Güncelleme Tarihi:
Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA) FETÖ'nün medya yapılanması kapsamında haklarında dava açılan, aralarında Zaman Gazetesi eski Genel Müdürü Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu 10'u firari, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da bulunduğu 6'sı tutuklu 17 sanıklı davanın üçüncü duruşmasının öğleden sonraki oturumunda gazeteci yazar Mehmet Altan'ın sorgusu yapıldı.
31 yıllık bir akademisyen olduğunu, 40'a yakın kitabı bulunduğunu, 24 yıllık profesör olduğunu söyleyen Mehmet Altan, "Yazarlar ve akademisyenler biat kültürü ve emir komuta zinciri içinde yer almazlar. Tek pusulaları kendi bildikleri gerçeklerdir.Maalesef hukukun öldüğü, algı operasyonu üzerinden yargılama yapıldığı, medya yargıçlığını revaçta olduğu, askeri darbe dönemlerinde bile rastlamadığım bir utanç dönemi yaşıyoruz" dedi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasının öğleden sonra yapılan oturumunda tutuklu sanık Mehmet Altan'ın sorgusu yapıldı.Duruşma salonuna, yer darlığı gerekçesi ile her sanığın sadece bir yakını alındı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun izlediği duruşmaya, yer yokluğu nedeni ile sınırlı sayıda gazeteci alındı.
Mehmet Altan kimlik tespiti sırasında, "Ne iş yapıyorsunuz? sorusunu, "Üniversite hocasıydım. KHK ile attılar" dedi.
'DÜŞÜNCELERİ YARGILANAN BİRİSİ OLARAK KARŞINIZDAYIM'
Mehmet Altan, kitap haline getirdiği yazılı ifadesini okuduğu sırada zaman zaman yazılı metnin dışına çıktı. Hukuk değil, algı üzerinden başlayan soruşturma sonucu 10 Eylül tarihinden bu yana özgürlüğünün elinden alındığını söyleyen Mehmet Altan, "Düşünceleri yargılanan birisi olarak karşınızdayım" dedi.
Kendisine yönelik suçlamanın temel unsurunun bir televizyon programı olduğunu hatırlatan Mehmet Altan, "15 Temmuz vahşi ve kanlı darbe girişimi ertesinde, bu kanlı vahşetin fiili sorumlularının cezalandırılması beklenirken, devletin yaptırım gücü ile hukuk arasındaki bağın koptuğunu gördük" dedi.
'ÜRKÜTÜCÜ BİR SÜRECİN MAĞDURUYUM'
Elde somut delil olmadan, algı ve niyet okuma ile hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezaları istendiğini söyleyen Mehmet Altan, "Algı ve niyet okuma ile müebbet hapis cezasına çarptırılmak istenmeme ve hukuki tüm itirazlarımın okunmadan reddedilmesine kadar ürkütücü bir sürecin mağduruyum" dedi.
31 yıllık bir akademisyen olduğunu, 40'a yakın kitabı bulunduğunu, 24 yıllık profesör olduğunu söyleyen Mehmet Altan, "Yazarlar ve akademisyenler biat kültürü ve emir komuta zinciri içinde yer almazlar. Tek pusulaları kendi bildikleri gerçeklerdir. Maalesef hukukun öldüğü, algı operasyonu üzerinden yargılama yapıldığı, medya yargıçlığını revaçta olduğu, askeri darbe dönemlerinde bile rastlamadığım bir utanç dönemi yaşıyoruz" dedi.
'TABİİ Kİ FETÖ'CÜ BİR DARBEDEN HABERDAR DEĞİLDİM'
Jean-Jacques Rousseau'nun 254 yıl önce yazdıklarını bugün televizyonlarda söylemesi durumunda, darbeyi bilmekle suçlanıp subliminal mesaj verip gözaltına alınacağını savunan Mehmet Altan, "Ardından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle Silivri'ye atılırdı. Olabilecek siyasal ve hukuksal gelişmelerin tartışıldığı bir programdan nasıl 3 müebbet istenebilir. Tabii ki FETÖ'cü bir darbeden haberdar değildim" dedi.
