Güncelleme Tarihi:
Buse ÖZEL - Ömer HASAR / İSTANBUL, (DHA) 45 yaşındaki Gürkan Açıkgöz 20 yaşındayken Tip 1 diyabet hastası olduğunu öğrendi. Sporla uğraşan Açıkgöz'e yakınları "Artık spor yapma sen hastasın" dedi. Ancak o söylenenlerin aksine kontrollü bir şekilde daha çok egzersiz yaptı ve bu yıl Likya Maratonu'na katılan Açıkgöz, genel klasmanda 3'üncü oldu.
KOŞARKEN HİÇ DURMADAN KAN ŞEKERİNİ ÖLÇTÜ
Birçok sağlıklı insanın katıldığı yarışta her gün yaklaşık 60 kilometre koşan Gürkan Açıkgöz, koşu halindeyken parmağını delerek kan şekerini ölçmeye devam etti. Bu süreçte sürekli kan şekerini dengede tutan Açıkgöz, koşarken karbonhidrat ihtiyacını ise çantasında taşıdığı hurma, kuru üzüm ve çeşitli başka kuru meyveler ile karşıladı.
"DİYABET SPOR YAPMAK İÇİN BİR ENGEL DEĞİL"
Kan şekerinin sürekli dengede tutulması için ölçüm yapılmasının çok önemli olduğunu söyleyen Açıkgöz, diyabetin spor yapmak için bir engel olmadığını belirtti ve şunları söyledi:
"Tip 1 diyabetliyim ama sporcuyum. Ultra maraton koşuyorum ve bunu diyabetimi yöneterek yapıyorum. Diyabet tanım olarak bir hastalıktır ama yönetince hasta da hissetmiyorum kendimi. Daha önce de su sporları, bisiklet gibi başka sporlar yapıyordum ama diyabet tanısı aldıktan sonra 'Artık o kadar çok spor yapma' gibi tavsiyeler aldım. Etrafımdaki herkes daha fazla üzerime düşmeye başladı. Ben de biraz daha özenli davranmam gerektiğini anladım ve bunun üzerine 'Sporumu nasıl yapabilirim' diye düşünmeye başladım ve diyabetimi yöneterek ultra maratonlar koşabiliyorum."
"TÜRKİYE'NİN EN UZUN MARATONUNU KOŞTUM"
Türkiye'deki en uzun maraton olan Likya Yolu Ultra Maratonu'nu koşan Açıkgöz, toplam 240 kilometrelik bir mesafeyi 6 etap şeklinde koştuklarını söyledi ve bu maratonu sağlıklı bir şekilde nasıl tamamladığını şöyle açıkladı: "Diyabet yönetiminde en önemli şey kandaki şeker seviyesini 70 ile 140 olarak belirlenen sağlıklı aralıkta tutmak. Bu aralıkta tuttuğunuz sürece hiçbir sorun yok. Koşarken de bu aralıkta tutmaya özen gösteriyorum. Bu aralıkta tuttuğumu görmenin en önemli göstergesi de kan şekerimi düzenli olarak ölçmek. Tabii, kullandığınız kan şekeri ölçüm cihazı da güvenilir olmalı. Şekerimi ölçtüğümde ne kadar karbonhidrata ihtiyaç duyduğumu, ne kadar insüline ihtiyaç duyduğumu biliyorum ve buna göre yerine koyabiliyorum. Yerine koyduğum sürece de diyabetimi yönetmiş oluyorum aslında. Yönettiğim sürece de herhangi bir sorunla karşılaşmıyorum."
"PARMAK DELME İĞNELERİ DÜZENLİ DEĞİŞTİRİLMELİ"
Kan şekeri ölçümü yaparken en çok dikkat ettiği noktalardan birinin parmak delme iğneleri, yani lansetler olduğunu söyleyen Açıkgöz, "Acısız bir ölçümün püf noktası lansetlerin her ölçümde değiştirilmesidir. Bu nedenle kan şekeri ölçümü yapanlar buna dikkat etmeli" dedi.
(FOTOĞRAFLI)