(Ek Bilgi) Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Milletimiz ile gideriz. 'AB ile müzakerelere devam mı? tamam mı?' diye sorarız"

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2016 23:43

(Ek Bilgi) Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Milletimiz ile gideriz. 'AB ile müzakerelere devam mı? tamam mı?' diye sorarız"

Haberin Devamı

Hakime TORUN/İstanbul, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin 2015-2016 akademik yılı mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker'in açıklamalarına ilişkin, "Ey Başkan sen Türk milletini tanımadın be. Tanımadın. Bu millet, oradan gelecek vizeymiş, geri kabulmüş bunların peşinde değil. Siz şu anda tam manasıyla Türkiye'nin peşindesiniz. Eğer Türkiye kapıları açar da bu mülteciler Avrupa'ya doğru yürürse bizim halimiz ne olacak diye düşünüyorsunuz. Ve tutuştular. Erdoğan bu çirkin yüzünüzü ortaya koyduğu için çılgına dönüyorsunuz. Erdoğan'dan nasıl kurtuluruz diye bunun çalışmaları içerisindesiniz" dedi. Erdoğan İngiltere'deki referandum sürecini değerlendirdikten sonra, "Sayın Komisyon Başkanı rahat olsun. Biz kalkarız İngilizlerin yaptığı gibi biz de bir kamuoyu araştırmasına milletimize ile gideriz. 'AB ile müzakerelere devam mı? tamam mı?' diye sorarız. Milletim devam derse biz de devam ederiz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin 2015-2016 akademik yılı mezuniyet töreninde konuştu. Öğrencilerden beklentilerini dile getiren Erdoğan, "Kalpsiz bir beden nasıl cesetten ibaretse, değerlerinden ve köklerinden kopma pahasına elde edilen kariyer de aynı şekilde anlamsız, aynı şekilde soğuk, aynı şekilde ruhsuzdur. Ne pahasına olursa olsun kazanmanın değil, hayırlısı ile kazanmanın çabası içinde olacağınıza inanıyorum. Türkiye'nin gelişmesine katkı sunmalısınız. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Ne diyor şair; "Sen yanmazsan biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa." Sizler bu gayreti göstermezse, Türkiye hedeflerine nasıl ulaşacak. Biz 2053'ü göremeyeceğiz. Temenni, ediyorum onu sizler görecek o günleri inşa edeceksiniz"diye konuştu.

"EY BAŞKAN SEN TÜRK MİLLETİNİ TANIMADIN BE"



Türkiye AB ilişkileri ve Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker'in açıklamalarına ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'ye yönelik bir başka güya uyarıyı da AB Komisyonu Başkanı yapmış. Komisyon başkanı demiş ki; Eğer Erdoğan ciddi şekilde geri kabul anlaşmasını uygulamama yoluna giderse o zaman Türklere niçin Avrupa'ya vizesiz seyahat imkânı verilmediğini Türk halkına kendisi anlatmak durumunda kalır." Ey! başkan sen Türk milletini tanımadın be. Tanımadın. Bu millet, oradan gelecek vizeymiş, geri kabulmüş bunların peşinde değil. Siz şu anda tam manasıyla Türkiye'nin peşindesiniz. Eğer Türkiye kapıları açar da bu mülteciler Avrupa'ya doğru yürürse bizim halimiz ne olacak diye düşünüyorsunuz. Ve tutuştular. İşte Edirne'de 60 bin kişi toplandı. Tutuştular. Acaba bunlar Bulgaristan'a, Yunanistan'a doğru gidecekler mi diye. Biz 3 milyona ev sahipliği yapıyoruz. Geri kabul vs. bütün bunlar sizin ne kadar sözünüzde durmaz insanlar olduğunuzu gösteriyor. Anlaşmaları yaptık kayıtlarda var verdiğiniz sözde durmuyorsunuz. Erdoğan bu çirkin yüzünüzü ortaya koyduğu için çılgına dönüyorsunuz. Onun için de Erdoğan'dan nasıl kurtuluruz diye bunun çalışmaları içerisindesiniz."

