Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)- LAPAROSKOPİ, karın içi boşluğun karbondioksit gazı ile şişirilerek, küçük deliklerden girilen kamera ve aletler yardımıyla ameliyatların yapıldığı ve halk arasında kapalı veya kansız ameliyat olarak da bilinen yöntemdir. 1980'li yıllarda ilk kez uygulanmaya başlanan ve teknik gelişmeler ile beraber zaman içinde tüm dünyada giderek yaygınlaşan laparoskopik cerrahi ile ilgili konuşan Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yunus Taşçı, tek port laparoskopik cerrahi hakkında bilgi verdi.
Laparoskopik cerrahide büyük ameliyat kesileri yerine, 1 ve 0.5 cm'lik kesiler ile ameliyatların gerçekleştirildiğini söyleyen Taşçı, "Bu şekilde hastalar ameliyat sonrasında daha az ağrı çekiyor ve daha az yara izi ile kozmetik memnuniyet daha fazla oluyor. Laparoskopi ayrıca hastanede daha kısa yatış süresi, daha erken işe dönüş sağlıyor. Laparoskopide yara yeri enfeksiyonları ve ameliyat sonrası oluşabilecek fıtık oranları da açık cerrahiye göre daha düşük" dedi.
LAPAROSKOPİ İLE DAHA KISA YATIŞ DAHA HIZLI İYİLEŞME
Safra kesesinde taş olan bir hastanın yıllar önce açık cerrahi yöntem ile ameliyat edildiğini belirten Taşçı, "Hastanın, hastanede yaklaşık 1 haftalık bir yatışı oluyordu. Açık ameliyat için yapılan 10-15 cm'lik bir kesi sonucunda erken dönemde yara yeri enfeksiyonu, geç dönemde bu alandan gelişebilecek fıtıklar risk oluşturuyordu. Karın ön duvardaki fasya ve kaslar da kesi alanında olduğu için ameliyat sonrası 1-2 hafta hareketle artan ağrılar beklenmekteydi" diye konuştu.
KİMLER BU AMELİYATI OLABİLİR?
Laparoskopinin ortaya çıktığı 1980'li yıllardan beri teknik gelişmelerin sürekli devam ettiğini dile getiren Taşçı, "İlk yıllarda sadece belli ameliyatlar bu yöntemle yapılırken günümüzde neredeyse tüm batın içi ameliyatlar laparoskopi ile yapılabilir hale geldi. Yara izsiz cerrahi veya tek kesidenlaparoskopi ve benzeri yeni yöntemler ileri laparoskopik cerrahi teknikler. İleri laparoskopik cerrahi teknikler belli sayıda laparoskopik ameliyat yapmış, bu yöntemde tecrübeli cerrahlar tarafından yapılabiliyor" diyerek sözlerini sürdürdü.
YARA İZİ OLMADAN AMELİYAT NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİYOR?
"Skarsız (yara izsiz) cerrahide giriş noktası ameliyatın tipine göre farklılık gösterebilir" diyen Taşçı, "Batına girmek için en sık göbek deliği kullanılır. Göbekten yapılan girişlerde, göbek çukurunda yaklaşık 2 cm'lik bir kesi yapılır ve ameliyat buradan gerçekleştirilir. Ameliyat bittiğinde göbek bölgesi estetik dikiş ile kapatılır. Bu dikiş göbek çukurunun içinde kaldığından pratikte yara izi gözükmez" dedi.
YARA İZSİZ CERRAHİ İLE HANGİ AMELİYATLAR YAPILABİLİR?
Yara izsiz cerrahi ile yapılacak ameliyatları da sıralayan Taşçı, "Apandist bunlardan bir tanesi.
Apendiks organının iltihabı olan akut apandisit tanılı hastalarda göbekten girilen aletler ile apendiks alınır (=apendektomi). Yara izi göbek deliği içinde gözükmez. safra kesesi yine yara izsiz cerrahi uygulanarak yapılabilecek bir ameliyattır. Safra kesesinde taş mevcutsa veya safra kesesi poliplerinde safra kesesinin vücuttan çıkarılması (=kolesistektomi) gerekir. Kesi aynı şekilde göbekten yapılır, yara izi gözükmez. Kesi yeri fıtıkları ise karın orta hatta veya yan kısımlarda önceki ameliyat kesilerinde oluşan fıtıklardır. Bu fıtıklarda laparoskopi işlemi karnın yan kısmından yapılır. Normalde 3 adet kesiden yapılan işlem tek kesiden de yapılabilir. Karın yan kısımda görülen yara izi 2 cm'lik bir alandır. Karaciğer kisti ameliyatlarında da, karaciğerde enfeksiyonlara bağlı içi sıvı, iltihap veya parazit dolu bazı hastalıklar mevcuttur. Kistin boşaltılması veya alınması gereken durumlarda yara izsiz cerrahi güvenle uygulanabilir" diyerek sözlerini noktladı.
(FOTOĞRAF)