Güncelleme Tarihi:
Euromoney tarafından verilen bu ödülle Akbank’ın bir kez daha lider yerel banka, etkin bir bölgesel banka ve önemli bir küresel oyuncu olduğunun vurgulandığını belirten Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Hükümetimizin aldığı tedbirlerin ekonomideki olumlu etkilerini görmeye başladık"
Yılın ilk yarısında piyasaların canlanmasıyla ilgili olarak hükümetimizin aldığı aksiyonların etkili olduğuna dikkat çeken Binbaşgil, "Bu tedbirlerin makro ekonomik göstergelerdeki olumlu etkilerini görmeye başladık. Hükümetimiz, TCMB, BDDK ve bankalar bu süreçte çok uyumlu çalıştı. KGF kredilerinin piyasaların canlanmasına önemli katkıları oldu. Dayanıklı tüketim malları ve mobilya gibi sektörler için uygulamaya koyulan ÖTV desteği de piyasalarda yaşanan durgunluğu canlanmaya çevirdi, satışlar arttı. Bütün bu tedbirlerin sonucu olarak yaşanan canlanma, ekonomik büyümede yüzde 5 oranlarına geri dönmemizi sağladı. İhracatımız da geçtiğimiz yıllara oranla yeniden yükselmeye başladı. Kurlarda son aylarda önemli bir stabilizasyon gerçekleşti” dedi ve ekledi:
“Son dönemde gördüğümüz hızlı kredi büyümesinin ekonomik büyümeye etkisi yılın ikinci yarısında daha da belirgin olacaktır. 2017 için büyüme beklentimizi yüzde 5,5’lar düzeyine çıkardık. KGF kredilerinin hızlı büyümesi sonucu sektörde özellikle TL’sında bir fonlama ihtiyacı doğdu. Mevduat ve bunun uzantısı olarak da kredi faiz oranlarında yükselişler yaşandı. KGF kredilerinin doyuma ulaşacağı varsayımıyla, önümüzdeki günlerde mevduat faizlerinde kısmi bir gerileme yaşayabiliriz. Kaynak maliyetinde bir düşüş söz konusu olursa, bu olumlu gelişme kredi faizlerine de doğal olarak yansır. ”
"Yükselen kaynak maliyeti Türk bankacılık sisteminin şu anki en önemli sorunudur"
Türkiye ekonomisinde en sıkıntılı noktanın geride bırakıldığını ve yükselişe geçildiğini belirten Binbaşgil, "Yükselen kaynak maliyeti Türk bankacılık sisteminin şu anki en önemli sorunudur. Mevduata günümüzde ödenen faiz, yüzde 9.5’lar civarında beklenen 2017 enflasyonun oldukça üzerindedir. Ekonomimizi de birçok açıdan olumsuz etkileyen bu durum umuyorum ki serbest piyasa koşulları içinde zaman içinde kendiliğinden düzelecektir " dedi ve şu şekilde devam etti:
“KGF kredilerimiz yaklaşık 11 milyar seviyesine ulaştı. Bu tutarın çok önemli bir kısmı yeni kredi olarak kullandırıldı. Sene başında hedeflediğimiz TL kredi büyümesi yüzde 10-yüzde 12 aralığındaydı. KGF’nin olumlu katkısıyla, TL kredilerdeki sene sonu büyüme hedefimize neredeyse şimdiden ulaştık. Dolayısıyla bu sene TL kredi büyümemiz yıllık hedefimizin oldukça üzerinde kapanacaktır. Bankamızın finansal gücü çok yüksek. Likiditemiz kuvvetli. Piyasalarda etkinliğimiz sürüyor. Yeni iş yapma iştahımız da oldukça fazla. ”
"Akbank’ın yüksek performansı, yatırımcıların Türkiye’ye süren ilgisinin göstergesi"
Türkiye’nin istikrarlı ve yüksek oranlı ekonomik büyümesini en iyi koşullarda desteklemeyi sürdürdüklerini belirten Binbaşgil, “Uluslararası piyasalardaki hareketliliğe rağmen Mart 2017 sendikasyonunu başarıyla gerçekleştirdik. Toplamda 1,2 milyar dolar tutarındaki sendikasyon kredisini yüzde 100’ün üzerinde taleple yeniledik ve 2017’nin Basel 3 uyumlu ilk sermaye benzeri tahvil ihracını gerçekleştirdik. Toplam talep, 500 milyon dolarlık ihraç tutarının 4 katına ulaşarak 2 milyar doları aştı. Akbank’ın bu iki başarılı işlemdeki yüksek performansı, yatırımcıların Türkiye’ye devam eden ilgisini gösterdi. Yılın başından bu yana yurtdışında farklı ekonomi merkezlerinde yabancı yatırımcılarla temaslarımız sürüyor ve oldukça olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bankacılığın her alanında uzman kadromuz ile Türk ekonomisine önemli katkılarda bulunmaya devam edeceğiz. KOBİ, ticari ve kurumsal krediler ile reel ekonomiye katkı verirken, bireysel krediler ile müşterilerimizin ihtiyaçlarına destek vermeyi de sürdüreceğiz. Her zamanki gibi büyümemiz sürdürülebilirlik ve sağlıklı büyüme prensinsipleri çerçevesinde olacaktır.” dedi.