"MİLLETİMİZE GİDER 'AB İLE MÜZAKERELERE DEVAM MI?, TAMAM MI?' DİYE SORARIZ"



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker'in açıklamalarını eleştirmeye devam ederek, "Alıyorsunuz. Bölücü terör örgütünün arkasında olduğu örgüt elemanlarını parlamento binanızın içerisinde duvarlara astınız o terör örgütünü paçavraları önünde resim çektiriyorsunuz. Ama biz o değiliz teröre karşıyız dediysek sonuna kadar karşısıyız. Ama siz samimi değilsiniz. Biz İngiltere gibi de değiliz. Yarın reformundum yapıyorlar. AB'den çıkalım mı çıkmayalım mı? Bize de sinyal gönderiyorlar. 3 bin yılına kadar Türkiye'nin AB'ye girmesi mümkün değil. Bir araya geldiğimiz Cameron, sen böyle konuşmuyordun. "Her zaman yanınızdayız. Bir an önce Türkiye'nin AB'ye girmesi için her türlü gayreti gösteriyoruzö diyordun. Ne oldu şimdi? İşte bu. Bunların yapısı bu. Yarın bizi gerekçe göstererek kampanyayı öyle sürdürüyorlar görüyorsunuz. Oradan AB'den çekilmeme kararı çıkacak. Ben şimdiden size söylüyorum. Ondan sonra diyecekler ki; ne yapalım, İngilizler böyle istedi. AB'den çekilmedik, yola devam ediyoruz. Eee hayırlı olsun devam edin zaten oradasınız. Ama Türkiye bu değil. Türkiye'ye resmen sene 63 söz verdiniz. Sene 2016. 53 yıl geçti. Hala oyalıyorsunuz. Niye oyalıyorsunuz söyleyeyim; Ey Avrupa Birliği siz bizi halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olduğu için kabul etmiyorsunuz. Evet... Bunun aksini ispat edemezsiniz ve bunu Fransa'nın eski dışişleri bakanlarından bir tanesi bana zaten açık açık söyledi. Sayın Davutoğlu da yanımda, üçlü olarak görüşüyoruz ve açık açık söyledi. 'Sizi almazlar dedi Avrupa Birliğine, boşuna uğraşıyorsunuz'. 'Niye?' dedim, 'Müslümansınız' dedi. Biz de biliyoruz da samimiyet testi diye bir yola girdik. "NATO'da bir yanlış oldu" diyorlar. "Buralarda bu olmamalı." Ayrımcılık bunlarda var. Biz meseleyi milletimize rahat anlatırız. Sayın Komisyon Başkanı rahat olsun. Biz kalkarız İngilizlerin yaptığı gibi biz de bir kamuoyu araştırmasına milletimiz ile gideriz. 'AB ile müzakerelere devam mı? tamam mı?' diye sorarız. Milletim devam derse biz de devam ederiz. Ben kendilerine hep dedim, bizi almayacaksanız söyleyin alacaksanız da bu işi bitirin. Ne evet ne hayır dediler hep bizi oyaladılar. Düzenli göç imkânından mahkum kaldıkları için yeniden harekete geçecek milyonlarca mülteci AB kapılarına dayandığında sayın Komisyon Başkanı bu durumu kime nasıl anlatacak onu düşünsün. Biz vize serbestliği olmadan bugün olduğu gibi hayatımızı yine sürdürürüz. Ama AB ülkeleri geri kabul anlaşmasının getirdiği imkanlara umudunu bağlamış milyonlarca mültecinin yaşayacakları hayal kırıklığının ardından ortaya çıkacak tabloyu aynı rahatlık ve soğukkanlılıkla karşılayabilir mi onu bilmiyorum. Yaşayıp göreceğiz" ifadelerini kullandı.

"CUMHURİYET TARİHİNDEKİ PEK ÇOK REKORUMUZUN ARASINA BEŞTEPE KÜLLİYESİ'Nİ DE İLAVE ETTİK"



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ankara, cumhuriyetimizin başkenti olarak ilan edilmesine rağmen, Meclis ve çevresindeki sınırlı sayıda bina dışında, tarihimize ve kültürümüze katkı sağlayacak eserlerle donatılmamış bir şehirdir. Bu kısırlığı aşmak için şehri Selçuklu ve Osmanlı mimarisini günümüz ihtiyaçlarıyla birleştirecek eserlerle donatmaya karar verdik. Cumhuriyet tarihindeki pek çok rekorumuzun, ilklerimizin arasına Beştepe Külliyesi'ni de ilave ederek, bunu başardığımıza inanıyorum" dedi.

