Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 30 Aralık (DHA) – Elektrik ücretlerine yapılan yüzde 8.8 zamda "dağıtım payının"belirleyici olduğunu vurgulayan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), zam sonrasında dört kişilik ailenin "aylık elektrik faturasının 100 liranın aşacağına" dikkat çekti.
EMO'dan yapılan açıklamada, yapılan yüzde 8.8'lik zammın, çıplak enerji ve perakendeye yapılan yüzde 7.0 ile kayıp ve kaçak, dağıtım ve iletim bedellerine yapılan yüzde 12.7 zamdan oluştuğu vurgulandı.
EMO tarafından yapılan açıklamaya göre, yeni elektrik tarifelerine göre meskenler, elektriği yüzde 8.8 zamlı kullanacaklar ve dört kişilik bir aile için en az 230 kilovat saat olarak öngörülen asgari elektrik tüketimi için ödenecek fatura aylık 100 lirayı aşacak.
Açıklamada, 2018 yılında başka zam yapılmasa bile yalnızca konutların kullandığı elektrik üzerinden 2.3 milyar liradan fazladan tahsilat yapılacağına işaret edildi ve şöyle denildi:
“Elektriğe, dağıtım sistemi kullanıcısı tüm tarife gruplarına yüzde 8.41 ile yüzde 8.91 arasında değişen oranlarda zam yapıldı.
"Doğalgazla elektrik üreten şirketler geçen yıldan bu yana, dağıtım şirketleri de kur artışları nedeniyle artan kredi maliyetleri, yenilenebilir enerjinin yükü gibi gerekçeleri sıralayarak elektrik fiyatlarına zam yapılmasını istiyorlardı.
"Son olarak BOTAŞ`ın elektrik üreten santrallara yapacağı doğalgaz satışlarına yüzde sekiz zam açıklamasının ardından elektrik fiyatlarının artacağı beklentisi oluşturulmuştu. EPDK, 1 Ocak 2018 tarifeleriyle şirketlerin taleplerini dikkate alarak elektrik fiyatlarına zam yaptı.
“EPDK`nın 'sadeleştirme' adı altında tarife kalemlerini 2016 yılı başından itibaren gizlemeye başlaması nedeniyle yapılan zamda kayıp ve kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım hizmeti bedeli, çıplak enerji maliyeti, perakende satış hizmet bedeli gibi kalemlerde yapılan artışları ayrı ayrı değerlendirmek mümkün olamıyor.
"Ancak EPDK`nın açıkladığı tarifeler incelendiğinde; yapılan zammın büyük bölümünün çıplak enerji maliyeti ve perakende satış hizmetini kapsayan 'perakende enerji bedeli' zammından kaynaklanmadığı görülüyor.
"Perakende enerji bedelinde, yüzde 6.86-7.13 oranları arasında tarife gruplarına göre değişen artışlar yapılırken, 'kayıp ve kaçak, iletim, dağıtım' bedellerini kapsayan 'dağıtım bedeli' kalemine ise yüzde 10.56-15.29 arasında değişen zam uygulandı.
"Böylece dağıtım şirketlerinden enerji alan kullanıcıların vergi ve fon kesintileri hariç birim elektrik bedelleri ortalama yüzde 8.41 ile 8.91 arasında zamlandı.
“Konutlar için bu zam oranı yüzde 8.9 olurken, vergi ve fon kesintilerinin yapıldığı kalemdeki artışın daha sınırlı tutulmuş olması nedeniyle küçük bir oynama ile kullanıcılar faturalarında zammı yüzde 8.8 olarak görecekler.
"Böylece iktidar, vergi gelirlerinde oluşacak kaybı göze alarak dağıtım şirketlerinin daha fazla zam beklentilerini karşılamak üzere hareket etmiş; 'perakende enerji bedeli'nin fatura içindeki yüzde 65.1 olan payını yüzde 63.9`a indirirken, "dağıtım bedeli" payını yüzde 34.9`dan yüzde 36.1`e çıkardı.
"EMO`nun dört kişilik bir ailenin en az harcama ile bir ayda 230 kilovat saat elektriğe ihtiyacı olacağı hesabından yola çıkıldığında, 2018 yılında yapılan zam nedeniyle aylık asgari elektrik faturası 94.75 liradan 103.09 liraya yükselecek.
"Türkiye`nin yıllık elektrik tüketiminin 280 milyar kilovat saat olduğu ve bunun da yüzde 22`sini mesken kullanıcılarının oluşturduğuna ilişkin veriler dikkate alındığında, yapılan yüzde 8.8`lik zam nedeniyle 2018 yılında yalnızca konut kullanıcılarından yaklaşık 2.3 milyar lira daha fazla elektrik bedeli tahsil edilecektir.
"Bu fazladan tahsilatın yaklaşık 904 milyon liralık bölümü dağıtım, iletim ile kayıp ve kaçak bedeline, 911 milyon liralık bölümü enerji üretim şirketleri ile perakende satış şirketlerine, kalan 413 milyon liralık bölümü ise vergi ve fon geliri olarak devletin kasasına girecektir.
"Doğası gereği kar odaklı çalışan piyasanın belirleyiciliği ve iktidarın günü birlik siyasi çıkar kaygısının egemenliği altında elektriğin bir kamu hizmeti olduğu göz ardı ediliyor.
"Bu yönetim anlayışı nedeniyle tüm ülkenin karanlıkta kalmasına yol açan sistem oturması, kış aylarında sanayi bölgelerine elektrik verilememesi, elektriğin pahalılaşması sorunlarıyla karşılaşıyoruz.
"Elektriğin temel bir insan hakkı olduğu ve ekonominin ana girdisini oluşturduğu dikkate alınarak, bir an önce kamu yararını gözeten politikalar uygulamaya konulmalıdır."