Başbakan Yıldırım: Teşvikte ısmarlama yönteme geçiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Başbakan Yıldırım: Teşvikte ısmarlama yönteme geçiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2016 19:16

Başbakan Yıldırım: Teşvikte ısmarlama yönteme geçiyoruz

Haberin Devamı

Özgür ALTUNCU-Taner YENER/İSTANBUL, (DHA) - TÜRKİYE Yatırım Danışma Konseyi'nin Dokuzuncu toplantısı sona erdi. Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcıları Nurettin Canikli ve Mehmet Şimşek ile, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'ın da katıldığı toplantıya, yerli ve yabancı yatırımcılar da hazır bulundu.

TEŞVİKTE ISMARLAMA YÖNTEME GEÇİYORUZ

Yaklaşık 7 saat süren toplantının ardından katılımcılar kameraların karşısına geçti. Açıklamayı Başbakan Binali Yıldırım yaptı. Bundan sonra bankaların hedefinin Kobiler başta olmak üzere reel ekonomiye daha fazla kaynak aktarma yönünde olacağını söyleyen Yıldırım, Katma değer katkısı yüksek olan sektörlerde, yatırım önceliği desteklenecek. Bilişim sektörüdür, kimya sektörüdür, lojistik gibi yedi temel sektörden ayrıcalıklı özel teşvik uygulamaları da yürürlüğe girecek. Bölgesel olarak öncelikli yerlerimiz var. Teşvikte ısmarlama yöntemine geçiyoruz. Bunu yatırımcılarla paylaştık. Onların gelecek hedeflerini öğrenme fırsatı bulduk. Türkiye'yi bir bölgesel yatırım merkezi görüyorlar. Beklentileri var. O beklentilerin bir kısmı halloldu diye konuştu.

BAŞBAKAN AYRINTILARI ANLATTI

Yatırımcının istikrar ve güven istediğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü Herkes için öngörülebilirlikle, geleceğe yönelik hesaplarını daha iyi yapabilirler. Biz ne yaptık İştah kabartıcı konu, sadece güzel öğle yemeği değil. Yatırım ortamının iyileştirmesini sağlayan 100 maddeyi bulan değişiklikler var. Varlık barışı, vergi barışı, stok affı gibi birçok konu var. Şirket kurmanın maliyetinin azaltılması, şirket kapatmanın kolaylaştırılması var. Küresel yatırımcıların oturumların kolaylaştırılması, tersine beyin göçü başlatılması var. Özel sorunlar da var. Bunların hepsini enine boyuna konuştuk. Bir de firma ve yatırımcıya mahsus, adeta ısmarlama elbise gibi bir yatırım şekli var, bunu devreye aldık. Teşvik yöntemi var. Bu teşvik hakkında bilgi verdi. Bir genel teşvik, bir de bazı yatırımlara özel teşvik var. Bunları konuştuk. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da cazibe merkezleri oluşturmak hakkında bilgi verdik. Daha birçok konuda küresel yatırımcıların ve yerli yatırımcıların merak ettikleri ve bekledikleri konuları ayrıntılarıyla ele aldık. Ayrıca beklentilerini öğrenme fırsatı bulduk.

TÜRKİYE'DE İŞ KAPASİTEMİZDE ARTIŞ OLACAK



Görüşmeler sonrasında yatırımlarıyla ilgili revizyona gidip gitmeyecekleri sorusuna yanıt veren, United Technologies Corporation Başkan Yardımcısı David Hass da, Çok ciddi yatırımlarımız var. Çeşitli alanlarda çalışmalarımız var. Dört şirketimizin dördü de varlıklarını ve yatırımlarını artırmaktadırlar. Özellikle hava sektöründe THY ile bir arada çalışıyoruz. Türkiye'de iş kapasitemizde artış olacak. Türkiye'de bir depo kuracağız. Bakım hizmetleri sunacağız. bunlar ciddi yatırımlar . Türkiye'nin ekonomi ve siyasi istikrarı çok önemli diye konuştu.