"Bankacılığın geleceğinde insan ve teknoloji var"
Binbaşgil, Akbank’ın yeniliklere ayak uydurmakla kalmayıp onları şekillendiren, sektörün dünya çapındaki öncü bankası olduğunu vurgulayarak, “Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmenin hızlanması, tüm dünyada başdöndürücü bir değişim dalgası yarattı. Biz de tüm çalışanlarımızla beraber bankamızı geleceğe hazırlıyoruz. Teknolojiyle şekillenen, merkezinde müşteri memnuniyeti ve insan olan yarının Akbank’ı için yoğun bir çaba harcıyoruz. Bankamız özellikle son yıllarda çok ciddi yapısal bir dönüşüm geçirdi. Bu çalışmaların sonuçlarını almak bizi çok mutlu ediyor, önümüzdeki dönemde performansımızın daha da artacağına inanıyorum” dedi.
"Blockchain teknolojisini Türkiye’ye getiren ilk banka olduk"
Müşterilerine kolay kullanabilecekleri, işlemlerini saniyeler içinde yaparak hayatlarını kesintisiz sürdürebilecekleri bir mobil bankacılık deneyimi yaşatmayı hedeflediklerini ifade eden Binbaşgil, “Bu hedef doğrultunda teknoloji alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyor, ürün ve hizmetlerimize hızla uyarlayarak bu konudaki kasımızı geliştiriyoruz. Akbank LAB tarafından yapılan araştırmalar sayesinde farklı fintech’ler ile uygulamalarımızı, hız ve performans bazında bir üst seviyeye taşıyoruz.
Bu bağlamda Silikon Vadisi’nde faaliyet gösteren Ripple ile dijitalin öncü yeniliklerinden “Blockchain Teknolojisi”ni yurtdışı para transferlerinde kullanmak üzere bir anlaşma yaptık. Bu teknolojiyi yurtdışı para transferlerinde kullanan ilk Türk bankası olduk. Çalışmalarını ve test işlemlerini başarıyla tamamladığımız bu sistemle ileride küresel para transferleri hız kazanacak, maliyetler düşecek ve müşterilerimiz 7/24 işlem yapabilecekler’’ dedi.
"Akbank mobil kullanıcı adedinde en hızlı büyüyen ilk üç banka arasında yerini aldı"
Dijitalleşmede geçtiğimiz yıllarda önemli yatırımlar yaptıklarının altını çizen Binbaşgil, şöyle konuştu:
”Bu alanda hem çok iyi bir ivme yakaladık hem de dijital kanalları kullanan müşteri sayımızı 3,6 milyona, mobil bankacılık aktif müşteri sayımızı ise 3,5 milyona taşıdık. Finalta araştırmasına göre dijital kanallar içinde sadece mobili tercih eden müşteri payında dünyada lider olurken, mobil kullanıcı adedinde de dünya çapında en hızlı büyüyen ilk üç banka arasına girdik. Bugün Akbank’taki işlemlerin yüzde 95’i dijital kanallardan yapılıyor. Şubeye gitmeden, uçtan uca dijital bir deneyimle sunduğumuz Direkt Kredi ürünümüz, bankadaki kredi satışının yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Akbank Direkt’e ilişkin veriler genç nüfusa sahip ülkemiz için şaşırtıcı değil ancak önümüzde bu konuda daha almamız gereken yol olduğuna inanıyoruz. Bu alanda sektördeki bir numaralı pozisyonumuzu koruyarak her segmentte, her üründe, her süreçte dijitalleşme trendimizi koruyacağız.”
"Ödüllerimiz ve başarılarımızın arkasında çalışanlarımızın uzmanlığı ve yaratıcılığı var"
Akbank’ın elde ettiği global başarılarla ilgili açıklamalarda bulunan Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, “Euromoney, Global Finance, World Finance, EMEA Finance ve The Banker’dan 2016 yılında kazandığımız beş prestijli "Türkiye’nin En İyi Bankası” ödülünün ardından yeni yılda da Euromoney Mükemmellik Ödülleri kapsamında kazandığımız bu ödül bize mutluluk ve gurur veriyor. Aynı şekilde bu yıl Brand Finance’in araştırmasında 6 kez üst üste "Türkiye'nin En Değerli Banka Markası" unvanına layık görülmemiz de, yalnızca güçlü finansal verilerimizi yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda Akbank olarak bize, yerel, bölgesel ve küresel düzeyde önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Tüm ödüllerimizin ve başarılarımızın arkasında çalışanlarımızın, işinde fark yaratan uzmanlığı ve özverili çalışmaları bulunuyor. Türkiye’nin en nitelikli, iyi eğitimli bankacılarıyla, sektörümüzde fark yaratmayı sürdüreceğiz” dedi ve ekledi:
“İşte bu farkı yaratmanın ancak yüksek nitelikli insan kaynakları ve güçlü teknolojik altyapı ile mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, insan kaynaklarımıza, teknolojiye, inovasyona yatırım yapmaya, bugüne kadar olduğu gibi, önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz. Bu ödülleri almamızdaki en büyük pay, şüphesiz ki, nitelikli ve çok iyi eğitimli çalışanlarımızındır.”