Güncelleme Tarihi:
Haber-Kamera: Enver ALAS - Cansel KİRAZ / İstanbul DHA
Türkiye Bankalar Birliği'nin genel kurulunda konuşan Başbakan Yıldırım, "Faizlerin düşürülmesi tabiatıyla ekonomimiz için hayati öneme sahip, bunun farkındayız" diyen Başbakan Yıldırım, "Ama bunu sağlamak için önce enflasyonu aşağı çekmemiz gerek. İkisinin birbiriyle bağlantılı olduğunu biliyoruz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Bankalar Birliği 61. Olağan Genel Kurulu'na katıldı.
Burada konuşan Başbakan Yıldırım, "Türkiye son 15 yılı ele aldığımızda hakikaten enflasyonda, son birkaç ayı hariç tutarsak, yüzde 70'lerden tek haneli rakamlara gerilemişiz. Şu günlerde enflasyonda hafif bir kıpırdama var. Bu tabii ki hoşumuza gitmiyor; ama hükümet olarak enflasyonla mücadele konusundaki kararlığımızda zerre kadar sapma yok" dedi.
"BUNUN FARKINDAYIZ"
"Faizlerin düşürülmesi tabiatıyla ekonomimiz için hayati öneme sahip, bunun farkındayız" diyen Başbakan Yıldırım, "Ama bunu sağlamak için önce enflasyonu aşağı çekmemiz gerek. İkisinin birbiriyle bağlantılı olduğunu biliyoruz. Ama enflasyonu aşağı çekmek büyümeyi sürdürülebilir halde tutmak hükümet olarak bizim görevimiz. Bunun için enflasyona sebep olan konuların ne olduğunu biliyoruz. Bunlarla ilgili adımlarımızı da atıyoruz. Bunlardan birçoğu bizim içerde yönetebileceğimiz konular.
Gıda fiyatları, enerji fiyatları, ulaşım fiyatları, işçilik vs... bunlarla ilgili tedbirlerimiz var" ifadesini kullandı.
"KURUN ŞÜPHESİZ ENFLASYONUN ARTMASINA BİR ETKİSİ VAR"
Başbakan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üretim, lojistik, enerji ile ilgili diğer desteklerimiz de devam ediyor. Geriye ne kalıyor? Kur kalıyor. Kurunda şüphesiz enflasyonun artmasına bir etkisi var. Maliyetlere yansıyor. Türkiye ortalama 40 milyarın üzerinde bir enerji faturası ödüyor. Esasında cari açığımızın iki büyük kalemi var. Bunlardan birisi enerji faturamızdır, biri ithalatın içerisindeki açıktır. Yani Türkiye ihracat yapıyor, önemli ölçüde de ihracatını da geliştirdi ama ihracat yapmak için ithalat yapmak da zorunda. Özellikle hammadde ithalatı bizim cari açığımızı olumsuz etkiliyor. Bunu aşağı çekmek mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin imkan ve kabiliyetleri buna müsait. Türkiye birçok ihracata konu ithalat kalemlerini yerlileştirebilir. Yerli kaynaklardan sağlayabilir. Nedir bunlar? Petro-kimya, bilişim teknolojileri, yazılım sektörü, turizm, enerji ve daha birçok sektör sayabiliriz. Son hayata geçirdiğimiz bu 23 proje özel teşvikler sağlanarak verilmiş bir destektir. Bu 135 milyarlık 23 proje hayata geçtiğinde Türkiye yaklaşık 20 milyar dolar ithalat için daha az para ödeyecek. Bu ne demektir? Cari açık o kadar azalacaktır. 50 milyardan 30 milyara gerileyecektir. Bu bir olumlu katkı sağlayacaktır. Fakat ne hazindir ki son günlerde Türkiye'nin notunu düşüren reyting kuruluşu bunu not düşümüne bir gerekçe olarak ortaya koydu. Bunların uzmanlığından değil aklından bile şüphe ediyorum. Bu kadar basit bir konuyu eğer kavrayamamışlarsa bunların verdiği notun kıymeti harbiyesi yok."
"TÜRKİYE'NİN İZLEDİĞİ AKTİF DIŞ POLİTİKA YÜZÜNDENDİR"
Başbakan Yıldırım, "Reyting kuruluşları eğer burada yaptığı gibi, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaptıkları gibi subjektif, tamamen ülkemizin gerçeklerine uymayan bu gibi kararları bize çok zarar vermez, hiç de zarar vermez; ama kendilerine çok zarar verir.
Güvenilirlikleri gittikçe kayboluyor. Türkiye üzerindeki kredileri yok olmaya devam ediyor. Peki bizim bütün göstergelerimiz gelişmiş ülkelerden daha iyi, enflasyonu hariç tutuyorum, faizleri hariç tutuyorum. Peki Türkiye bu kadar yüksek faizi, yüksek enflasyonu hak ediyor mu? Etmiyor. Buradaki oranın bir kısmı Türkiye'nin izlediği aktif dış politika yüzündendir.
Ekonomik gerçeklerle alakası yoktur. Bunu herkesin bilmesi lazım. Eğer Türkiye edilgen dış politika izlese, etrafında olup bitenlere kayıtsız kalsa, sesini çıkarmasa o zaman Türkiye'ye değip, dolaşmaz. Ama bizim tarihi geçmişimize ve önümüzdeki hedeflere karşı duyarsız davranamayız. Her şeyi para olarak göremeyiz. Biz büyük bir imparatorluk kültüründen geliyoruz. Bizim inancımızda, kültürümüzde, geçmişimizde darda olanlara yardım etmek vardır. Bölgesel ve küresel barışa adalete katkı sağlamak vardır. Bunu yapmakla mükellefiz. Biz de bunu yapıyoruz; ama bunu bir fiyatlama aracı olarak bazı uluslararası kuruluşlar maalesef haksız bir şekilde kullanıyor. Bugünler gelip geçecek. Biz buradayız, yerimizdeyiz. Biz hancıyız, onlar yolcu. Biz gelen bütün yolculara, misafirlere gereken misafir severliği gösteririz; ama sonunda mahcubiyet onların olur" ifadelerini kullandı.
FOTOĞRAF