TÜRKİ CUMHURİYETLERİN FETÖ İLE MÜCADELESİ

Başbakan Binali Yıldırım'a bir Azeri gazeteci 15 Temmuz darbe girişiminin ardından diğer Türki Cumhuriyetlerin Azerbaycan'ın gösterdiği hassasiyeti gösterip göstermediğini sordu. Başbakan bu soruya, Türki Cumhuriyetler de Azerbaycan'ı örnek alıp, bunları yapacaklar. Bunda tereddüdümüz yok. Bu terör örgütü, bütün dünya için tehlikelidir. Bunların faaliyette olduğu ülkelerin, hiçbiri emniyette değildir. Azerbaycan'ın bu örgütün bütün varlığını sonlandırmasını, takdirle karşılıyoruz. Diğer Türki Cumhuriyetlerin de aynısını yapacağı konusunda endişemiz yok yanıtını verdi.

İŞTE ALINAN KARARLAR

Türkiye Yatırım Danışma Konseyi'nin Dokuzuncu toplantısında alınan kararları United Technologies Corporation Başkan Yardımcısı David Hass okudu. İşte 11 maddeden oluşan o kararlar

Yatırım Danışma Konseyi'nin üyeleri olarak bizler, pazar istikrarının, büyümenin ve yatırım ortamının iyileştirilmesinin sürdürülmesi doğrultusunda Hükümetinin son üç yıldır göstermekte olduğu çabaların değerlendirilmesi ve Türkiye'nin yatırımlar açısından cazip bir merkez olma özelliğinin devam ettirilmesi için gerekli önceliklerin belirlenmesi amacıyla tavsiye ve önerilerde bulunmak üzere bugün buraya davet edilmekten büyük bir onur duyuyoruz. Öncelikle bu Konseyin, Türkiye'deki yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik politikaların etkinliğinin artırılmasına sağlayacağı katkısına ilişkin duymuş oldukları güvenden ötürü Başbakan Sayın Binali YILDIRIM'a şükranlarımızı ifade etmek isteriz. 12 yıl önce ileri görüşlü liderliği ile uluslararası iş dünyasına Türkiye'deki politikalara ilişkin yönlendirici bir rol veren, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a da ayrıca teşekkür etmek istemekteyiz. 2004 yılından bu yana gerçekleştirilen sekiz toplantıda dile getirilen tavsiyeler doğrultusunda hayata geçirilen politikalar değerlendirildiğinde, Hükümetin uluslararası iş dünyasının yatırım ortamının önde gelen sorunlarının ele alınmasıyla ilgili tavsiye ve görüşlerine ilişkin kararlı ve samimi yaklaşımına duyduğumuz güveni tekrar ifade etmek istiyoruz. Büyük bir ilgiyle gözden geçirdiğimiz ve bir önceki Konsey toplantısı tavsiyeleri doğrultusunda oluşturulan İlerleme Raporunun sekizinci sayısı, yatırım politikalarıyla ilgili hususların tüm kamu kurumlarınca sahipleniyor olduğunu göstermekte ve daha da önemlisi sağlanan ilerlemelerin ölçülmesi için önemli bir araç niteliği taşımaktadır.

