Güncelleme Tarihi:
Özgür ALTUNCU - Yaşar KAÇMAZ / İSTANBUL, (DHA) BAŞBAKAN Binali Yıldırım İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Bilişim Zirvesi 2016'da konuştu. İnternet güvenliğini önemsediklerini söyleyen Yıldırım, "Siber güvenlikle ilgili yasal düzenlemeler yapıldı. Siber güvenliğin sağlanmasına ilişkin önemli çalışmalar devam ediyor. Eylem planı uygulamaya girmiş durumda. Eğitimler veriliyor. Tatbikatlar düzenleniyor. Siber saldırılarla ilgili dayanıklılık testleri yapılıyor. Siber caydırıcılık konusunda önemli adımları atmış olacağız" dedi.
KAMUNET PROJESİ
Yarın bu kapsamda kamunet projesinin tanıtımının yapılacağını söyleyen Yıldırım, "Ulusal siber güvenlik çalıştayı da başlıyor. Kamunet nedir? Siber güvenliğin, kamuda atılan adımıdır. Kamuda bilişimin bir özel ağ üzerinden yapılması ve böylece kamu iletişiminin bilgi akışının güvenli ortamda gerçekleşmesidir. Kamu verileri kamunet üzerinden daha sağlıklı gerçekleşecek. Kamu özel sektör, bütün paydaşlara sorumluluklar verilerek, yeni bir eko sistemin oluşumu sağlanacak" diye konuştu.
VERİLER ÜLKEMİZDE KALACAK
Bilişim şirketlerini Çağrı merkezleri gibi veri merkezleri kurmaları çağrısında bulunan Başbakanı Binali Yıldırım, "Enerji desteğine varıncaya kadar her türlü desteği veri merkezi kurulması için çok özendirici bir teşvik paketini yürürlüğe koyduk. Hayırlı olsun. Şimdi firmalardan beklediğimiz, bu veri merkezlerinin kurulması. Bunu bir ticari kazanç olarak görmüyoruz. Bilgi güvenliğine, stratejik bilgi hedeflerine de hizmet edecektir. Bu tür merkezler, bölgenin bütün verilerinin ülkemiz üzerinden trafiğinin sağlanmasına katkı sağlayacak. Ülkemizde üretilen ve ülkemiz üzerinden taşınan bilgilerin ülkemizde kalmasına vesile olacak" dedi.
VERİ MERKEZLERİNİN KURULMASI
Merkezlerin kurulmasıyla Google, Youtube gibi büyük internet platformlarının verilerinin de bu merkezlerinde muhafaza edilmesine için bir fırsat oluşacağını söyleyen Yıldırım, "Bu konuda bazı yasal iyileştirmelere ihtiyaç var. Bununla ilgili düzeltmeleri de yapıyoruz. Atılan adımlar bilişim sektörünün büyümesine ve verdiğimiz önemini, açıkça ortaya koymaktadır" diye konuştu.
BİLGİ PARANIN YERİNİ ALDI
Geride kalan çağda en büyük gücün para olduğunu, şimdilerde paranın yerini bilginin aldığını belirten Yıldırım, "Bilgiye sahipseniz, güce de sahipsiniz. Bilgiye sahip ülkeler bir adım öne geçiyor. Türkiye'yi geleceğin dünyasında saygın bir yerde görmek istiyorsak, bilgi üretimi yapmak şart" dedi.
Bu alandaki çalışmalara destek verdiklerini söyleyen Yıldırım şunları söyledi:
"Ar-Ge çalışmalarına, teknoparklara ve yenilikçilik, inovasyon teknoloji merkezlerine destek veriyoruz. 64 teknoparkımızda 41 binin üzerinde genç mühendisimiz akıl, alın teri döküyor. Ar-Ge harcamalarında 2023 hedefimiz, en az gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 2'sinin üzerine çıkmak. Şunu memnuniyetle söyleyebilirim ki 2003 yılında bu oran yüzde yarımken, bugün yüzde 1'in üzerine çıkmıştır. Yüzde 100'ün üzerinde bir artışı gerçekleştirdik. Dolayısıyla kalan 7-8 yıl içerisinde bunu ikiye katlamak çok da zor olmayacaktır. Bu oran biz göreve başladığımızda sadece yüzde 0,45 düzeyindeydi. Ülke olarak son yıllarda bilişim sektöründe büyük gelişmeler kat etmekle beraber bu geldiğimiz noktayı asla ve asla bir başarı olarak görmüyoruz, yeterli olarak da görmüyoruz. Önümüzde çok daha uzun bir yol olduğunu biliyoruz. Çünkü bilişim demek iletişim demek, internet, sürekli gelişim demektir. Biz burada bu konuları konuşurken, dünyanın bir başka yerinde hiç bilmediğimiz, duymadığımız bilişimle ilgili yeni bir ürünün, yeni bir gelişmenin, hizmetin olduğunu aklımızdan çıkarmamız lazım."
