Güncelleme Tarihi:
Mehmet AKTARAN - İSTANBUL,(DHA) CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2015- 2016 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni'nde konuştu."Marmara Üniversitesi'nin benim dünyamda ayrı bir yeri var" Erdoğan, "Rektörümüz benim fakültede sınıf arkadaşımdı aynı zamanda. Şimdi de rektör olarak mezun olduğu yerin başında" dedi. Erdoğan, "Ben de köklü bir eğitim kurumu olan Marmara Üniversitesi'nin mezunu durumundayım. Bugünler de birileri şahsımla ilgili olarak diploması vardır yoktur tartışma başlattılar. Emin beye dedim ki; şu künyeyi bir karıştır da, oradan arşivden çıkar, şunları yayınlayacak mısın kendilerine gönderecek misin, ne yapacaksan yap da bunlar benim söylediklerime hiçbir zaman inanmadılar inanmayacaklar, siz kendilerine rektör olarak bunlara gönderirseniz bel ki inanırlar" dedi.
Erdoğan, "Kayıt olduğum, okuduğum ve mezun olduğum okul ortada sınıf arkadaşlarım ortada, ayrıca üniversite yönetimi resmi açıklamayı yaptı. Tüm bunlara rağmen birileri ısrarla bu meseleyi köpürtmeye devam ediyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne yaparsanız yapın; eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri. Biz eserle ortadayız" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkenin en zor döneminde bin bir sıkıntıya göğüs gererek üniversiteye gitmişim tüm zorluklara rağmen bitirmişim bunların umurumda değil" diye konuştu.İmam hatip mezunlarını üniversitelere almadıkları dönem olduğu için imam hatibi bitirdikten sonra Eyüp Lisesi'nden fark dersleri verdiğini dile getiren Erdoğan, daha sonra Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulu'na başladığını, dönemin sıkıntılı şartlarında okuldaki eğitim hayatının uzadığını, 1981'de mezun olduğunu, mezuniyetten 1 yıl sonra 1982'de okulunun adının Marmara Üniversitesi'ne dönüştürüldüğünü belirtti.
"BEN DE BÖYLESİNE KÖKLÜ BİR EĞİTİM KURUMU OLAN MARMARA ÜNİVERSİTESİ'NİN MEZUNU DURUMUNDAYIM"
Erdoğan, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Arat'ın sınıf arkadaşı olduğuna değinerek, okulların geçmişinin, 1883'e, Hamidiye Ticaret Mekteb-i Alisi'ne kadar gittiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben de böylesine köklü bir eğitim kurumu olan Marmara Üniversitesi'nin mezunu durumundayım. Bugünlerde birileri yine şahsımla alakalı olarak 'diploması vardı, yoktu' diye bir tartışma başlattılar. Emin Bey'e dedim ki 'Şu künyeyi bir karıştır da oradan arşivden çıkar. Şunları yayımlayacak mısın, kendilerine gönderecek misin ne yapacaksan yap da... Çünkü bunlar benim söylediklerime hiçbir zaman zaten inanmadılar, inanmayacaklar. Siz rektör olarak bunlara gönderirseniz, belki inanırlar"
"KAYIT OLDUĞUM, OKUDUĞUM VE MEZUN OLDUĞUMOKUL ORTADA, SINIF ARKADAŞLARIM ORTADA"
Kayıt olduğum, okuduğum ve mezun olduğumokul ortada, sınıf arkadaşlarım ortada. Ayrıca üniversite yönetimi resmi açıklamayı yaptı. Tüm bunlara rağmen birileri hala ısrarla bu meseleyi köpürtmeye devam ediyor. Ne yaparsanız yapın, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserle ortadayız." diye konuştu.