Türkiye'de gerçekleşen darbe girişimi sonucunda meydana gelen talihsiz olaylar karşısında politika yapıcıların iş dünyasının rekabetçi şartlarının korunması amacıyla gösterdiği kararlılık ve başarısı ile Türk milletinin kendi yolunda ilerleme yönündeki birlik ve bütünlüğü takdire şayandır. Türkiye'nin potansiyeli ve geleceğine ilişkin büyük ilgi duyan uluslararası iş dünyasının temsilcileri olarak, Türkiye'nin gücünü ve dayanışmasını sürdürmekte olduğunu görmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Türkiye'nin G-20 içerisindeki liberal ve dinamik yatırım politikalarının savunucusu olarak güçlü duruşu ve sürdürmekte olduğu büyüme performansı, ülkenin geleceğine ilişkin cazip fırsatlar hakkında pozitif beklentilere yol açmaktadır. G20 üye ülkeleri arasında dördüncü sırada olmasına neden olan UDY'nin GSYİH'ya oranındaki artış ve 2015 yılında UDY girişinde %36 olan yıllık artışın %25 olan G-20 ortalamasının üzerinde olması, sergilenen bu siyasi yaklaşımın güçlü bir göstergesidir. YDK'nın dokuzuncu toplantısını, küresel ekonominin önümüzdeki yıl güçleneceğinin öngörüldüğü fakat 2016 yılı sonu itibarıyla yüzde 3.1 oranındaki büyüme tahmini ile arzu edilen seviyelerin altında bir hızla toparlanmasının öngörüldüğü bir dönemde gerçekleştirdik. Bazı ekonomilerde gözlemlenen toparlanmaya rağmen, düşük verimlilik ve işsizlik artışı, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, durağan yatırım ve ticaret hacmi, jeopolitik anlaşmazlıklarda gözlemlenen artış, mülteci akımlarının yanı sıra terörizm konuları küresel ekonomik toparlanmanın önünde engel teşkil eden en temel faktörlerdir. Bu toplantı, Hükümetin ülke ekonomisini bu yıl yüzde 3.2 civarında büyüme hedefini yakalama konusundaki üstün çabaları ve komşu ülkelerdeki politik çalkantıların yanı sıra zorlu küresel ekonomik koşullarda mali, parasal ve yapısal politikalar arasında sinerji oluşturarak yaratıcı büyüme politikaları benimseme yönündeki çalışmaları arasındaki ilişkiyi onaylamak üzere uygun bir bağ kurmaktadır. Türkiye'nin büyüme performansının son yıllarda Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeleri geride bırakması bu çabaların somut bir kanıtıdır. Bu ay 2017-2019 dönemi için duyurulan Orta Vadeli Program kapsamında, beşeri sermayenin geliştirilmesi, işgücü piyasasının etkinleştirilmesi, teknoloji ve yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesi, fiziki altyapının güçlendirilmesi ve kurumsal altyapının iyileştirilmesi temelinde beş stratejik politika hedefine odaklanarak önümüzdeki yıl %4,4, 2018 yılı için ise yüzde 5 oranında büyüme hedefi belirleyen Hükümetin yüksek büyüme performansına ilişkin kararlılığı yeniden vurgulanmıştır. Türkiye'nin cazip bir yatırım yeri olarak konumunu koruması amacıyla değişen ve bunun yanı sıra zorlaşan ekonomik ve jeopolitik koşullara yönelik politikalar oluşturulmasında Hükümetin büyük bir çaba sergilediğini görmekteyiz. Bu sabah Başbakan Yardımcısı Sayın Nurettin CANİKLİ, söz konusu hedeflere süratle ulaşılmasına yönelik politika tedbirleri ile Hükümet tarafından ilgili ve yerinde politika icraatlarının oluşturulması amacıyla yakından takip edilen güncel ekonomik gelişmeler ve cari açığın iyileştirilmesi hakkında değerlendirmeler ile yakın geçmişte hayata geçirilen kapsamlı yapısal reform çalışmaları hakkında bilgilendirmelerde bulunmuştur. Tüm bu reform çalışmalarına ilave olarak yargısal süreçlerde iş dünyası açısından önemli bir iyileştirme sağlayacak olan bilirkişilik ile ilgili yeni düzenlemenin yasalaşmak üzere Meclise sevk edilmiş olmasından büyük memnuniyet duyduk. Buna ek olarak, Türk Hükümeti, hukukun üstünlüğü ve serbest piyasa ilkelerini teşvik etmek ve uygulamaktaki kararlılığını beyan etmiştir. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Sayın Cyril Muller de küresel dalgalanmalara rağmen geçtiğimiz on yıl içinde Türkiye'nin ekonomik büyümede ve yoksulluğun azaltılmasındaki başarısının altını çizmiştir. Başkan Yardımcısı Türkiye'nin demografik olarak avantajlı bir yapıya sahip olduğunu, bu çerçevede gerekli eğitime sahip şekilde işgücüne katılan gençlerin ve kadınların hızlı bir şekilde istihdam edilmelerinin sağlanması halinde Türkiye'nin yaşlanmadan refaha kavuşma imkânına sahip olacağını söylemiştir. Tarım sektöründeki işgücünün diğer sektörlere kaymasıyla birlikte, Türkiye'nin çözmesi gereken en önemli konunun imalat ve hizmetler alanlarında verimliliğin artırılması olarak öne çıktığını belirten Sayın Muller, bunun başarılması için teknoloji, yenilikçilik ve deneysel çalışmalara önem verilmesi gerektiğini anlatmıştır. Bu çerçevede; Sayın Muller KOBİ'lerin potansiyelini de kullanacak şekilde, Doğrudan Yabancı Yatırımların teknolojinin yayılması ve küresel değer zincirleri içinde firmaların yukarıya doğru tırmanmasında oynadığı rolün önemine değinmiştir. Son olarak, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Muller kurumsal reformların hızlandırılmasının önemine dikkat çekerek, hukukun üstünlüğü ve piyasa kurallarının işleyişine ilişkin kuralların sıkı bir şekilde yerleşmesinin Türkiye'nin kendi güçlü yanlarının yardımıyla daha yüksek bir gelir seviyesine ulaşan yolu bulmasına yardımcı olacağının altını çizmiştir.



