Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) - AKADEMİK Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) araştırması sonuçlarını değerlendiren İbn Haldun Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sefa Bulut, "Matematiği biraz daha basitleştirip, gündelik yaşamın içine dahil edersek başarıyı yukarı çekeriz. Ayrıca aileler çocukların ilgilerini, yeteneklerini ve değerlerini bilmiyor, bu da çocuğun başarısını olumsuz etkiliyor" dedi.
MİLLİ Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından öğrenci başarısındaki gelişimin izlenmesi için yürütülen projenin ilk aşaması olan Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) araştırması yapıldı. 38 bin 8'inci sınıf öğrencisine sorulan 51 sorunun cevaplarına göre öğrencilerin 26.4'ü matematikte, 17.9'u da fende en alt düzeyde çıktı. Projenin oldukça geniş kapsamlı yapıldığını, soru ve öğrenci sayısının da yeterli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Bulut, "Proje bizim toplumsal yaşantımızı da yansıtıyor. Çocuğun psikolojik olarak sağlıklı olması gerekiyor. Sosyal kaynakların yeterli olması lazım. Okulun fiziksel imkanlarının iyi olması şart yani psikolojik, sosyal ve akademik başarı bir bütün olarak toplumsal başarıyı gösteriyor" diye konuştu.
"RAPORUN SONUÇLARINDA KORKULACAK BİR ŞEY YOK"
Matematik başarısı ya da matematik dersinden korku sadece Türkiye'ye ait bir durum olmadığını, Amerika'da da çok yaygın olduğunu belirten Doç. Dr. Bulut, şunları söyledi:
"Bu raporun sonuçları çok korkulacak bir şey değil. Diğer ülkelerde de benzer sonuçlar var. Biz dersleri çok soyut anlatıyoruz, mesela lisedeki Trigometri, İntegral bunlar çok soyut konular. Belki matematiği biraz daha basitleştirmemiz gerekir ve gündelik yaşamın içine dahil etmeliyiz. Montessori eğitimi bunu çok iyi yapıyor, elmayı dörde bölüp öğrenciye yarımı, çeyreği öyle anlatıyor. Yani çocuğa göstererek yaşamın içine dahil ederek öğretiyor. Biz de belki bu matematik eğitimini yaşamın içine dahil etmeliyiz. Yaşamın içindeki ihtiyaçlarla bu dersi işlememiz gerekir."
"OKULDA ÖĞRENİLEN MATEMATİK GERÇEK YAŞAMA ADAPTE EDİLMELİ"
"Matematiği sadece okula hapsedersek çok başarılı olamıyoruz" diyen Doç. Dr. Bulut şöyle devam etti:
"Çocuk dışarıda kullanabileceği şekilde matematiği öğrenirse işte o zaman başarılı oluyor. Mutlaka okulda öğrenilen matematik gerçek yaşama adapte edilmeli. Aynı şey fen bilimleri için de geçerli belki de biz eğitiminin tamamını gerçek yaşama dönük yapmalıyız. Çocuk, okulda öğrendiği bilginin gündelik yaşamda neye karşılık geldiğini öğrenmeli. Örneğin çocuklara okulda 'yere çöp atmayın yere tükürmeyin' diyoruz ama çocuk dışarı çıkınca yere çöp atıp, tükürüyor. Yani okul ile gündelik yaşamı bütünleştirmek gerekiyor. Eğitim gündelik yaşamla bir bütün haline gelmeli."
"EĞİTİMLİ AİLE EĞİTİMİN NASIL OLMASI GEREKTİĞİNİ BİLDİĞİ İÇİN ÇOCUĞUN BAŞARISI ARTIYOR"
Eğitimci olarak çıkan sonuçların kendisini şaşırtmadığını kaydeden Doç. Dr. Bulut, "Anne ve babanın eğitim düzeyi arttıkça çocuğun da eğitim düzeyi artıyor, çünkü ebeveyn eğitimin nasıl olacağını, hangi kaynakları kullanacağını biliyor. Çocuğa nasıl davranıp ne kadar zaman ayıracağını da biliyor. Ekonomik durumu iyi olduğu içinde gerekli kaynakları da sağlıyor. Eğitimli aileler çocuklarıyla daha çok zaman geçiriyor beraber kitap okuyup, geziye, sinemaya, müzeye gidiyorlar bu da çocuğun başarını olumlu etkiliyor" diye konuştu.
"ÇOCUK ANNE VE BABASINI ROL MODEL ALIYOR"
Çocukların ailelerini rol model aldığını evde kitap okuyan anne ve babasını gördükçe kitap okumaya başladığını vurgulayan Doç. Dr. Bulut, "Çocuklar ailelerini rol model olarak alıyor, yani aile evde kitap okudukça çocuk görüyor ve kitap okuyor" dedi.
"AİLELER ÇOCUKLARIN İLGİLERİNİ, YETENEKLERİNİ VE DEĞERLERİNİ BİLMİYOR"
Ailelerin çocukların ilgilerini, yeteneklerini ve değerlerini bilmediklerini bunun da çocuğun başarısına olumsuz etki ettiğinin altını çizen Doç. Dr. Bulut, "Ebeveynler çocuklarıyla çok fazla zaman geçirmeyip, boş zaman etkinliği yapmıyor. Aslında aileler çocuklarını tanısa onları yeteneklerine göre uygun mesleklere yönlendirirler. Biz popüler mesleklerden ziyade çocuk neyi seviyor, neyi yapabilir, neyden zevk alıyor, ilgisi ne yöndeyi keşfetmeliyiz" diye konuştu.
"HAYATTAKİ BAŞARI SADECE MÜHENDİS, DOKTOR OLMAKLA DEĞİL, İNSANIN MUTLULUĞU İLE ÖLÇÜLÜR"
Her çocuğun matematik ve fen bilimlerinde başarılı olmasını beklememek gerektiğini, asıl başarının mühendis ve doktor olmak değil insanın mutluluğuyla ölçüleceğini söyleyen Doç. Dr. Bulut, "Hayattaki başarı sadece mühendis, doktor olmakla ölçülmüyor. Hayattaki başarı bence insanın mutluluğu ile ölçülür bu çok önemli. Yani başarı hangi marka araba kullandığınızı değil de ne kadar mutlu, huzurlu, dingin bir insan olduğunuzla ölçülür. Başarıyı baştan tanımlamalıyız. Başarı çok paran olması, zenginlik mi? yoksa mutlu huzurlu, kendi kendine yeten bir birey olman mı?. Velilerin meslek seçiminde, çocuklarını tanımada yardıma ihtiyaçları var. Çocuklarını daha iyi tanımaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.
(FOTOĞRAF)