FETÖ suçlamasıyla tutuklu eski emniyet müdürlerinin eşleri hakim karşısına çıktı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2018 13:49

FETÖ suçlamasıyla tutuklu eski emniyet müdürlerinin eşleri hakim karşısına çıktı

Haberin Devamı

 

Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) FETÖ sanığı eski emniyet müdürlerinin Bylock kullandıkları iddiasıyla tutuklanan eşleri hakim karşısına çıktı. İddiaları kabul etmeyen sanıklar, eşlerinin FETÖ sanığı olmasından dolayı tutuklandıklarını öne sürerek mağdur edildiklerini savundu. 

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) şifreli haberleşme programı Bylock'u kullandığı iddia edilen ve 17-25 Aralık kumpas soruşturmalarında görev alan FETÖ sanığı eski emniyet müdürlerinin eşleri ve kardeşleri ve çocuklarının da aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanığın İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamasına başlandı. 

Duruşmada 12 tutuklu sanık ve avukatları hazır bulundu. Mahkeme başkanı tarafından iddianamenin özeinin okunmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi. İlk olarak savunma yapan sanık dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amiri Ayhan Arıkanoğlu'nun eşi Ayşe Arıkanoğlu yaptı. 

"3 ÇOCUĞUM VAR. BABALARI DA CEZAEVİNDE. TAHLİYEMİ İSTİYORUM" 

Eşinin üzerine kayıtlı telefonda Bylock kullandığının iddia edildiğini savunan Arıkanoğlu, "Ben bu hattı 10-12 yıldır kullanıyorum. Eşim de aynı numarayla alakalı Bylock iddiasından tutuklanmış. Aynı eylemden iki kişi tutuklanmış. Bylock'u kullanmayı gerektirecek bir hayatım yok. En küçüğü 2,5 yaşındaki çocuğumdan mahrumum. Babası tutukluyken doğum yaptım. Eşim tutukluyken birçok meslektaşının eşi beni 'hayırlı olsun' diye aradı. Bu kişilerle yaptığım görüşmelerde örgütsel bağ yoktur. Mahrem ablalarla görüştüğüm iddialarını kabul etmiyorum. Bu kişlerle aynı baz istasyonunda bulunmam kendileriyle görüştüğüm anlamına gelmez. Ziraat Bankası'nda 12 yıldır çalışıyordum. Gözaltına alınana kadar görevime devam ediyordum. Tutukluluk süremin uzaması nedeniyle banka, haklı fesih gerekçesiyle beni işten çıkardı. Yüzde 60 engeli olan ve kanser tedavisi gören annemle yaşıyorum. 2,5, 7 ve 9 yaşlarında üç çocuğum var. 5 aydır annelerinden mahrum, babaları da 3 yıldır tutuklu. Bu nedenler gözetilerek tahliyemi istiyorum" diye konuştu. 

"YAKUB SAYGILI'NIN EŞİ OLMAM DIŞINDAKİ HİÇBİR İDDİAYI KABUL ETMİYORUM"

Dönemin İstanbul Mali Suçlarla Şube Müdürü Yakub Saygılı'nın eşi Esra Filiz Saygılı yaptığı savunmada, 5 aydır bir şüphe üzerine tutuklu olduğunu belirterek, "Eşimin Yakub Saygılı olmasının dışında iddianamedeki hiçbir değerlendirmeye katılmıyorum. Bylock'u haberlerde duydum. Bu programı indirmedim, kullanmadım. 4 yıldır eşini cezaevinde bekleyen biriyim" ifadesinde bulundu. 

"BYLOCK ŞİFRESİNİ ZİYARETE GELEN KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLER DE YAPMIŞ OLABİLİR"

Mahkeme başkanının, "İddianamede Bylock şifrenizin çocuklarınızın adının baş harflerinden oluştuğu yönündeki iddia için ne söylersiniz?" sorusuna Saygılı, "Doğum yapınca eşim de cezaevine girmişti. O dönem polis lojmanında kalıyorduk. Çok sayıda kişi ziyarete gelmişti. Evdeki internetin şifresini isteyenlere vermiştik. Çocuklarımın isimlerini lojmandaki herkes bilir. Bu şifreyi kötü niyetli herkes yapmış olabilir" şeklinde yanıt verdi. Saygılı, 3,10 ve 13 yaşlarında üç çocuğunun bulunduğunu, eşinin de cezaevinde bulunması nedeniyle çocuklarının mağdur olduğunu dile getirerek tahliyesini talep etti. 

"EŞİMDEN SONRA BENİM DE TUTUKLANDIĞIMI ÖĞRENEN KAYINVALİDEM HAYATINI KAYBETTİ"

Daha sonra eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy'un eşi Sümeyye Aksoy'a söz verildi. Aksoy, savunmasını hazırlayamadığını ve sadece tahliyeye ilişkin beyanda bulunacağını belirtti. Eşinin tutuklandıktan sonra kayınpederi ve kayınvalidesinin felç geçirdiğini anlatan Sümeyye Aksoy, "Kayınvalidem benim de tutuklandığımı öğrendikten kısa süre sonra hayatını kaybetti. Aynı şekilde kayınpederim de rahatsız. 10 yaşındaki kızımla ikamet ettiğim evde gözaltına alındım. Çocuğumu komşuya emanet etmek zorunda kaldım. Nezarette ve cezaevinde kaldığım sürede kendi rahatsızlıklarım da arttı. Tahliyemi istiyorum" şeklinde konuştu. 

İDDİANAMEDEN...

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheliler hakkında, "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisleri talep ediliyorr. Şüphelilerin kullandığı belirtilen Bylock programına giriş şifreleri, kullanıcı adları ve bulundukları gruplara yer verilen iddianamede, Bylock yazışmalarında şüphelilerin "mahrem imamlar"ın aldıkları talimatları birbirlerine aktardıkları, örgüte bağışta bulundukları, Bank Asya'ya para yatırma konusunda telkinde bulundukları iddia ediliyor. 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!