"ÜLKENİN EN ZOR DÖNEMİNDE BİN BİR SIKINTIYA GÖĞÜS GEREREK, ÜNİVERSİTEYE GİTMİŞİM"
Türkiye'de "Çamur at, tutmazsa izi kalır" mantığıyla işleyen bir yalan, iftira mekanizması olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları anlattı: "Ülkenin en zor döneminde bin bir sıkıntıya göğüs gererek, üniversiteye gitmişim, tüm zorluklara rağmen bitirmişim, bunların umurunda değil. Aynı şeyi yavrularımız çekmedi mi? Aynı şeyi yavrularımız çekti. Benim dört evladımın dördü de imam hatip mezunu. Oğullarım hep katsayıyla mücadele verdiler. Kızlarım hem katsayıyla hem başörtüsü meselesiyle mücadele verdiler. Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya. Kızlarımız ülkemizde okuyamadı ya. Niye okuyamadı? Başörtüsünden dolayı. Gittiler yurt dışında başörtüsüyle okudular Hale bak. Buralardan şimdi nerelere geldik." Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat döneminde 600 bin olan imam hatip öğrenci sayısının, 60 bine düştüğünü, olayın sadece başörtüsüyle bitmediğini, katsayı çarpanının konulduğunu belirterek, "Niye? 'Sizden olsa olsa ancak mutfakta kap yıkayıcısı, tarlada sürücü olur'... Sen doktor, avukat, mühendis olmayacaksın. Sen bu ülkede dinamik yerlerde bulunan birileri olmayacaksın. Aynı şeyi erkek evlatlarımız için yaptılar. İstersen Boğaziçi Üniversitesi'ni tuttur, istersen Harvard'ı tuttur, nereyi tutturursan tuttur, oraya katsayıyı koymuş, eksi 2 çarpanıyla koymuş" dedi. İmam hatiplerde 1 milyon 260 bin öğrencinin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "Bunların hepsi aşıldı, aşılıyor. Çünkü bunların üzerinde çok mazlum ahı var" ifadesini kullandı.
Erdoğan, salondaki gençlere, "Soruyorum sizlere. O ikna odalarında o zulmü yapanlar nerede? Hepsi kayıp. Ama o zulmettikleri, haklarını aldılar ve şu anda onlar yola devam ediyorlar." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bütün zor şartlardan sonra siyasetin içerisinde katettiği mesafeyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu, 12 yıla yakın Başbakanlık görevini yürüttüğünü hatırlatarak, şimdi Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmasının takdiri ilahi ve azmin de neticesi olduğunu söyledi. Kişisel hikayesinin bu ülkedeki her bireyin çalıştığı, mücadele ettiği zaman nerelere gelebileceğinin "en çarpıcı" örneği olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Tayyip Erdoğan'ın Kasımpaşa'nın o dar sokaklarından çıkıp, ülkenin en üst makamlarına kadar gelebilmesi, eleştirilecek değil, aslında takdir edilecek bir durumdur" dedi.
"GEREKLİ EĞİTİME VE KABİLİYETE SAHİP OLAN HERKESİN ÖNÜNDE TÜM KAPILAR SONUNA KADAR AÇIKTIR"
Erdoğan, Türkiye'nin Osmanlı'nın son döneminden bu yana elitist zihniyetten çok çektiğini, ülkenin bürokratik makamlarını da ticari köşe başlarını da bir avuç seçkin azınlığın dışında kimsenin hakkı görmeyenlerin devrinin artık kapandığını söyledi. Milletin 1950'de Demokrat Parti'ye bu nedenle sahip çıktığını dile getiren Erdoğan, "Sadece Ezan-ı Muhammediyeyi aslına döndürdü diye Merhum Menderes'e ve arkadaşlarına bizim milletimiz sahip çıktı. Dedi ki 'Ezanı böyle okutamazsınız. Menderes, arkadaşları işte bu atılan adımın hürmetine iktidar oldular. Bütün bu adımlar yanında Demokrat Parti iktidarını izleyen dönemlerdeki darbeler seçkinlerin hakimiyetini tahkim etmek, demokratik iktidarlar ise milletin söz hakkını güçlendirmek için çalıştı. Bilhassa rahmetli Özal'la birlikte Anadolu'nun ücra köşelerinden çıkıp gelen ve bizim gibi 1960'lı ve 1970'li yılların zor şartlarında yetişen kuşaklar, bürokraside ve ticarette söz sahibi olmaya başladılar. Ama asıl devrim hiç şüphesiz 2000'li yıllarda yaşandı. Bugün artık Türkiye'de siyasette, bürokraside ve ticarette kriter, hangi seçkin gruba mensup olduğun değil, hangi birikime sahip olduğundur. Gerekli eğitime ve kabiliyete sahip olan herkesin önünde tüm kapılar sonuna kadar açıktır"
Erdoğan, "İmam hatip okullarının önünü kesmek adına, ülkemizin mesleki eğitim sistemi felç edildi. Bugün hala etkisini sürdüren yetişmiş ara elemanı ihtiyacı, 28 Şubat döneminde mesleki eğitimin çökertilmiş olması yüzündendir. İmam hatiplerle birlikte diğer meslek liselerinin önlerindekiengeller de kaldırıldığı için bu okulların eğitim kalitesi de hamdolsun giderekyükseliyor. İlahiyat fakülteleri de hem akademik çalışma hem öğrenci kalitesibakımından her geçen yıl daha da ileriye gidiyor. Hiç endişe etmeyin daha daileri gidecek." diye konuştu. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün bitmek üzere olduğunu, yıl sonunda Avrasya Tüneli'nden arabalarla gidileceğini, İzmir'e ve Bursa'ya giderken Osmangazi Köprüsü'nden geçileceğini söyleyen Erdoğan, yakın zamanda üçüncü havalimanının da biteceğini, tamamlandığında yılda 150 milyon insanın ulusal ve uluslararası uçuşunu İstanbul'dan gerçekleştireceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, manevi yönün de bu öğrenciler tarafından halledileceğini, okulların sayısını artırmaya devam edeceklerini, üniversitelerinde artırılacağını dile getirerek, "Ama zarf mazruf meselesi. Zarf yaptın mazruf yok. Neye yarar? Öyleyse bunun içini çok iyi doldurmamız lazım." diye konuştu.
