Fatih'te yaşlı kadını öldüren sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2018 11:28

Fatih'te yaşlı kadını öldüren sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi

Haberin Devamı

Serpil KIRKESER / İstanbul (DHA)  -  FATİH'te kolundaki 7 bileziği için sırtından 7 kere bıçaklayarak Hüsniye Kaya'yı (79) öldürdüğü  iddia edilen Bilal A. (35) hakkında Tasarlayarak beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürme ve Nitelikli yağma suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl kadar hapis istemiyle dava açıldı. Cinayet suçlamasını reddeden sanık Bilal A.,  olay günü Hüsniye Kaya'ya sünnet mevlütüne çağırmak için evine gittiğini savunarak, kömürlüğe sakladığı paraların kendisine ait olduğunu, bozdurduğu altınları ise yasak aşk yaşadığı Suriyeli kadının kendisine verdiğini iddia etti. 

İDDİANAMEDE OLAY ANLATILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianemeye göre Fatih'te  23 Şubat'ta  meydana gelen olay şöyle oldu 79 yaşındaki Hüsniye Kaya,  bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulundu. Cuma namazından dönen Hasan Kaya (77),  eşi Hüsniye Kaya'yı  kanlar içinde buldu. Vahşice öldürülen Hüsniye Kaya'nın kolundaki 7 bileziğinin de çalındığı tespit edildi. Polis evde yaptığı incelemede kapıda zorlama izi bulamadı, evde dolu iki çay bardağı bulundu.  Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis şüpheliye ulaşmak için yüzlerce saat güvenlik kamera görüntüsünü inceledi ve şüphelinin Bilal  A. olduğu belirledi. Bilal A.'nın olayın meydana geldiği gün yanına çağırdığı arkadaşına bir altın bilezik  vererek bozdurmaya gönderdiği, ertesi gün de aynı arkadaşına bu kez 6 bilezik verdiği tespit edildi. Cinayetin ertesi günü  Ankara'ya gittiği daha sonra İstanbul'a dönerek normal yaşantısına dönen  şüpheli Bilal A., gözaltına alındı. Şüpheli poliste susma hakkını kullanırken, çıkarıldığı mahkemece  Tasarlayarak beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürme ve  Nitelikli yağma suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl kadar hapis istemiyle dava açıldı. 

İLK DURUŞMA GÖRÜLDÜ
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Bilal A.,  inşaat ustası olduğunu, olay günü sabah evinden çıktığını belirterek, Bir hafta sonra oğlumun sünnet ve  mevlütü olacaktı. Sünnete gelmesini istediğimiz kişilerden biri de Hasan (Kaya) amcalardı.  Saat 11.00 gibi onların evine gittim, zile bastım. Hüsniye teyze balkona çıktı, beni gördü tanıdığı için kapıyı açtı. Hoş geldin, nasılsın' sohbeti bittikten sonra mutfağa gitti, 10 dakika  sonra geri geldi. Sünnet mevlütüne davet ettim. 'Kısmet olursa gelirim' dedi. Çay koyduğunu söyledi,  çaya kadar kalmayacağımı söyledim. Hasan amca evde yoktu. Selayı duyunca Hasan Amca'nın cumaya erken gittiğini  söyledi. Ben de ayıp olmasın diye müsade istedim, kalktım. 'Bir dakika  bekle' dedi ve mutfağa gitti, bir poşetin içine kek türünden birşey koydu. Poşeti aldım, çıktım. Poşete  baktığımda içinde su böreği gibi ıslak bir şey vardı. Eve kadar götürmeye tenezzül etmeyerek  çöp kenarına bıraktım dedi.

