Güncelleme Tarihi:
Yüksel KOÇ / İSTANBUL, (DHA) - ARALARINDA 6 general ve 17 subayın da bulunduğu 9'u firari, 14'ü tutuklu 24 sanıklı 15 Temmuz darbe girişiminin İstanbul'daki ana davasının 14. duruşmasında tanıklar dinlendi.
Tanık olarak dinlenen Albay İbrahim Güler, darbe girişimini öğrenince kışlaya döndüğünü, tutuklu sanık eski Kurmay Albay Müslüm Kaya'nın tam teçhizatlı olarak çıkışları kontrol ettiğini belirterek, "Müslüm'e ne olduğunu sordum. Müslüm de, 'burada emri ben veririm' dedi. 'Burada emirleri sen değil, tümen komutanı verir' dedim. 'Seni vururum' dedi. 'Vurursan vur' dedim. Bir el havaya ateş etti. 4-5 asker etrafımı sararak beni oradan aşağıya götürdü" dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Cezaevi yerleşkesinin karşısındaki duruşma salonunda görülen davaya, 14 tutuklu sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada, 3. Kolordu 23. Tümen Komutanlığı Kurmay Başkan Vekili Albay İbrahim Güler tanık olarak dinlendi. Darbe girişimini evinde iken gelen telefon üzerine öğrendiğini, televizyonu açınca köprüdeki durumu gördüğünü söyleyen Güler, bu nedenle saat 22.30 gibi kışlaya gittiğini söyledi. Kışlada nöbetçi amir tarafından karşılandığını söyleyen Güler, "Oradan Harekat Merkezi'ne gittim. Sıkıyönetim direktifi geldiğini söylediler. Aldım direktifi okumaya başladım, 25-30 sayfaydı. Daha ilk sayfasında Meclis ve hükümetin görevini yapmasını engellemeye yönelik bilgiler vardı. Hiç bir yere yollamamaları talimatını verdim" dedi.
'VURURSAN VUR'
Bütün personelin saat 23.45'te kışlaya gelmesi için emir verdiğini, ardından da kışladan çıkmak istediğini söyleyen Güler, "Müslüm Kaya, Mustafa Kemal Kütahya tam teçhizatlı ve silahlı çıkışı kontrol altına almışlardı. Ben dışarı çıkmak istediğimde beni durdurdu. 'Ne oluyor Müslüm' dedim. Müslüm de, 'burada emri ben veririm' dedi. 'Burada emirleri sen değil, tümen komutanı verir' dedim. 'Seni vururum seni' dedi. 'Vurursan vur' dedim. Bir el havaya ateş etti. 4-5 asker etrafımı sararak beni oradan aşağıya götürdü. O esnada bende silah da yoktu" dedi.
Güler, "Müslüm Kaya'ya yaptıklarının yanlış olduğunu söyledim. O da bana kışladan gitmemi istedi. Saat yarım civarı bizi nizamiyeden çıkardılar. Ben, Hüseyin Gökçe ve uzman erbaşı alarak nizamiyeden çıktım. Takip edebilirler düşüncesi ile ara yollardan epey uzaklaştık. Tümen komutanımızı aradım, durumu kendisine aktardım. Bize birliklerden çıkanları, birliklere dönmesini sağlamamızı istedi. Bunun için birlik komutanları ve tabur komutanlarına da ulaşarak birliklere dönmelerini sağlamaya çalıştık" dedi.
Müslüm Kaya, tanığın ifadesini kabul etmediğini söyledi.