Bugün hoşlanılmayan demokratların, eleştiri yapan özgürlükçülerin, askeri vesayete herkesten çok karşı çıkanların, 28 Şubat post-modern darbesine karşı çıkanların zorla susturulduğunu savunan Mehmet Altan, "Gözaltına alındıktan 7 ay sonra iddianame hazırlandı. Huzurunuza çıktığım 283. günde de hürriyeti tahdit suçu devam ediyor. Bu iddianameye savunma hazırlarken beni en çok bunaltan, suç niteliğinde olmayan iddiaların suç olmadığını, delil sayılmayanın delil olamayacağını anlatmak gibi akıl dışı bir konuda savunmak yapmak oldu. İddianameye konu televizyon programında darbe çağrışımı yapan subliminal mesaj verdiğim iddiasıyla gözaltına alındım. Bu Anayasa'nın 38. maddesi ve TCK 2. maddesince suç olmayacağı ve suçlama konusu yapılmayacağı halde Sulh Ceza Hakimliği bir noter soğukkanlılığı ile bunu onayladı, 9 ay boyunca 20'ye yakın tutukluluk itirazımı onca belge, onca kanıta hiç ihtiyaç duymadan, aldırmadan, muhtemelen hiç okumadan ve incelemeden matbu gerekçelerle reddetti" dedi.
Babası ve abisinin 600 kere yargılandığını, 600 dava görmüş bir ailenin ferdi olduğunu söyleyen Mehmet Altan, "Babamın mesleği hukukçu idi. Bir hukukçu babanın oğlu olarak sürekli böyle bir ortamda büyüdüm ben. 1971 muhtırasında tutuklandı. 1.5 yıl tutuklu kaldı. Sıkıyönetim komutanlıklarında dahi beni tevkif eden Sulh Ceza Hakimi gibi bir hakim görmedim" diye konuştu.
İddianamede siyasal İslamcı olmadığı halde siyasal islamcı örgüte darbe için zemin hazırlamakla suçlandığını belirten Mehmet Altan, "Siyasal İslamı eleştiren çok sayıda yazım var" dedi.
'ABİM AHMET ALTAN VE NAZLI ILICAK DIŞINDAKİ SANIKLARI TANIMIYORUM'
Mehmet Altan, "Hakkımda birlikte dava açılan Ahmet Altan abimdir, Nazlı Ilıcak uzun yıllardır tanıdığım arkadaşımdır. Diğerleri ile bir ilişkim yoktur. 30 yılık akademisyenim, ortalama 30 bin insanın yetişmesine katkı sundum ben. Yetiştirdiğim öğrencileri, rektör, dekan, profesör, bakan olarak görüyorum" dedi.
Darbeyi önceden bildiği şeklindeki iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu söyleyen Mehmet Altan, davet üzerine Darbeleri Araştırma Komisyonu'na gittiğini belirterek, "Komisyon Başkanı Nimet Çubukçu toplantıda 28 Şubat sürecinde nasıl bir tavır aldığımı anlatarak bana teşekkür etti" dedi.
'BEN O PROGRAMDA DARBEYE YOL AÇACAK HATALARA DÜŞÜLMEMESİNİ İSTİYORUM'
14 Temmuz tarihinde yaptıkları televizyon programının kendisi hakkındaki suçlamanın ana kaynağı olduğunu hatırlatan Mehmet Altan, "Bu program her hafta Perşembe günü yayınlanıyor. İddia edildiği gibi kasıtlı olarak darbeden bir gün önce yapılmamıştır. Perşembe günü 14 Temmuz'a tesadüf etti. Burada bir paragraf anlatımıma göre darbeyi önceden biliyorum ve üç kez müebbet hapis cezası ve ilaveten de 15 yıl hapsim isteniyor. Ben, sürekli olarak darbeye yol açabilecek hatalara düşülmemesini istiyorum.Türkiye'nin geçmişinde yaşanan gayrimeşru askeri girişimlere yol açabileceğine dikkat çekiliyor, siyasi iktidar uyarılıyor ve bu uyarılar üzerinden eleştiriliyor. Uyarı ve eleştiriyi yapan darbeci olur mu? Nitekim 15 Temmuz darbesine giden yol, tam da bu uyarılarak kulak asılmayan bir süreçte gerçekleşti" iddiasında bulundu.
ByLock kullanan şahıslarla yaptığı telefon görüşmesi sorulan Mehmet Altan, "HTS kayıtlarına göre bu 9 kişi ile en son konuşmam 2014 Ocak ayında. 2016'daki darbeyi 2014'te konuştuğum adamdan mı öğrendim" dedi.
1 DOLAR SAVUNMASI
Mehmet Altan, evinde bulunan 1'i F serisi 6 adet 1 dolar ile ilgili olarak da şunları söyledi:"F serisi olan 1 dolar eski seyahatlerden kalmış. Yine çok eski bir cüzdan içerisinde 3'te biri yırtık, polis o yırtığı kapatıp videoyu öyle çekti. İddianame diyor ki Gülen bunu öğrencilere veriyor, 30 yıllık profesörlere veriyor demiyor."
(FOTOĞRAF)