Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)- SON dönemde erkeklerin eşlerinden intikam almak için çocuklarına zarar vermeleriyle ilgili konuşan Altınbaş Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nur Banu Kavaklı, babaların doğumdan itibaren çocuklarının hayatında olması gerektiğini söyledi. 'Devredilemez babalık izni' önerisinde bulunan Kavaklı, "Erkeğin birincil bakıcı olarak çocuğun hayatında yer alması ilişkiyi geliştirecektir" dedi.
Türkiye'de erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybeden kadın sayısı 2016'da 328 iken, bu rakam 2017'de yüzde 25 artarak 409’a yükseldi. Erkeklerin özellikle boşanma sürecinde eşlerini cezalandırmak için şiddete başvurduklarını belirten Doç. Dr. Nur Banu Kavaklı, "Kadına şiddet hep vardı ama son dönemlerde kendini daha farklı şekillerde gösterdiğini görüyoruz. En acı ve dikkate değer olanlardan bir tanesi de boşanma sürecine girildiğinde erkeklerin eşlerini cezalandırmak için kendi öz çocuklarına da zarar vermeye, onların hayatlarını da sonlandırmaya başlamış olması. Bu çok ciddi ve endişe verici" diye konuştu.
BİR YILDA YÜZDE 25 ARTIŞ
2013 yılından bu yana geçen 5 yıl içerisinde kadın ölümlerinde ciddi bir atış yaşandığına dikkat çeken Doç. Dr. Nur Banu Kavaklı, "2016 yılında 328 olan kadın cinayetlerinin sayısı, 2017 yılında yüzde 25 artışla 409’a ulaştı. Bu ciddi alarm veren bir durum. En temel hak olan yaşam hakkının ihlali ve bunun çoğunlukla kadınların kendilerine en yakın erkekler tarafından özellikle, eşler, eski eşler, ayrılmak üzere olunan eşler, sevgililer, eski sevgililer veya birincil akrabalar elinde olması da aileyi yeniden düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor" diye konuştu.
"BABALAR DA EŞ VE ÇOCUKLARININ YANINDA BULUNMALI"
Anne ve babalık eğitiminin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Kavaklı, babaların da anneler gibi doğum sonrası çocuklarının ve eşlerinin yanında bulunmaları gerektiğini ifade etti. İspanya’da uygulanan 'devredilemez babalık izni' önerisinde bulunan Kavaklı şöyle devam etti:
"Babaların da çocukların doğumlarından itibaren hayatlarında sadece karar verici otorite unsuru olarak değil, birincil derecede sorumlu olmaları; o yükün, o işin bir parçası olması önemli. Bunun çok iyi işleyen örnekleri var. İspanya’da örneğin, doğumun hemen ardından ertelenemez, 'devredilemez babalık izni' uygulanıyor. Bizde doğum izni sadece annelere verilen bir hak, zaten İş Kanunu'nda bu şekilde düzenlenmiş. Babalara ise evlenme izni benzeri, doğum ardından kısa bir süre evde bulunma imkanı tanınıyor, bakım yükümlülükleri göz önünde bulundurulmuyor. Babaların da birincil bakıcı olarak çocukların hayatında olması tabii ki çok fark yaratacaktır."
“KADIN VE ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKKI ESAS OLMALI”
Kamuoyunda 6284 sayılı kanunun babalara zarar verdiği yönünde görüşler olduğunu ifade eden Kavaklı, "Başta yaşam hakkının korunması olmak üzere çok faydası olabilecek bir kanun. Ne yazık ki bu kanuna yönelik, yanlı, yanlış ve eksik bilgilendirmeden kaynaklanan, olumsuz bir algının yayılmaya çalıştığını görüyoruz. Özellikle son dönemde artmakta olan babaların eşlerini, çoğunlukla da boşanma sürecine girmiş oldukları eşlerini, cezalandırmak üzere kendi çocuklarına zarar vermesi örneklerini göz önünde bulundurunca koruma kanunun önemi iyice ortaya çıkıyor. 6284 sayılı kanun Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi'nin gerekli kıldığı unsurları da içeren bir kanun. Kadının beyanını, durumunu, temel alarak kanunun, özellikle de koruma kararının, ciddiyetle uygulanması gerekiyor. Koruma çıkartma sürecini uzatıp zorlaştıracak, karakol yerine nöbetçi mahkemeyi sürece dahil eden değişiklik önerileri aileyi koruma amacına hizmet etmeyecek, tam tersine kadın ve çocukların hayatlarını tehlikeye atacaktır" şeklinde konuştu.
(FOTOĞRAF)