Son toplantımızı gerçekleştirdiğimiz 2013 yılında Hükümetin Türkiye'de özel sektör yatırımlarını artırma yolunda yapılan iyileştirmeleri uygulamaya geçirmesi sürecinde yoğunlaştırılmasında fayda gördüğümüz hususları dokuz ana başlık altında belirtmiştik. Bu alanların tümünde de önemli ilerlemeler kaydedilmiş olup bunların bazılarına değinmek istiyoruz

· Kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumayı amaçlayan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 2016 yılı Nisan ayında yürürlüğe girmiştir. Uygulamaya yönelik mevzuat çalışmaları devam etmektedir.

· Yargı süreçlerinin kolaylaştırılması ile Yargıtay ve Danıştay'a gelen dosyaların büyük bir kısmının azaltılmasını amaçlayan Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin faaliyete geçmesi,

· Yatırımcıların yatırım yeri kararında kolaylık sağlayan Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi ATLAS web uygulamasının geliştirilmesi.

· 25 Kasım 2014 tarihinden itibaren Çevrimiçi Çevre Etki Değerlendirmesi Süreci Yönetimi Sistemi (e-ÇED) uygulamasına geçilmesi.

· Tasarım faaliyetlerine yönelik teşvikleri ve vergi muafiyeti tedbirlerini de kapsayan Ar-Ge Reform Paketinin uygulamaya konmasıyla birlikte hükümetin Ar-Ge faaliyetlerine yönelik desteklerin sürdürülmesi.

· Özel sektörün yük ve yolcu taşımacılığı faaliyetinin önünün açılması amacıyla demiryolu ulaştırmasının serbestleştirilmesine devam edilmesi.

· Nitelikli yabancı personele Türkiye'de süresiz çalışma hakkı, ailesine de ikamet hakkı verilmesini öngören Turkuaz Kart sistemine yönelik düzenlemelerin yer aldığı yeni Uluslararası İşgücü Kanunu ile yabancı çalışma izinlerinin kolaylaştırılması.

· Bilişim teknolojileri sektörünün benimsenmesi ve geliştirilmesinde rol oynayan 4.5 teknolojisinin başarıyla hayata geçirilmesi.

· Yatırımcıların önündeki bürokratik engellerin kaldırılması, işlem maliyetlerinin ve süreçlerin azaltılması ile yatırımcıların üzerindeki vergi yükünün azaltılması amacıyla çeşitli vergi mevzuatının da değiştirilmesini kapsayan kapsamlı yatırım ortamının iyileştirilmesi reform paketinin uygulamaya konulması.

