Güncelleme Tarihi:
(BM'deki Filistinli gözlemcinin ve Yemen BM Daimi temsilcisinin konuşması eklendi)
Hilal Sarı / İstanbul, 21 Aralık (DHA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki Kudüs oylaması öncesinde yaptığı konuşmada, "Bir BM üyesi tüm diğer üyeleri tehdit etti... Bu etik değildir.... BM üyesi ülkelerin iradeleri satılık değildir" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'a Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan karar tasarısı tüm Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin temsil edildiği Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, oylanıyor.
Çavuşoğlu BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmasında şu konuların altını çizdi: "Birçok kez buraya geldik ve Filistinli insanların bizim gibi yaşamaya hakkı olduğunu, refah yaşamaya hakları olduğunu ve kendilerinin olanın tadını çıkarma hakları olduğunu söyledik. Ama, Filistin halkı en temel haklarını bile kullanamıyor. Bugün şunu hatırlatmak önemli; Filistinliler yalnız değildir. Filistinlilerin 1967 sınırlarını ve Doğu Kudüs Başkenti ile devlet kurma hakkı vardır. Fakat BM üyesi ABD’nin Kudüs’ü İsrail’i Başkenti olarak tanıması tüm BM kararlarına uluslararası kararlara evrensel değerlere aykırıdır. Kudüs üç din için de kutsal bir kenttir. Tüm insanlığın sorumluluğudur tarihi sorumluluğunu korumak. Kentin çok kültürlü çok dinli kumaşı bozulmamalıdır. İki devletli bir çözüm gerekir."
Genel kurul açılış konuşması BM Yemen temsilcisi Khaled Hussein Mohamed Alyemany tarafından gerçekleşti. Alymemany ABD’nin kararını aşırıcıların ekmeğine yağ süren bir karar olarak gördüklerini ve barışı destekeyen bir sesin Kudüs’e ilişkin böyle bir karar vermesinin yanlış olduğunu söyledi. Alymemany’den sonra söz alan BM’deki Filistin Gözlemcisi Riyad Mansur ise Filistin halkının “bir işgalin dini bahanelerle meşrulaştırılmaya çalışmasını kabul etmeyeceğini” söyledi. Mansour Trump’ın kararının Kutsal Kudüs şehrinin statüsünü değiştirmeyeceğini fakat barış görüşmelerinde ABD’nin arabulucu olarak konumunu hayli etkilediğini vurguladı. Mansour “Kudüs medeniyetin eşiğidir, cennetin kapısıdır. Herhangi bir tekele ait olamaz. Ortadoğu’da ve tüm dünyada barışın simgesidir. Filistin halkı olarak kendi ülkemizde var olma hakkına sahibiz” dedi. BM’in bu toplantıyla ciddi bir testten geçtiğini ve ana temanın da Filistin olduğunu söyleyen Mansour “Tarih isimleri kaydeder. Doğrunun yanındakini de yanlışın yanındakini de tarih kaydeder. Biz tüm baskı ve adaletsizliklere, çocuklarımıza, kadınlarımıza ve yaşlılarımıza uygulanan adaletsizliğe rağmen doğruyu ve barışı arıyoruz. 1967 sınırlarıyla Filistin devleti tanınmalıdır. Bu yüzden bugün bu taslak bildirgein lehinde oy vermenizi istiyorum. Tüm tehdit ve şantajları reddedin.” dedi.
İsrail BM Temsilcisi Danny Dannon konuşmasının başlangıcında Milattan Sonra 67 yılına ait üzerinde İbranice yazan bir bozuk parayı tüm kurula göstererek “Bu bozuk para Yahudi atalarımızın Kudüs’le olan binlerce yıllık bağının kanıtıdır. Hiçbir BM kararı, hiçbir boş konuşma, hiçbir genel kurul kararı bizi Kudüs’ten ayıramayacaktır” dedi. Dannon Kudüs’e ilişkin oylama öncesinde şöyle konuştu:
“BM konu İsrail olduğunda hep çifte standart uygulamıştır. Bu oturum başlığı 1997’den beri açık. İhtilaf dolu bir dünyada yaşıyoruz ama BM Genel Kurulu olağanüstü şekillerde konu sadece İsrail olunca buluşuyor. Filistin bizim barış çağrılarımızı tek taraflı reddetmiştir. Bu bildirgenin leyhinde oy verenler Filistin’in kuklasıdır. Filistin sadece dikkatleri başka bir yöne çekerek barışı reddetmeye devam etmeyi amaçlamaktadır. Bu bildirge Filistinlilere daha fazla istihdam sağlamayacak, daha fazla sağlık hizmeti sunmayacak. Sizler bu bildirgeyi desteklemeyin. Hiçbir BM bildirgesinin tarih değiştirmediğini biliyorsunuz. İsrail kurulduğunda biz demokrasiye ve bireysel özgürlüklere saygı duyduk. Çölü yeşerttik. İsrail tüm dinlere saygı duymaktadır ve herkesin Kudüs’ü ziyaret edip ibadet etmesine izin vermektedir. Bu oturuma başkanlık eden ülke Yemen, El-Kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerini destekleyen bir ülkedir. Geçtiğimiz son iki haftada Hamas militanlarından 23 füze saldırısı gerçekleştirildi.BM’den ne bir kınama ne bir olağanüstü oturum çağrısı duymadık. Şiddet ve terör hiçbir zaman tolere edilmemelidir.”
BM'nin İnsan Hakları'ndan sorumlu yöneticisi Zeid Ra'ad el Hüseyin, ABD Başkanı'nı eleştirilerini yumuşatması konusunda baskı altında olduğunu söyledi ve istifa etti.
ABD Başkanı Donald Trump kritik oylama öncesinde “Oylamayı yakından takip edeceğiz. Bize karşı oy verenlere para yardımını keseceğiz” açıklaması yapmıştı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan sonra söz alan ABD BM Elçisi Nikki Haley ise BM’in İsrail’e bu denli odaklanılmasının kurumun güvenilirliğini sarstığını söyledi ve ABD’nin BM’e en fazla maddi katkı yapan ülke olduğunu vurgulayarak “ABD BM’e ve tüm ajanslarına açık ara en fazla katkı sağlayan ülkedir. BM’ye bu cömert bağışları yaparken beklentimiz iyi niyetimizin de anlaşılması. Bu katkıları yapıyoruz çünkü ABD’nin değerlerini destekliyoruz. BM ile birlikte dünyanın ihtilaflı bölgelerinde çaresiz insanlara gıda, yiyecek ve barınma sağlıyoruz” dedi. Haley sözlerine şöyle devam etti:
“ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı 1995 yılında ABD vatandaşlarının iradesiyle verilmiş bir kararın sonunda dile getirilmesidir. Bu karar Kudüs’ün nihai statüsü hakkında herhangi bir şey belirtmiyor. Bu karar barış çabalarına herhangi bir zarar vermiyor. Fakat ABD bu günü unutmayacak. Bu oylama ABD’nin BM’e bakışını tamamen değiştirecek. Ve bu oylama daima hatırlanacak. Bugünkü toplantı için en fazla finansman katkısı ABD’den istendi. BM tekrar gelip de katkı istediğinde ABD bu günü hatırlayacaktır.”