Cumhurbaşkanı Erdoğan (CHP'nin Adalet Yürüyüşü) Yarın yargı sizi de bir yerlerle davet ederse şaşmayın (2))

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2017 16:31

Cumhurbaşkanı Erdoğan (CHP'nin Adalet Yürüyüşü) Yarın yargı sizi de bir yerlerle davet ederse şaşmayın (2))

Haberin Devamı

 

 Özgür ALTUNCU - İhsan YALÇIN - Akın ÇELİKTAŞ/İSTANBUL, (DHA) CUMHURBAŞKANI  
"Öyle elde 'adalet' pankartlarıyla dolaşmak da adaleti getirmez. Eğer adaleti arıyorsan, adaleti aramanın makamı da yeri de Türkiye'de parlamentodur"dedi.

"Bütün bu olanlar Türkiye'de kendi içimizde bu tür bazı sıkıntıları meydana getirmek ülkeye bir şey kazandırmaz" diyen Erdoğan, "Baskı unsuru olma gayreti içerisine girersiniz unutmayın ki 138. madde sadece siyasetçiler için çalışmaz. 138. madde A'dan Z'ye herkes için çalışır. Ve yargı yarın eğer sizi de bir yerlere davet ederse şaşmayın" ifadesini kullandı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin 'Adalet' yürüyüşüyle ilgili, "Anayasa'nın hükümlerini ayak altına alacak şekilde vatandaşları sokağa dökmek, sokağa çağırmak hiçbir zaman ne kendilerinin yararınadır, ne de ülkenin yararınadır" dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 24. Genel Kurulu ve İhracat Şampiyonları Ödül Töreni'nde konuştu.  Konuşmasında CHP'nin 'Adalet' yürüyüşüne değinen "Bizim birlik ve beraberliğimiz çok önemli. Dayanışmamız çok önemli. Eğer biz bir olursak, beraber olursak, iri, diri olursak Türkiye'yi kimse yakalayamaz. Ama gel gör ki; bakıyorsunuz bir taraftan bizim hukuka saygımız var, bir taraftan biz anayasa devletiyiz; Anayasamız var ama diğer taraftan da Anayasa'nın hükümlerini ayak altına alacak şekilde vatandaşları sokağa dökmek, sokağa çağırmak hiçbir zaman ne kendilerinin yararınadır, ne de ülkenin yararınadır. Rahmetli Demirel'i burada tabi anmadan geçemeyeceğim; 'Yollar yürümekle aşınmaz". Bunlar da yürüyerek eğer aşındıracaklarını zannediyorlarsa bu mümkün değil. İki eğer bu yolla hukuk elde edeceklerini zannediyorlarsa bu da mümkün değil. Çünkü hukukta böyle bir kaide yok. Yasalarda da böyle bir kaide yok. Zira ortadan bir vaka var. Nedir o? O vaka işte meşhur MİT TIR'larının özellikle FETÖ'cü yargı mensupları tarafından ki şuanda bunlar içerde, onlar tarafından durdurularak dünyaya servis edilmesi ve bu işin içerisinde rol alan kişinin bu rolünü bir başka meslektaşıyla paylaşmak suretiyle attığı adımlar ve bunun neticesinde ülkede ciddi bir skandalın yaşandığı süreç vardır" ifadasini kullandı. 

"ADALETİ ARAMANIN MAKAMI DA YERİ DE TÜRKİYE'DE PARLAMENTODUR"

Erdoğan, "Şimdi bütün bu olaylar olurken bazı STK'ların kalkıp da yargının bu zatla ilgili vermiş olduğu karara adeta destek çıkıyormuş gibi, anayasanın 138. maddesini çiğniyor olmasının hiçbir izahı yoktur. Eğer yargı bu tür baskılar altında kalırsa biz yargıdan adaleti nasıl bekleyeceğiz. Ve ürkeklik, yargıya baskı kusura bakmayın adaletin gelişini sağlamaz. Öyle elde 'adalet' pankartlarıyla dolaşmak da adaleti getirmez. Eğer adaleti arıyorsan, adaleti aramanın makamı da yeri de Türkiye'de parlamentodur. Ve parlamento kürsüde ne diyeceksen adalet uğruna de. Orada bunu dile getir. Ama istediğin adalet kadar sen de adaletle davran. Acaba başında olduğunuz kurumda ne kadar adalet var? Önce ona bak. Bütün bu olanlar Türkiye'de kendi içimizde bu tür bazı sıkıntıları meydana getirmek ülkeye bir şey kazandırmaz. Çünkü biz bir şeyi konuşuyoruz; yasama, yürütme, yargı. Bu üç grubun, üç farklı kurumun birbiriyle olan ilintisi, dayanışması ülke için çok önemli. Kuvvetler ayrılığına bizler saygı duymazsak, sivil toplum kuruluşlarımız saygı duymazsa o zaman biz bir yere varamayız. Ve bu konuda söylenecek bir şey varsa bunu söylersiniz. Ama baskı unsuru olma gayreti içerisine girersiniz unutmayın ki 138. madde sadece siyasetçiler için çalışmaz. 138. madde A'dan Z'ye herkes için çalışır. Ve yargı yarın eğer sizi de bir yerlere davet ederse şaşmayın" diye konuştu.