· Ülkemiz için stratejik öneme haiz özel nitelikli projeler için Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sisteminin duyurulması.

· Sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğinin artırılması, stratejik ve büyük ölçekli yatırımların finansmanına katkı sağlanması amacıyla Türkiye Varlık Fonu'nun kurulması.

· KOBİ'lerin teminat olarak gösterebilecekleri taşınır varlıkların kapsamını genişleterek, bu alandaki farklı yasal düzenlemeleri birleştiren Kanun Tasarısının TBMM'ye sunulması.

· Sağlık hizmetleri alanındaki etkinliğin ve verimliliğin artırılması amacıyla özel sektör tarafından yapılması ve işletilmesi öngörülen, 30 milyar lira yatırım tutarında, toplam 41 bin yataklı 29 şehir hastanesi kurulması için yasal ve bürokratik altyapı çalışmalarına başlanması ve bu kapsamda 10 şehir hastanesi için özel sektör tarafından 4,1 milyar dolar tutarında kredi temin edilmesi.

· İşgücü piyasasının etkinleştirilmesi amacıyla hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi ve Eylem Planı ile işgücü piyasasındaki yapısal sorunların çözülmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda, orta ve uzun vadede büyümenin istihdama katkısını artırmak ve işsizlik sorununa yönelik kalıcı çözümler geliştirmek amacıyla büyüme ve istihdam kapasitesi yüksek 7 sektöre ilişkin tedbirlerin belirlenmesi.

Hükümetin Türk ve uluslararası yatırımcıların katkı sağladığı bir kamu-özel sektör platform olan YOIKK'in yapısını geliştirmek için sarf ettiği değerli çabaların öneminin altını çizmek isteriz. Orta Vadeli Program, 10. Kalkınma Planı ve Hükümet Programı gibi strateji belgelerinin Türkiye'nin inovasyon ve verimlilik odaklı bir ekonomiye dönüşmesi sürecindeki çetin konuların ele alınmasında önemli olduğunu düşünüyoruz.

Mevcut küresel koşullar, ülkeler açısından zorluklar kadar fırsatları da beraberinde getirmektedir. Bu çerçevede, Hükümetin bir sonraki Konsey toplantısına kadar aşağıda detaylandırılan konulara öncelik vermesini tavsiye etmekteyiz

· Yatırımcılar için daha öngörülebilir bir yatırım ortamı sağlamak için istikrarlı bir makroekonomik iklimin sürdürülmesi Türk Hükümeti ihtiyatlı ve güçlü makroekonomik politikaları sürdürmelidir.

· Yapısal reform gündeminin devam ettirilmesi Türkiye, iç tasarruf oranlarının artırılması ile sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeyi teşvik etmek amacıyla; üretim faktörlerinin birikimini geliştirmeli, eğitim, teknoloji ve altyapı alanlarında daha fazla harcama yapmalı ve yapısal reformları uygulamaya koyarak verimliliği artırmalıdır.

· Bilişim teknolojileri sektörünün stratejik bir sektör olarak konumlandırılacak şekilde önceliklendirilmesi Halihazırda mevcut olan 2023 strateji belgesi gelişmekte olan teknolojiler çerçevesinde gözden geçirilmelidir. Plan aşağıdaki unsurları içermelidir

-Fiber altyapıya erişimin kolaylaştırılması için herkese eşit şartların sağlanması,

- Ulusal geniş bant altyapısının inşasının teşvik edilmesi,

- Gelecekteki bilgi taleplerinin karşılanması için yeterli spektrumun sağlanması,

-Telekomünikasyon operatörlerinin gelecekteki yatırımlarının devamlılığını sağlayacak ve tüketicilerin alım gücüne elverişli vergi ve düzenleyici harçların sürdürülmesi

· Yeni nesil teknolojiyle inovasyonun daha üst seviyeye çıkarılması Türkiye, dijital dönüşümünün teşvik edilmesi için (Sanayi 4.0) 'big data', bulut depolama, yapay zeka, nesnelerin interneti gibi yeni teknolojilerin doğru kullanımını teşvik edecek politikalara ve diğer uluslararası uygulamalarla örtüşen inovasyonlara ve girişimlere odaklanmalıdır.

