'nın gerçek yüzünü işlerinde kriz başladığında gördüğünü, teminat altına alınmış gayrimenkullerinin satıldığını, hem ailesinde, hem de iş çevresinde kapanmayacak yaralar açtıklarını, kendisini iflasın eşiğine getirdiğini, zor durumda bıraktığını, haciz getirdiği anlattı. Sanık Güllü, “O kadar söylememe rağmen bana yardımcı olmadılar, üzerime geldiler. Beni yıprattılar. Benim hesap açıp Bank Asya'ya destek olduğum iddiası akla ve mantığa aykırıdır. Ben onlara son toplantıda 'Sizden büyük Allah'ın adaleti var' dedim. Hesaplarımda gayri resmi para transferi yoktur. Şirketin pos cihazı bile Bank Asya'ya ait değildir. Talimatla para yatırmadım, bu da tespit edilmiştir. Bank Asya için 'Size yağmurlu havada su bile yok' dedim. Şimdi bu suçla isnat edilmek beni kahrediyor. Destek manasında hesap açmadım" diye konuştu.
“NE ŞEKİLDE GELDİĞİNİ BİLMEDİĞİM KİTAP NEDENİYLE 15 AYDIR TUTUKLUYUM"
İddianamede terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in yazarı olduğu 'Mefkure Yolcuğu' isimli kitabın adresinde yapılan aramalarda bulunduğu iddiasına da cevap veren sanık Güllü, “Bu kitap ne şekilde geldi belki de biri hediye etti. Ne şekilde alındığını bilmediğim kitap nedeniyle 15 aydır tutukluyum" diye konuştu.
“SÖYLENENLER HAYAL ÜRÜNÜDÜR"
Gizli Tanık Demir'in kendisi için “Her geldiği toplantıya koli koli baklava getirirdiö şeklinde beyanda bulunduğunu aktaran sanık Güllü, “Biz aile kültürümüzden dolayı hiçbir yere eli boş gitmedik. Bunun hukukta suç sayıldığını düşünmüyorum. Gizli tanık ifadesinde 100 bin dolar para verdiğim iddiası var. Personele 3-4 ay maaşını geç öderken, dünya kadar borcum varken böyle bir para vermemin Allah katında yeri yoktur, vicdanı değildir. Söylenenler hayal ürünüdür" dedi.
“HAİN DARBE GİRİŞİMİNE ENGEL OLMAYA ÇALIŞTIK"
15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi Güneşli'deki mağazasında olduğunu, Merter'deki iş yerine doğru yola çıktığı sırada Şirinevler'de polisin kendilerini durduğunu söyleyen Güllü, şunları anlattı: “Polis bize 'tankların geçmesini engellemek için arabalarla yolu kapatmamız gerekiyor' dedi. Orada gece 03.00'e kadar kaldık, yolu kestik. Elimizden geldiği kadar bu hain girişime engel olmaya çalıştık. 150 yıldır, 6 kuşaktı hizmet veriyoruz. Şahsım ve şirketimizin her zaman milletimizin yanında oldu. Darbe girişimini kınadığımıza ilişkin gazetelere ilan verdik. (ilanları mahkemeye delil olarak sundu) 17-25 Aralık ve Gezi olaylarında şirketimizi karalamaya çalıştılar fakat biz 150 yıldır devletimizin yanındayız. Hakkımda gözaltı kararı verildiğini öğrendiğimde polislere kendim teslim oldum. Pasaportum alındı, verilen kararın adil olmadığı kanaatindeyim. 15 Temmuz'dan sonra 'İşadamları tutuklandı' haberlerini okudum. Ben kaçmadım, saklanmadım."
MAHKEME BAŞKANI: MIY MIY ANLATMAYIN
Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, “…Mıy mıy anlatmayın. İddianamenin dışına çıkmayın. Sürekli beni uyarmak zorunda bırakmayın" diyerek Sanık Güllü'yü uyardı. Savunmasına tekrar devam eden Güllü, uzun süre Hasan Gültekin ile arasında yaşananları anlatınca mahkeme başkanı Öztürk tekrar araya girdi ve şunları söyledi: Türkçe konuşuyorum. Hasan Gültekin ile husumet var. Burası herkesin hayat hikayesini anlatacağı yer değil. Yargılama iddianameyle sınırlıdır. Tekrar uyarmak zorunda bırakmayın. Mikrofonu kapatırım. Uyuşmazlığı çözüm makamı değiliz. Konuyu dağıtmayın" dedi. Sanık Güllü savunmasının sonunda mal varlığı üzerindeki tedbirlerin ve şirketleri üzerindeki kayyum kararlarının kaldırılmasını talep etti. Sanık savunmalarının alınmasına ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.