IHA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2015 11:39
Avusturya Sen Jorj Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener, “Gece rahat nefes alamıyorsanız, sabah boğazınızda kuruluk hissi ile uyanıyorsanız, uyku kaliteniz günden güne düşüyorsa ve sürekli ağzınızdan nefes alıp verdiğinizi fark ediyorsanız dikkat sorun var demektir“ dedi.
Güvener, burun eti büyümeleri ile ilgili şu açıklamada bulundu:
“Konka hipertrofileri (burun eti büyümeleri) sık rastlanan burun tıkanıklığı nedenlerindendir.Konkalar, her iki burun boşluğunun yan duvarlarında alt, orta ve üst olmak üzere üçer adet bulunurlar. Yarım C şeklinde burun boşluğuna doğru uzanan bu organlar, iç kısımda kemik, onun çevresinde damarlardan oluşan ve genişleme özelliğine sahip bir katman ve en dışta da mukoza adı verilen bir örtüyle kaplıdırlar.
Alt konkalar, hava akımını yönlendirerek daha geniş bir mukoza yüzeyiyle temas etmesini sağlar. Solunan havayı filtre eder, nemlendirir, ısıtır ve daha alt solunum yolları ve akciğerler için uygun bir hale getirir. Orta konkalar ağırlıklı olarak sinüs drenaj yollarını korurlar ve hava sirkülasyonuna yardımcı olurlar. Üst konkaların koku alma bölgesini koruduğu düşünülmektedir.
Konkalar yoğun damar ağları içerirler ve bunların genişlemesiyle büyüklükleri değişebilmektedir. Belirgin olarak büyümeleri, burun tıkanıklığına ve solunum kalitesinin düşmesine yol açar.
Nazal döngü adı verilen doğal fizyolojik durum konkaların şişmesinin en sık nedenidir. Genelde 4-6 saat süren bu döngüde bir taraf konkaları normal boyuttayken diğer taraftakiler şişer ve bu süreç taraf değiştirerek devam eder. Bunun, burnun işlevlerine bir katkı sağladığı düşünülmektedir. Dış ortamdaki havanın sıcaklığı, nemi ve kirliliğine göre de konka boyutları değişmektedir. Yani konkaların özellikleri sayesinde burun, sabit bir hava yolu değil, dış koşullara göre değişen, sürekli kontrol altında tutulan dinamik bir hava yolu olarak işlev görmektedir.
Doğal fizyolojik durumlar dışında konkaların çeşitli hastalıklara bağlı olarak büyümeleri de ciddi bir sağlık problemidir. Burun bölmesi (septum) bir tarafa doğru eğrilmiş ise, genellikle karşı taraftaki alt konkada kompanse edici bir büyüme görülür. Bunun dışında alerjiye bağlı büyümeler ve soğuk algınlıklarına bağlı büyümeler de sıklıkla görülür. Alerjik olmayan rinitlere bağlı, aktif veya pasif sigara içimine bağlı, kirli havaya ve kimyasal maddelere maruz kalmaya bağlı ve çeşitli ilaçların yan etkisi olarak da görülebilir.
Orta konkaların içlerinde normalde olmaması gereken hava hücrelerin varlığı konka bülloza denilen duruma yol açar. Bu durumda konka şişerek hava yolunu ve sinüs drenaj yolunu tıkayıp baş ağrısı, tekrarlayan sinüzit gibi sorunlara yol açabilir. Konka bülloza, gerekiyorsa cerrahi yolla tedavi edilir.
Alt konka hipertrofilerinde alerjik sebepler varsa buna yönelik ilaç tedavileri yarar sağlar. Diğer durumlarda da mümkünse nedene yönelik tedaviler tercih edilmelidir. Cerrahi yöntemler arasında radyofrekans uygulaması konkaların fizyolojisini bozmadan bir küçülme sağlar, ancak uzun dönemde tekrar büyüme görülebilir. Bunun dışında konkaların dışa doğru kırılarak pasajın genişletilmesi, konkanın tamamının veya sadece kemik kısımlarının çıkartılmasına yönelik cerrahi müdahaleler vardır. Ancak konkaların radikal biçimde çıkartılması burunda kanama, kabuklanma ve kötü kokuyla seyreden, boş burun sendromu olarak adlandırılan rahatsızlığa yol açabildiğinden, cerrahi yöntemlerde olabildiğince konservatif davranılmalıdır.”