Güncelleme Tarihi:
Serpil KIRKESER / İstanbul DHA
İSTANBUL'da 10 Aralık 2016'da oynanan Beşiktaş-Bursaspor karşılaşmasının ardından Vodafone Park çevresinde meydana gelen ve 39'u emniyet mensubu, 46 kişinin şehit olduğu, 243 kişinin yaralandığı bombalı terör saldırısına ilişkin 10 sanığın yargılandığı dava Kürtçe savunma kriziyle başladı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşma bağlanan sanıklar Kürtçe savunma yapmak istediklerini söyledi. Mahkeme heyeti, talebin oy birliğince reddine karar verdi. Tutuklu sanıklardan Rıdvan Döner, Kürtçe savunmaya başlayınca mahkeme başkanı tarafından uyarıldı. Sanık Döner, Kürtçe savunma yapmasının kanuni hak olduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı da “Kanunu senden iyi biliyoruz merak etme" diyerek sanığı yerine oturttu.
SANIKLAR SEGBİS İLE DURUŞMAYA KATILDI
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi' tarafından Bakırköy Adalet Sarayı'nda bulunan konferans salonunda görülen duruşmaya 6 tutuklu sanık SEGBİS ile tutuklu bulundukları cezaevinden bağlandı. Terör saldırısında şehit olanların yakınları ile yaralananlar da duruşmaya müşteki sıfatıyla katıldı. Tutuksuz sanık Nazım Beyhan da duruşma hazır bulundu.
KÜRTÇE SAVUNMA TALEBİ REDDDEDİLDİ
Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıklardan Tufan Beyhan ve Hikmet Ölçer'in mahkemeye dilekçe sunduklarını ve Kürtçe savunma yapmak istediklerini açıkladı. Söz alan sanıklar Beyhan ve Ölçer bu taleplerini sözlü olarak da dile getirdi. Savcı sanıkların talebinin reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti de geçen duruşmada iddianamenin okunduğunu, sanıkların böyle bir taleplerinin olmadığını, yargılamanın sürüncemede kalmaması, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 202. Maddesi gereğince talebin oy birliğince reddine karar verdi. Sanıklar savunmalarına başlamadan önce “Savunmamı Kürtçe yapamadığım için annemden ve tüm Kürt annelerinden özür diliyorum" diyerek başladı.
“BEN PAYLAŞMADIM"
Tutuklu sanıklardan Hikmet Ölçer, “ 25 senedir İstanbul'dayım. Askere sadece Iğdır'a gittim. Başka hiçbir şey yapmadım. Ben hayretler içindeyim" dedi. Sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı iddia edilen terör örgütüne ait resim ve videolarının sorulması üzerine sanık Ölçer de “Ben paylaşmadım. Ben telefonumu yemekhaneye bırakıyorum, bekçiye bırakıyorum. 1500 - 2000 kişinin çalıştığı işyerinde. Kimsenin günahına girmek istemiyorum. Bu davada neden yargılandığımı bilmiyorum. Gözaltına alındığımda eşim ameliyat olmuştu, çocuklarım okula gidemeyecek duruma geldi. Tahliyemi istiyorum" dedi.
“OLAY GÜNÜ KINA GECESİSİNDEYDİM"
“Üzerime atılı suçlamaları reddediyorum" diyen sanık Zeki Yılmaz da , olay günü alkol aldığını, uykusuz olduğunu ve kafasının yerinde olmadığını öne sürerek, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Patlamadan Vatan Emniyet Müdürlüğü çevresinde olduğum iddia ediliyor. Ben tüm kayıtların ve telefon sinyallerinin çıkarılarak, mağdur ailelere sunulmasını istiyorum. Ben dernekte kına gecesindeydim. Saat 23.30'da eve gittim. Eve baskın yapıldı. Ne olduğunu anlamadım. Şok içindeyim. Beşiktaş patlaması olduğunu öğrenince şok oldum. Ben, ailem beni evden arayıp rahatsız etmesin diye telefonu evde bırakmıştım" ifadelerini kullandı.
Soru üzerine sanık Yılmaz, telefonumda PKK müziği olmadığını, normal müzikler olduğunu savundu.
MAHKEME BAŞKANI: KANUNU SENDEN İYİ BİLİYORUZ MERAK ETME
Sanıklardan Rıdvan Döner, Kürtçe savunmaya başlayınca mahkeme başkanı tarafından uyarıldı. Mahkeme başkanı, Kürtçe savunma talebinin reddedildiğini hatırlatarak, “Savunmanı Türkçe yap ya da yerine otur" dedi. Sanık savunmasına Kürtçe devam etti ve Kürtçe olarak savunma yapmasının kanuni hak olduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı da “Kanunu senden iyi biliyoruz merak etme" diyerek sanık Döner'i yerine oturttu.
SANIK: KİM YAPTIYSA ALLAH BELALARINI VERSİN
Sanıklardan Nazım Beyhan da “Tüm şehit olanlara Allah'tan rahmet diliyorum" diyerek savunmasına başladı. Bazı müştekiler de “Dileme" diye bağırdı. Sanık Beyhan, "O gece ben evdeydim. Polis geldi. Bu olaylarla bir ilgim yok. Kim yaptıysa Allah belasını versin. Eve Tufan Beyhan ve Raşit Beyhan birlikte geldi" dedi.