"TERÖR ÖRGÜTÜNE MİLİTANLIK EDEN SÖZDE AKADEMİSYENLERİ, GAZETECİLERİ SAVUNUYORLAR"



Erdoğan, "Dün yine birileri güya bize ihtar vermek için bildiri yayınlamışlar. Bakıyorsunuz, kendi milletine söven sözde profesörü, terör örgütüne militanlık eden sözde akademisyenleri, gazetecileri savunuyorlar. Ben buradaki profesörlerimizi, doçentlerimizi, hocalarımı tenzih ederim ama içimizdeki, çuvalın içindeki çürükleri de herhalde görmeyi, onları ifade etmeyi zannediyorum hakkımız olarak görebiliriz. Paralel ihanet çetesinin pençesindeki üniversitelere kayyum atanmasına karşı çıkıyorlar, üniversitelerle yetinmeyip liseleri kaşıyorlar. Orayı halledemediler, şimdi liselere indiler. " Liselere kulak ver. " Millete kulak ver millet ne diyor" açıklamasında bulundu.

"BUNLAR NE CİNS ADAMLAR. SANATÇI OLSAN NE OLUR, PROFESÖR OLSAN NE OLUR, DOÇENT OLSAN NE OLUR?"



Erdoğan, "Çıkmış bir tanesi kalkıyor diyor ki, bu muhtarların seçilmesini yanlış buluyorum, herkesin oyu geçerli olmamalıdır, milletin içinde de böyle tefrike gidenler var. Bunlar ne cins adamlar. Sen sanatçı olsan ne olur, profesör olsan ne olur, doçent olsan ne olur? Önce millete saygı duyacaksın, saygı, bu milletin hiçbirini küçümseyemezsin. Sen nasıl böyle bir ayrıma gidersin. Bölücü örgütün maşası haline dönüşmüş milletvekillerine bunlar destek veriyorlar. Yargıyı, iş dünyasını, diğer devletleri tahrik ediyorlar. Tröstlerin yakıp yıktıklarını, suçunu devlete yıkmaya çalışıyorlar" dedi.

"ŞERLERİYLE, KENDİ ŞİRRETLİKLERİYLE, KENDİ KARANLIK İLİŞKİLERİYLE MİLLETİ KORKUTMAYA ÇALIŞIYORLAR"



Erdoğan, "Sonra da "Bizi korkutma" diyorlar. Kork Allah'tan korkmayandan diye bir söz var ya işte böyle. Tam tersine korku değil terbiyesizlik var. Hem ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına her türlü hakareti edeceksiniz hem de korkudan bahsedeceksiniz. Bunlar kendi şerleriyle, kendi şirretlikleriyle, kendi karanlık ilişkileriyle milleti korkutmaya çalışıyorlar. Kendilerine buradan diyorum ki boş atıp dolu tuttuğunuz günler geride kaldı. Artık bu milletin size de söylediklerinize de yayınladığınız bildirilere de itibarı yoktur. Milletle, milletin değerleriyle, tarihiyle, kültürüyle ve milletin temsilcileriyle kavga etmekten vazgeçmezseniz kendi çirkinliğinizin içinde boğulup gideceksiniz. Gittiğiniz yol yol değil. Ne diyor; en büyük tehlike burada. "O bize şah damarından daha yakın" Pensilvanya için. Bu çok tehlikeli bir ifade. İlahiyatçı değilim. İmam Hatip okudum. İnsanı bu Allah göstermesin küfüre götürüyor. Çünkü Rabbim Kuran- Kerim'de bize şah damarımızdan yakın Allahlımızdır. Başa yok. Bunu açıklayınca da tutuştular. "Ben söylemedim" Twıtlerinizde var. Gençler işte bunu birbirinden ayıracağız" diye konuştu.

İFTARA KALDILDI



Cumhurbaşkanı Erdoğan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin 2015-2016 akademik yılı mezuniyet töreninin ardından, yine aynı üniversite tarafından düzenenlenen iftar yemeğine katıldı. İftarın ardından Erdoğan saat 22.30 sıralarında Tarabya'daki Huber Köşküne geçti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!