Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) MEDICANA Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Erkan Arslan alerjinin ailesel geçişli olduğunu ve mevsim geçişlerinde sık sık hapşıran, öksüren, vücudunda sıkça kaşıntılı kızarıklık ve kabarık döküntüler görülen çocuklarda alerji olabileceğini belirtti.
BİR EBEVEYNDE ALERJİ VARSA YÜZDE 50 İKİSİNDE VARSA YÜZDE 70 RİSK ARTIYOR
Bazı yiyeceklerden sonra karın ağrısı, kramp, bulantı, kusma görülen çocuklarda alerji ihtimalinin akıllara getirilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Arslan: "Eğer bir ebeveyn alerjik hastalığa sahipse, çocuğun alerji gelişme riski yaklaşık% 50'dir. Her iki ebeveynin alerjisi varsa çocuğun riski% 70'e kadar yükselir. Alerji, sağlığımız için çok önemli olan ve bizi enfeksiyon, kanser vs. gibi hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sistemimizin normalde zararsız olan bir maddeyi (bir gıda veya polen gibi) yanlış yorumlayarak potansiyel bir zararlı madde olarak tanımasının sonucudur." dedi.
BU BELİRTİLER VARSA ALERJİYİ DÜŞÜNDÜRÜYOR
Çocuklarda alerji belirtilerini de anlatan Dr. Arslan şunlara dikkat çekti ve şunları söyledi: "Deri döküntüleri, toz, sigara dumanı, polen gibi allerjenlere maruziyet sonrası veya efor sırasında öksürme, nefes darlığı, sık nefes alma, hapşırma, burun akması veya gözlerde kaşıntı, beslenme sonrası kusma, karın ağrısı, döküntüler, bebekte sürekli huzursuzluk gibi belirtiler çocuklarda alerjiyi düşündürür. Alerjik rinit, alerjilerin neden olduğu en yaygın çocukluk dönemi hastalığıdır. Belirtileri, burun akması ve kaşıntısı, hapşırma, geniz akıntısı ve burun tıkanıklığı içerir. Özellikle mevsimsel alerjik riniti olan bir çocukta ayrıca gözlerde kızarma, akıntı, kaşıntı (alerjik göz nezlesi) da sıklıkla birlikte görülür. Sürekli burun tıkanıklığına bağlı olarak tekrarlayan kulak enfeksiyonları ve işitme duyusunu azaltabilecek sıvı birikimi gibi kronik kulak problemine veya tekrarlayan sinüzit enfeksiyonlarına neden olabilir. Alerjik rinit, çocuklarda kronik burun tıkanıklığının en yaygın nedenidir. Burnu tıkalı çocuk gece ağzı açık yatar, bazen bu horlamaya yol açabilir. Bu durum aynı zamanda çocuğun gece boyunca huzursuz uyumasına ve buna bağlı olarak ertesi gün çocukta yorgunluğa veya sinirlilik, dikkat dağınıklığı, okul başarısında bozulmaya neden olabilir. Burun tıkanıklığı ve ağızdan solunma tedavi edilmediğinde, dişlerin ve yüzün kemiklerinin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Burun tıkanıklığına neden olan allerjinin tedavisi bu sorunları önler."
SÜT VE YUMURTA ALERJİSİ EN YAYGIN OLANI
Solunum yolu alerjilerinin yanı sıra gıda alerjilerine de dikkat çeken Dr. Arslan emziren bir annenin yediklerinin dahi bebeklerde alerjik reaksiyona yol açtığını açıkladı ve şunları söyledi:
"Bu gıdalar annenin diyetinden çıkarıldığında bebekteki allerjik rahatsızlıklar belirgin oranda geriler veya kaybolur. Çoğu gıda alerjisi bebeklikten itibaren ve erken çocukluk döneminde başlar. Bu dönemde süt ve yumurta alerjisi en yaygın olanıdır ve çocukluk döneminde, yaklaşık bir buçuk, iki yaş sonrası, yok olma eğilimindedir. Bunların dışında balık, kabuklu deniz hayvanları, soya, ağaç fıstığı, meyveler (özellikle kırmızı olanlar) ve buğday gibi gıdalar en sık allerjik reaksiyonlara yol açarlar. En şiddetli reaksiyonlara yol açanlar genellikle fıstık, ağaç fıstığı, balık ve kabuklu deniz hayvanlarıdır. Gıda allerjenleri yaşadığınız yere bağlı olarak da değişir. Örneğin fıstık ve ağaç fıstığı alerjileri ABD, İngiltere ve Avustralya'da yaygın olmakla birlikte, balık ve deniz ürünleri alerjileri Güney Doğu Asya ve Güney Avrupa'da daha yaygındır. Gıda allerjisi olan bir çocuğun ailesi, anafilaksi ( nefes borusunda ödeme yol açarak nefes almayı engelleyen, kan basıncında ani düşüşe ve şoka neden olan hayatı tehdit eden bir reaksiyon) olasılığından haberdar olmalıdır."
ERKEN TEŞHİS OKULA DEVAMSIZLIĞI AZALTIR
Çocuklarda astım konusuna da dikkat çeken Dr. Arslan sözlerine şunları ekledi:
"Bu durumda çocuklar genellikle nefes yoluyla alındığı şeylere karşı alerjiktir. Genel bir kural olarak, çocuk ne kadar sık ve uzun süre allerjene maruz kalırsa o kadar erken dönemde başlar. Örneğin alerji genleri taşıyan bir çocuk polen gibi bitkisel allerjenlere, hayvan tüy ve kıllarına, toz akarlarına veya hamamböceği alerjenlerine tekrar tekrar uzun süre maruz kaldığında erken yaşta başlayan solunum yolu belirtileri göstermeye başlayabilir. Bunlar sık ve tekrar eden öksürük, nefes darlığı, nefes almada zorluk, sık nefes alma, egzersiz (koşma, spor yapma vs.) sırasında öksürük, nefes darlığı gelişmesi gibi yakınmalardır. Bu yakınmalar saptandığında doktora başvurmalı ve gerekli tedavi bir an önce başlanmalıdır. Yapılan tedavi astımın şiddetine göre değişir, bazen sadece ağızdan verilen allerji ilaçları astımı kontrol altında tutmaya yetebilirken bazen de bu tedavilere ek olarak sürekli inhaler tedavi (solunum yolu ile uygulanan) bir süreliğine kortikosteroid tedavisi uygulamak gerekebilir. Tedavinin zamanında başlaması remodeling dediğimiz bronş duvarlarında görülen kalıcı değişimi dolayısı ile astımın kalıcı hale gelmesini önleme açısından çok önemlidir. Çocukluk dönemi alerjilerinin erken teşhisinin konması ve tedavisinin başlanması, çocuğunuzun yaşam kalitesini artıracak, okula devamsızlık gün sayısını azaltacaktır.”
(FOTOĞRAFLI)