"ALMANYA'DAKİ OLAY, İSLAMOFOBYANIN ŞU ANDA DIŞA VURAN BİR UYGULAMASIDIR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Alman Meclisinin Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin kararıyla ilgili, "Almanya'daki olay, İslamofobyanın şu anda dışa vuran bir uygulamasıdır. Onların üst akıllarını filan biliyoruz amane yaparlarsa yapsınlar, kendileri çalar, kendileri oynar, kendileri dinlerler.'Almanya Parlamentosu bu kararı almış, halimiz ne olacak?' Hiçbir şey olmayacak. Bunların yaptığı sadece kendilerini tatmindir, başka bir şey değil" dedi. Erdoğan, "Bakınşu anda Batı'da bir İslamofobya hastalığı başladı değil mi? Niye? Ön kesmek içinama başaramayacaklar. Almanya'daki olay bunun bir tezahürüdür aslında.Almanya'daki olay, İslamofobyanın şu anda dışa vuran bir uygulamasıdır. Onlarınüst akıllarını filan biliyoruz ama ne yaparlarsa yapsınlar, kendileri çalar,kendileri oynar, kendileri dinlerler. 'Almanya Parlamentosu bu kararı almış,halimiz ne olacak?' Hiçbir şey olmayacak. Bunların yaptığı sadece kendilerinitatmindir, başka bir şey değil." dedi.Milletin güçlü ve dinamik yapısıyla "evelallah" buna pirimvermeyeceğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Orada 11 tane Türk varmış. Ne Türk'ü, geç o işi. Onların Türklükle alakası yok, onların kanı bozuk bir defa. Onların kimin sözcüsü oldukları belli zaten. Onlar bu ülkedeki bölücü terör örgütünün Almanya'daki uzantılarıdır vebenim zaman zaman söyleyip, başka yerlere çekilen 'Alman ekolü' dediğim olaybudur işte. Budur. Ne yaparlarsa yapsınlar, evet biz sıradan bir millet değiliz.Bizim milletimiz Anadolu'ya ordularından önce gazi dervişleriyle, Alperenleriyle girmiştir" dedi.
Can güvenliği, mal güvenliği gibi devletin üzerindeki görevlerden birisinin de neslin güvenliği olduğunu ifade eden Erdoğan, "En az 3 çocuk yapın" dediğini hatırlattı. Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunu ben söylemiyorum, Rabbim söylüyor, Sevgili Habibi söylüyor.Bunları kenara koyamayız. Güçlü nesiller sizin omuzlarınızda yükselecek, onun için hatırlatıyorum, bir büyüğünüz olarak. Bugün burada herhangi bir diplomadeğil, yeni Türkiye'nin inşasına katılma beratı alacaksınız. Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşta atılacağınız hayat mücadelesinde kendinizle birlikte mezun olduğunuz okul sebebiyle temsilcisi olarak görüldüğünüz İslam'a karşı da sorumlu olduğunuzu asla unutmayın. Ben sizlere güveniyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun" dedi. Erdoğan konuşmasını, öğrencilere, "Üç kişinin elini öpün, hocanızın,annenizin ve babanızın. Başka kimsenin elini öpmeyin" şeklinde tavsiyede bulunarak bitirdi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul ValisiVasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet EminArat, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse de mezuniyet törenine katıldı. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan 53. Dönemin birincisi Şeydanur Ersöz, ikincisi Zeynep Erol ve üçüncüsü Rabia Saadet Düzcan'a hediyelerini verdi. Öte yandan üniversiteden 1985 yılında mezun olan Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Lütfullah Göktaş da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi diplomasını 31 yıl sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan aldı.
(FOTOĞRAF)