SURİTELİ KADINLA 4 AY ARKADAŞLIK YAPTIM, BUNUN SONUCUNDA KADIN HAMİLE KALDI
Hüsniye Kaya'nın öldürüldüğünü eşinden duyduğunu söyleyen sanık Bilal A. kömürlükte bulunan paranın kendisine ait olduğunu savundu. Altın bozdurmasına ilişkin soru üzerine sanık Bilal A., gözaltına alındığında Suriyeli bir kadının adresini verdiğini, altınların  sahibinin Suriyeli bu kadın olduğunu, polisin bu kadınla ilgilenmediğini öne sürdü. Sanık Bilal A. savunmasına şöyle devam etti L.A.
isimli 20-25 yaşlarındaki bir kadındır bu. Eşiyle yaşıyor, iki çocuğu  var. Ben kadınla 4 ay arkadaşlık yaptım. Bunun sonucunda kadın hamile kaldı. Çocuğu  aldırmak istedi, normal aldırma süresi geçmişti. Normal olmayan yoldan çocuk aldırmak pahalıydı. Ben bu parayı karşılayamayacağımı söyledim. Kendisi para verebileceğini  söyledi. Sonra bana 8 bilezik, bir tane de reşat altını olan bir kolye verdi. 6-7 aydır altınlar bendeydi. Kadın bu altınları bana vermişti. Daha sonra  bu altınları  ayrı ayrı 3 kez bozdurdum. Birini olayın olduğu gün 23 Şubat günü akşam saat 17.00'de bozdurdum. Diğer ikisini de 24-25 Şubat tarihinde birer gün arayla bozdurdum. Suriyeli kadın ikametinden ben çocuğu aldırmak istemediğim için bıraktı kaçtı. Bir daha hiç görüşmedik. Kendisi bir daha  gelmediği için altın isteme durumu olmadı. Bileziklerin paralarını kendi mahallemde daha önceden  inşaat yaptığımız bir binanın bahçesine sakladım dedi. Sanık Bilal A. ilişkisi olduğunu  söylediği Suriyeli kadının da bulunmasını talep etti. 

MAKTÜLENİN EŞİ SANIĞIN KAYNANASI EŞİME 'O BİLEZİKLERİ BANA VERSEN' DİYE ŞAKA YAPMIŞ 
Hüsniye Kaya'nın eşi şikayetçi Hasan Kaya da sanığın kayınpederi ile akraba olduklarını, sanığın  olaydan  bir ay önce misafirliğe geldiğini, sanığı o zaman tanıdığını anlattı. Müşteki Kaya sanık oturmaya geldiğinde eşimin bileğindeki bilezikleri fark etmiş, Aslında bilezikler, muhafaza içinde bileğinde duruyordu. Sanığın kaynanası eşime 'O bilezikleri bana versen' diye şaka yapmış. O sırada sanık eşimin bileziklerini görmüş.  15 gün sonra sanık yine bizim mahalleye gelmiş, oralarda dolaşmış evi bulamamış, komşulardan duydum.Olay günü  Cuma'ya gittim. Saat 14.15 sıralarında eve geldim. Anahtarımla eve girdim. Eşimi yerde yatar vaziyette buldum. Yine  şekeri düştü sandım. Boğazının kan içinde olduğunu fark ettim. Anladığım kadarıyla eşim  evin kapısını açmaya oraya yönelmiş arkadan vurmuş. Bağırdım. Oğlumu aradım, oğlum ne olduğunu anlamadı. 'Annemi versene' dedi. Ben de 'Ölüsünü mü vereyim!' dedim. Eşimin 7 bileziği ve bir yüzüğünün alınmış olduğunu tespit ettik.Şikayetçiyim ifadelerini kullandı. Öldürülen Hüsniye Kaya'nın kızı Şaziye Oruç da annesinin aska kek yemediğini eve de sokmadığını beliterek, Babam misafirliğe geldiğinde o seviyor
diye biz ona kek yapardık. Annem içinde yumurta olduğu için asla kek yemez. Sanık yalan söylüyor. Şikayetçiyim dedi. 

EŞİM 'BEN HİÇBİRŞEY YAPMADIM ESRA' DEDİ
Sanığın eşi Esra A. da olay günü eşinin cumaya gidiyorum diye evden çıktığını, akşam eşinin kendilerini  dayısına götürdüğünü, eşinin define kazma işi için postaneden 6 bin TL aldığını söylediğini anlattı. Polislerin sabah saat 04.00'da eve baskın yaptığını belirterek, Eşim 'Ben hiç birşey yapmadım' dedi.  Eşimin elleri kelepçeliydi, ben ayakkabılarını giydiriyordum, polislerin duymayacağı şekilde 'Esra kömürlükte para var' dedi.  Öğlen tekrar gelen polislere kömürlükte para olduğunu söyledim. Hüsniye teyzeyi eşimin öldürdüğünü polisten öğrendim.  Çocuğumuzun sünnet ettirileceğinden haberimiz yoktu. Sünnet günü belirlemedik. Sünnete davet için gitse eşim bana  söylerdi. 'Hüsniye teyzeye' gidiyorum derdi. Çünkü Hüsniye Teyze'yi ben tanıyorum diye konuştu.  Sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, sanığın savunmasında bahsettiği Suriyeli kadının bulunması talebinin reddine karar vererek, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.   

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!