Tanık olarak dinlenen Esenler İlçe Emniyet Müdürü Cihat Dağdeviren, darbe girişimi gecesi 22.00 ile 00.00 arasında genel asayiş uygulaması yaptıkları sırada tutuklu sanık Kurmay Albay Sadık Cebeci'nin kendisini aradığını belirterek, "Bana, 'ordu yönetime el koydu, sen ve adamların teslim olun' dedi. Sonra da telefonu yüzüme kapattı" diye konuştu. Önlem olarak Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'yu arayarak iş makineleri istediğini söyleyen Dağdeviren, siyasi partilerin ilçe başkanlarını da ve müftülüğü arayarak halkı ilçe emniyet müdürlüğünün önüne getirmelerini talep ettiğini kaydetti. Dağdeviren, kendisini de kapı zillerini çalarak halkı ilçe emniyet müdürlüğüne çağırdığını söyledi.
Daha sonra 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Topkule Kışlası'na gittiğini söyleyen Dağdeviren, bir zırhlı araca kendisini, bir zırhlı araca da Başakşehir İlçe Emniyet müdürü Levent Binici'nin bindiğini belirterek, "İçeriye girdik, İçeri girince çok fazla ateşe maruz kaldık. Orada yaralıları gördük, ancak çok fazla ateş edildiği için ilk anda yaralıları ancak daha sonra aldık, bir de şehidimiz vardı, onu da aldık. Daha sonra Tümen Komutanı Tümgeneral Kemal Başak gelince Sadık Cebeci'nin teslim olduğunu söyleyen Dağdeviren, "Sadık Cebeci elleri havada, tişörtü boynuna asmış atletle dışarı geldi. Onu gözaltına aldık. Beni tehdit etmesi için kimin ona emir verdiğini bilmiyorum" dedi.
Duruşma yarına ertelendi
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul genelinde şehit edilen 89 kişi "Maktül", TBMM Başkanlığı, 65. Türkiye Cumhuriyet hükümeti, Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı, Doğan Şirketler Grubu, Digitürk Genel Müdürlüğü, Casper Bilgisayar Sistemi A.Ş. "Suçtan zarar görenler", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olay tarihinde kaçırılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Harp Okulu Komutanı Mesut Özel, Deniz Harp Akademisi Komutanı Tayyar Ertem ve eşi Emel Ertem, Harp Akademileri Komutanı Tahir Bekiroğlu "Müşteki" sıfatıyla yer alıyor.
Bir numaralı sanığı Fetullah Gülen'in olduğu iddianamede Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Albay Ahmet Zeki Gerehan, Kurmay Alay Onur Özden, Kurmay Albay Rıfkı Keser, Kurmay Albay Uzay Şahin, Kurmay Yarbay İrfan Arat, Kurmay Yarbay Engin Durmaz ve Kurmay Binbaşı Mehmet Murat Çelebioğlu'nun firari sanık olarak yer alıyor. 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Erdal Öztürk bir önceki celse tahliye olmuştu. Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Yüksel Durak'ın da davanın sanıkları arasındaki kişiler.
Bir numaralı sanık Fetullah Gülen hakkında, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Silahlı terör örgütü kurmak" suçlarının da aralarında bulunduğu 15 suçtan 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Eyyüp Gürler'in de aralarında bulunduğu 10 sanık için ayrı ayrı 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla, Engin Durmaz, Mehmet Kapan, Fatih Karakaya hakkında 47 kez, Sadık Cebeci hakkında 17 kez, Nabi Gazneli, Müslüm Kaya hakkında 6 kez, Şakir Çınar, Rıfkı Keser, İrfan Arat, Ömer Faruk Özkös, Ahmet Gümüş, Erdal Öztürk ve Yüksel Durak hakkında ise 3'e kez ağırlaştırılmış müebbet ve 7 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan Fethi Alpay, Mehmet Nail Yiğit, Özkan Aydoğdu, Eyüp Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık'ın darbeyi organize eden, önceden planlayan, "Yurtta Sulh Konseyi'nin" İstanbul yapılanması içinde yer aldığı kaydedilen iddianamede, sanıkların eylemi ile İstanbul'da 89 kişinin hayatını kaybettiği, 685 kişinin yaralanması suçlarından sorumlu oldukları belirtiliyor.