ZAMANIN RUHU
Zamanın ruhu olduğunu ve insanoğlunun geçirdiği zamanları o çağa uygun isimle adlandırdığını dile getiren Yıldırım, "İçinde bulunduğumuz döneme damgasını vuran en dinamik güç, şüphesiz ki bilgisayarlar, internet ve iletişim teknolojileridir. Günümüzde teknolojik değişimin hızı ve dönüştürücü gücü, çok büyük büyük boyutlara ulaşmış gözüküyor. Öyle ki artık çağımız Endüstri 4.0 ya da Dördüncü Sanayi Devrimi olarak ifade ediliyor. Japonya'da Sanayi 5.0 diye de adlandırılabiliyor. Gelecek için hepimiz ümit ediyoruz ki, bilimin desteklediği sanayi üretimi, insanlara savaş yerine huzur, refah ve hayat standardını yükseltecek bilişim teknolojilerini sunar. Çünkü bilimsel üretim laboratuvardan çıkıp, insanın hayatına ulaşmadıkça, insana değmedikçe kalın kitaplarda teorik bilgiler olmaktan öteye geçemez" dedi.
"4,5G YAYGINLAŞACAK"
2003'ten itibaren e-Dönüşüm Türkiye Projesi'yle dönüşüm sürecini başlattıklarını söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Bu uygulamalara yönelik en önemli projelerden biri olarak e-Devlet Kapısı'nı söyleyebiliriz. Eğitimden sağlığa, sosyal güvenlikten tarıma pek çok alanda toplam bugün bin 700'ün üzerinde kamu hizmeti, e-Devlet portalından verilir hale geldi. 285 kamu kurumu aracılıyla 30 milyon 677 bin kullanıcıya erişmiş durumda. e-Devlet Kapısı'yla devlet kurumlarının bilişim teknolojisinden en iyi şekilde yararlanmasının yolunu açtık. Bu sayede vatandaşlarımız, devlet dairesiyle olan işlemlerini online ortamda kolayca, çok hızlı bir şekilde yapar hale geldi. Sistemin en önemli getirilerinden biri ise şeffaflık. Ülkemizde bugün mobil iletişimi kullanan 74 milyonun üzerinde aktif abone var. Geniş bant abone sayımız 2003'te yok iken, bugün 55 milyonun üzerine çıkmış durumda. Geniş bant internet altyapısını sağlayan fiber optik kablo uzunluğumuz 280 bin kilometreyi buldu" diye konuştu.