 

"MEMNUNİYET DUYUYORUM"

Salondaki iş adamlarına da seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizler emeğinizle, gayretinizle, alın terinizle, azminizle yılın ilk 5 ayında ihracatımızın yüzde 8,9'luk artış kaydetmesini sağladınız. Geçtiğimiz günlerde açıklanan birinci çeyrekteki yüzde 5'lik büyümemizin yüzde 2,2'si dış ticaret kaynaklıdır. Yaklaşık 5 çeyrektir büyümeye negatif katkı yapan dış ticaretimizin bundan sonra yeniden büyümenin lokomotifi haline gelmiş olmasından memnuniyet duyuyorum" ifadesini kullandı.

"İSTİHDAM ARTIŞI KESİNLİKLE DEVAM EDECEKTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstihdam rakamı 27,5 milyonu aşarak tekrar 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki seviyesine çıkmıştır.

İş gücüne katılım oranı sürekli yükseldiği için istihdam sayısıyla işsiz sayısı arasındaki fark yavaş yavaş azalmaktadır. Mevsim itibariyle istihdam artışı kesinlikle devam edecektir, buna kesinlikle inanıyorum. En kısa zamanda işsizlikte yeniden tek haneli rakamları göreceğimizden eminim. Ekonomideki diğer tüm göstergelerde hızlı bir toparlanmaya işaret ediyor. Tabi en önemlisi de tüm bu gelişmelerin içeride ve dışarıda birilerinin ısrarla ülkemiz aleyhinde hava oluşturmaya çalıştıkları bir dönemde gerçekleşiyor olmasıdır. Kredi derecelendirme kuruluşları başta olmak üzere, ki az önce ekranda izledik; bakınız onlar ne dediler ama Türkiye'de büyüme nasıl çıktı? Bunların nasıl ideolojik yaklaştıklarının nasıl Türkiye'ye yönelik sürekli bir kumpas gayreti içerisinde oldukları ortada. Onlar bunu ilan ederken hatırlayın bizler farklı şeyler söylüyorduk. Diyorduk ki; bunların hepsi ideolojiktir, spekülatiftir, siyasi yaklaşımlardır. Türkiye'nin gerçek durumu bu değildir. Ve ortaya çıktı" dedi. 

"AMBARGOYU HAKLI BULMADIĞIMIZI AÇIKÇA SÖYLEDİK"

"Türkiye'nin merkezinde yer aldığı coğrafya, dünyada kurulmaya çalışılan yeni düzenin siyasi, ekonomik ve askeri rekabet alanı durumundadır" diyen Erdoğan, "Bu sebeple bir sorun bitmeden diğeriyle karşılaşıyor, onunla mücadele ederken bir başkasının kapımıza dayandığını görüyoruz. İşte Katar krizi bunun son örneğidir. Türkiye olarak Katar meselesinde en başından beri hakkaniyetli bir tavır içinde olmaya gayret ettik. Katar'a yönelik ithamların doğru olmadığın, bu ithamlardan hareketle başlatılan ambargoyu haklı bulmadığımız açıkça söyledik. Körfez'deki kardeşlerimizin kendi aralarında daha güçlü bir dayanışma içinde olmalarını beklediğimiz de özellikle belirttik. Bir tarafından şahsım, bir taraftan Sayın Başbakan, bir tarafından Dışişleri Bakanımız sürekli buralarda yoğun bir çalışmanın içinde olduk. Yaşanan krizin çözümü için konuyla doğrudan ve dolaylı ilgili olduğunu düşündüğümüz hemen herkesle görüştük, görüşmeye devam ediyoruz. Temennimiz bu meselenin bayrama kadar çözüm yoluna girmesidir" şeklinde konuştu. 

(FOTOĞRAF)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!