SANIKLAR SUÇLAMALARI REDDETTİ
Söz alan sanıklardan Fırat Kise, Raşit Beyhan, Sercan Bingöl ve Necip Yılmaz da terör örgütü PKK üyesi olmadıklarını, olayla da bir ilgilerinin olmadığını söyleyerek, tahliyelerini talep etti. Duruşma müştekilerin beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan 114 sayfalık iddianamede, şehit olan 46 kişi "maktul", yaralanan 263 kişi "müşteki", Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği, İETT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü de “suçtan zarar gören" sıfatıyla iddianamede yer alıyor. İddianamede 39'u emniyet mensubu, 7'si sivil toplam 46 kişinin şehit olduğu, 208'i emniyet teşkilatı mensubu olmak üzere toplam 243 vatandaşın da yaralandığı olayın, terör örgütü PKK'nın 'özel kuvvetler' örgütü "TAK" tarafından gerçekleştirildiği ifade ediliyor. "TAK" isminin örgütün uluslararası alandaki terörist imajından kurtulmak ve örgüt üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla özellikle kullanıldığı belirtilen iddianamede, saldırıların, PKK/KCK terör örgütü üst yönetiminin talimatıyla gerçekleştirildiği belirtiliyor.
İLK SALDIRI BOMBA YÜKLÜ ARAÇLA YAPILDI
İddianamade Beşiktaş- Bursaspor futbol maçının saat 20.45 sıralarında bittiği, taraftarların saat 22.10 sıralarında stadyumdan güvenli bir şekilde dağıldıkları, ancak stadyumun arka kısmında bulunan ve "eski Beleştepe" diye tabir edilen noktada TOMA yanında grup halinde, yaklaşık 40-45 kişilik taraftar grubunun güvenliğini sağlamakla görevli Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü görevlilerinin beklediği, saat 22.29 sıralarında yolda seyir halinde bulunan bomba yüklü aracın patlatıldığı anlatılıyor. Patlama sonucu grup halinde bekleyen 34 emniyet mensubu ile oradan geçmekte olan araçlarının içerisindeki 7 sivil vatandaş olmak üzere toplam 41 kişinin şehit olduğu ve 208 polis memuru ile 35 sivil vatandaşın yaralandığı belirtiliyor.
İKİNCİ PATLAMA SIRT ÇANTALI ŞÜPHELİDEN
İddianamede, ilk patlamadan yaklaşık 40-45 saniye sonra stadyumun diğer tarafı olan Maçka Parkı girişi yakınında sırt çantalı bir şüphelinin hızlı adımlarla yolun karşısına geçtiğinin görülmesi üzerine şahsın saldırıyla alakası olduğunu değerlendiren 5 kolluk görevlisinin şahsı etkisiz hale getirmek için yanına yaklaştıkları, müdahale edilmeye çalışılması sırasında şahsın üzerindeki bombayı patlatması sonucunda 5 kolluk görevlisinin şehit olduğu, 7 vatandaşın ise yaralandığı kaydediliyor.
CESARET İLACI ALMIŞLAR
İddianamede, terör örgütünün kendi internet sitesinde saldırıyı sahiplendiği ve yine saldırıda ölen örgüt mensuplarının kod adları kullanan Kadri Kılınç ve Burak Yavuz olduklarını açıklandığına da yer veriliyor. Ayrıca kamera görüntülerinden araçta bir kadının bulunduğunun tespit edildiği, ancak üçüncü eylemci olan 25-30 yaşlarındaki kadının kimliğinin belirlenemediği ifade ediliyor. Saldırıyı düzenleyen Kadri Kılınç ile Burak Yavuz'un eylem öncesi bölgede keşif yaptıkları ve “uyuşturucu (Cesaret uyarıcı ilaçları)" aldıkları belirtilen iddianamede eylem talimatını kadın eylemciden aldıkları kaydediliyor.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, tutuklu şüpheliler Tufan Beyhan, Zeki Yılmaz, Reşit Beyhan ve Sercan Bingöl hakkında "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Bu şüpheliler hakkında ayrıca "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Tasarlayarak bombalama suretiyle öldürmeye yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmeye yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle adam öldürmeye teşebbüse yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmeye teşebbüse yardım etme", "Patlayıcı madde kullanarak kamu malına zarar vermeye yardım etme", "Patlayıcı madde kullanmak suretiyle özel şahsa ait mala zarar vermeye yardım etme" suçlarından toplam 3 bin 856 yıl 6 aydan 4 bin 929 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Şüphelilerden Rıdvan Döner, Fırat Kise ve Necip Yılmaz'ın ayrıca, "Suç örgütüne üye olma" ve "Terör örgütü propagandası yapma" suçlarından toplam 9 yıl 6 aydan 25'er yıla hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, şüphelilerden Hikmet Ölçer ve Zemirhan Yılmaz'ın, "Suç örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Nazim Beyhan'ın, "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Sercan Bingöl ve Zeki Yılmaz'ın da iki kez "Terör örgütü propagandası yapma" suçundan 2 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Görüntü Dökümü:
---------------------
Arşiv görüntüler