· Küresel değer zincirlerine katılımın kolaylaştırılması Yerel tedarikçilerin, özellikle de KOBİ'lerin küresel değer zincirlerine katılımının artırılmasına yönelik kapasitelerinin güçlendirilmesi ve sertifikasyon gerekliliklerine ilişkin yönlendirilmeleri gerekmektedir. Küresel değer zincirlerine daha fazla entegre olmuş KOBİ'ler Türkiye'nin ihracatının artmasına katkı sağlayacaktır. Yerel firmaların, yenilikleri özümseme kapasitesini artırmak, fikri mülkiyet haklarını destekleyen etkili bir inovasyon ve Ar-Ge ekosisteminin temin edilmesiyle birlikte, yüksek-gelir ülkesi olma yolunda Türkiye'nin önceliği olmalıdır.

· Elektronik ticaretin geleneksel ticaret akımlarıyla birleştirilmesi Türk Hükümeti dünyanın hızla dijitalleşmesi ve geçtiğimiz on yılda dijital ticaretin artışını dikkate alarak ihracat pazarlarını çeşitlendirmek için e-ticaret, siber güvenlik ve kişisel verilerin korunması hususlarını teşvik etmelidir.

· Kadın, genç ve dezavantajlı grupların işgücüne katılımının artırılması OECD içerisinde, Türkiye'nin işgücüne katılımı özelikle kadınlarda en düşükler arasında yer almaktadır. Kadınların işgücüne katılımını artırmaya yönelik desteklenecek tüm politikalar Türkiye'de ekonomik büyümeye katkıda bulunacaktır.

· Karşılaştırmalı üstünlüklere uygun endüstrilere odaklanılması için analitik yaklaşımların kullanılması Hükümet tüm bölgelerdeki sektörlerin büyüme potansiyeli ve karşılaştırmalı üstünlüklerini belirlemek, nispeten daha yüksek olan verimlilikleriyle ekonomik faaliyetlere kanalize etmek için derinlemesine bir çalışma yapmalıdır.

· Yakın zamanda gerçekleştirilen Uluslararası İşgücü Mevzuatı ve Türkiye Varlık Fonunun kurulmasına ilişkin reform çalışmalarının gerekli mevzuatları ile birlikte etkin olarak uygulamaya konulması Yabancıların çalışma izni işlemlerinin kolaylaştırılması ve büyük ölçekli yatırımların finansmanına devlet desteği sağlanması için kurulan Türk Varlık Fonunun kurulmasına yönelik olarak yakın zamanda çıkarılan kanunlara ilişkin uygulama esasları ile gerekli kurumsal yapıların bir an önce uygulamaya geçilmesi.

Yatırım yeri olarak Türkiye ile ilgili algı ve gerçekler arasında çok önemli farklılıklar olduğunu gözlemliyoruz. Hükümete, uluslararası iş dünyasının tüm kesimleri ile iletişim kanallarını daha etkin bir şekilde kullanmasını tavsiye ediyoruz. YDK, söz konusu algı farklılığının giderilmesi için, Hükümetle birlikte çalışmayı taahhüt etmektedir.

Bizler, hükümetin her alanda reform yapma yolundaki devam eden kararlılığını destekliyor, yatırım ortamına ilişkin önemli başarıları tasdik ediyoruz. Öncelikli politikaların uygulamasında sağlanacak gelişmelerin yatırım yeri olarak Türkiye'nin uluslararası rekabet gücünü güçlendireceğine inanıyoruz. Bahsekonu hususlara ilişkin gelişmeleri izlemeyi ve gelecek YDK toplantısında tekrar bir araya gelmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

(FOTOĞRAF)

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!