Güncelleme Tarihi:
Gülseli KENARLI – Güven USTA-Can EROK/İSTANBUL, (DHA) DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Rusya ile İdlib konusunda imzaladığımız mutabakat yalnızca insani açıdan bir felaketi önlemedi aynı zamanda hem Türkiye'ye hem de Avrupa'ya yeni bir göç akınını önledi. Şimdi siyasi çözüm için yeni bir pencere açıldı. İdlib olmasaydı bunu yapamazdık” dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok, TRT World Forum’na katıldı. İki bakan, forumun “Geleceği Bölgesel İş Birliği İle Dönüştürmek” başlıklı özel oturumunda birer konuşma yaptı.
Bakan Çavuşoğlu, “Dünya çok parçalanmış durumda. Dünyadaki kurumların çoğu risk altında. Terörizm, düzensiz göç, insani krizler, yabancı düşmanlığı ve nefret artış gösteriyor, eşitsizlikler her yerde. Eşitsizlikleri ele almadan, sosyal adaletten zaten bahsedemeyiz. Uluslararası organizasyonlar gerçek tehditlerle baş edemiyor. Şu anki uluslararası sistemi kurmakta önderlik eden ülke, şimdi ona saldırıyor, hatta o ülke kendi müttefik ve dostlarına da saldırıyor. Hayal kırıklığı yaşıyorum. Ticaret savaşları artık bir gerçeğe dönüştü. Tek taraflı koruma tedbirleri, kurallara dayanan, adil ve özgür ticareti engelliyor. Bunlar bütün ülkeleri, özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkiliyor. Tek taraflı tedbirler eşitsizlik uçurumunu genişletiyor. Başarısız devletler, istikrarsızlık, kaynak kıtlığı radikallere ve teröristlere yardımcı oluyor. Dünyanın gelişmiş bölgelerindeki barış ve refah, dünyanın geri kalanı açlıkla uğraşırken sürdürülemez. O yüzden herkes için barış ve refah… Kazan-kazan yaklaşımımızı devam ettirmeliyiz . Bizim toplumlarımızın bugünkü beklentisi budur. ” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanım ‘dünya 5’ten büyük’ diyor. Boş bir slogan değil bu. BM kendini reforme etmeli, bugünkü dünyanın beklentilerini karşılayamıyor. BM’yi bırakın, bölgesel organizasyonlarımız da bizim toplumlarımızın beklentilerini karşılayamıyor” şeklinde konuştu.
“İDLİB OLMASAYDI BUNU YAPAMAZDIK”
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Rusya ile İdlib konusunda imzaladığımız mutabakat yalnızca insani açıdan bir felaketi önlemedi aynı zamanda hem Türkiye'ye hem de Avrupa'ya yeni bir göç akınını önledi. Şimdi siyasi çözüm için yeni bir pencere açıldı. İdlib olmasaydı bunu yapamazdık. Aksi halde muhalefet olmazdı, rejim ve muhalefet arasında anayasa ve Suriye için en iyi çözüm olan siyasi çözüm için bir müzakere olmazdı. Şimdi bütün ortaklarımızı siyasi sürece daha fazla odaklanmaya teşvik ediyoruz. Bu toplantıdan sonra anayasa komitesini oluşturmaya çalışan BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile görüşeceğim. Muhalefet, rejim ve sivil toplumun sunduğu üç liste var. Bu, dengeli olmalı. Bazı ülkelerin bu dengeyi rejim lehine çevirmeye çalıştığını biliyorum ama işler böyle yürümez. Bir ülkenin geleceğinden bahsediyoruz. Bu, Suriye'de siyasi çözüm için son fırsat penceresidir ve bunu iyi değerlendirmeliyiz."
Bakan Çavuşoğlu, Irak yönetimine ve seçimlere dikkati çekerek, "Hükümetin kurulmasından sonra bu ülkeyi PKK, DEAŞ ve diğerleri dahil, terörizmle mücadelesinde desteklemeliyiz. Bu ülkeyi yeniden yapılandırmalıyız” diye konuştu.
“26 BİNDEN FAZLA KAÇAKÇIYI TÜRKİYE’DE YAKALAMIŞ BULUNMAKTAYIZ”
Mevlüt Çavuşoğlu, “Göç bugün önümüzdeki problemlerden biri. 65 milyon insan evlerinden oldu şu veya bu sebeple, bazıları zorlanarak. Ama artık başka sorunlarla karşılaşıyorlar bazı yerlerde. Anti mülteci, anti göçmen sorunları baş göstermekte. Sadece transit ülkelerde değil, tüm Avrupa ve dünyada durumun böyle olduğunu söyleyebilirim. Bu bir güvenlik meselesi ama bu soruna sadece güvenlik değil insani açıdan bakmalıyız. Bu sorunu hiçbir ülke tek başına çözemez. İşbirliği yapılması lazım. Biz de şimdi Avrupa Birliği ile bunu yapıyoruz. Düzensiz göçü engellemeliyiz, bunun için önce kaçakçılarla baş etmeliyiz. Bu konuda çok başarı kaydettik. 26 binden fazla kaçakçıyı Türkiye’de yakalamış bulunmaktayız” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Avrupa ülkelerinin yakın zaman yaşlanma sorunu yüzünden daha fazla göçmene ihtiyacı olacağını belirtti.
DEAŞ TEHDİDİ
Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok, Çavuşoğlu’nun ardında bir konuşma yaparak, “Gerçekçi biri adil bir barışın yalnızca konuşmadan ibaret olmadığına inanır. Hazır olmalıyız. Tüm diğer opsiyonlar tüketildiğinde, başka şekilde gerçek anlamda baskı uygulayarak, acının olduğu yerlere odaklanarak barışı tesis etmeliyiz. Sonuçta Kuzey Kore ile yaşanan gerilimler, müzakere masasına taşındı ve orada çözülüyor. Özellikle savunma için barışçıl adımların atılması önem taşıyor. Kimi zaman daha da ileri adımlar atılabilir. Bütün bu opsiyonlar kullanıldıktan sonra mevcudiyetimiz eğer tehdit altındaysa o zaman savaşmayı düşünebiliriz ve silaha sarılabiliriz istemesek dahi. DEAŞ tehdidi, buna bir örnek olarak verilebilir” dedi.
Stef Blok, AB’nin, bir barış projesi olarak başladığını belirterek, “Hala da bir barış projesi olarak devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında çocuk yaşta olan ebeveynlerim var ve bana aktardıklarına göre, savaş döneminde yaşamak, Hollanda'nın yeniden inşasına tanıklık etmek, bu şüphesiz savaş sonrası barışın tesis edilmesiyle mümkün oldu. Bir barış projesi olarak başlayan AB Projesi, Avrupa ülkelerini bir araya getirdi ve bir daha asla savaşmamaya karar verildi. Ticaret, ekonomik ilişkilerle ve seyahat özgürlüğüyle bu barışı günlük hayatlarının bir parçası haline getirdiler” diye konuştu.
(FOTOĞRAF)