MOBİL İNTERNET ÇALIŞMALARI
Türkiye'nin 2009 yılından itibaren mobil internetle tanıştığını hatırlatan Başbakan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnternet erişimi için şehir farkı, demografik yapı ya da ekonomik gelir farklılıklarını bir kenara bıraktık ve sayısal uçurumu ortadan kaldıracak şekilde her bölgemiz, her vatandaşımız için interneti erişilebilir hale getirdik. Operatörlere kapsama yükümlülükleri verdik. Operatörlerin ticari bulmadığı, ulaşamadığı bin 800 yerleşim yerine Ulaştırma Bakanlığı Evrensel Hizmet Yükümlülüğü kapsamında gerekli baz istasyonları kurduk. Bu projenin ikinci kısmı şimdi hayata geçiyor. Yeni dönemde erişilme noktasında, Türkiye'nin coğrafi olarak her noktasını erişilebilecek şekilde altyapıyı, ticari bir düşünceye kapılmaksızın bir kamu hizmeti, evrensel hizmet olarak yapmak için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Buradan hiçbir ayrım yapmadan söylüyorum. Operatörlerimiz de güzel bir başarı ortaya koydular, iyi performans gösterdiler. 5-6 yıl gibi kısa bir süre zarfında ülkemizin hemen hemen her noktasına 3G erişimini sağladılar. Bunun üzerine hiç vakit kaybetmeden 2015 yılında 4,5G lisans ihalesini gerçekleştirdik ve bundan sonraki adım 5G için hazırlıkların süratle tamamlanmasıdır. 5G'ye ve ötesine ilişkin açılımları içerecek şekilde yerli ve milli ürünlerin geliştirilme çalışmaları da bu arada devam ediyor. Bütün bu yapılanlar neticesinde 31 Mart 2016'yı 1 Nisan'a bağlayan gece Türkiye'nin 81 ilinde 4,5G erişimi mümkün hale geldi. İllerin belirli yerlerinde, tabii bütün coğrafi alanlarda, küçük yerleşim yerleri de dahil kapsama alanı içerisinde olması 4,5G'nin bir zaman alacak. Tıpkı 3G de olduğu gibi. 3G de başlangıçta şehir merkezlerindeydi, daha sonra ilçelere, daha sonra diğer yerleşim yerlerine yaygınlaştığı gibi 4,5G de zaman içerisinde bütün alanlara yaygınlaşmış olacak."
TÜRKİYE BÜYÜYEN ÜLKELER LİSTESİNDE
Türkiye'nin dünyanın hızlı ve istikrarlı büyüyen ülkeler listesinde bulunduğunu ve bilişimin itici güç olduğunu söyleyen Yıldırım, "Eskiden bilişimi biz sadece bir sektör olarak görürdük ancak yaşadığımız süreç ve gelişmelerle bilişimin bir sektörden ziyade, bir yaşam tarzına dönüştüğünü görüyoruz. Bugün aklınıza hangi iş alanını, hangi sektörü getirirseniz getirin bilişimin olmadığı hiçbir iş yok. Sokakta simit satandan tarlada patates ekene kadar, CNC tezgahında parça üretenden okullarda ders veren öğretmene kadar herkes bilişimin getirdiği yeniliklerden yararlanma ihtiyacını duyuyor. Dolayısıyla bilişim 7/24, gece gündüz her an insanların yaşamının bir parçası haline geldi. Bu itici gücü doğru kullanarak önümüzdeki yıllarda Türkiye'yi 2023 hedeflerimiz doğrultusunda dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri haline getirme hedefimizi rahatlıkla gerçekleştirebiliriz. Ancak çıtamızı küresel markalar ve küresel kullanım alanları olan teknolojik ürünler üretme noktasına çıkarmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
VERGİ AYAK BAĞI OLMAYACAK
'Vergi sisteminin bilişim sektörünün ayağının ayak bağı olmasının önüne geçeceğiz' diyen Yıldırım, "Son 14 yılda altyapı çalışmalarında önemli yollar kat edildiği gibi sektörün önünü açacak yasal düzenlemelerin de yine bu dönemde gerçekleştirildi" dedi. Yıldırım, bu dönemde, ses tekelinin kaldırıldığını, telekomünikasyon sektöründe serbestleşme sağlandığını ve vergilerde düzenlemeler yapıldığını da anımsattı.
BASİT VERGİ MODELİNE GEÇECEĞİZ
İstenilen düzeyde olmasa da internetten başlayarak vergilerde indirime gidildiğini hatırlatan Yıldırım, "İnternet üzerindeki Özel İletişim Vergisini 20 puan düşürerek yüzde 5'e indirdiklerini, sektörde kayıt dışılığın önüne geçen düzenlemeler yaptıklarını ifade eden Yıldırım, "Mevcut vergi sistemimiz iletişim sektörünün gelişmesine ayak uyduran bir sistem değil. Önümüzdeki bu dönem içerisinde çok basit, anlaşılabilir, sektörün büyümesini, hızını yavaşlatan değil, büyümesini daha da hızlandıran ve oluşan ciroya göre çok daha da vergi geliri sağlayacak, basit yeni bir modeli hayata geçireceğiz. Vergi sisteminin bilişim sektörünün ayağının ayak bağı olmasının önüne geçeceğiz. Bunu da burada sektörle paylaşmak istiyorum" diye konuştu.
(FOTOĞRAF)