Güncelleme Tarihi:
Gülseli KENARLI-Güven USTA/İSTANBUL,(DHA)-MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz,
“Mevcut sistemde öğrenci sadece test ile ölçülmekte bunun dışında eğitimin unsurlarıyla ölçülmemektedir. Ne okulu ne de öğretmeni bununla ölçüyorsunuz, sadece öğrenciyi ölçüyorsunuz. Sınavın çoktan seçmeli test oluşu, kısa sürede çok soru çözmeyi gerektirmesi tüm eğitim sisteminin ona göre yapılanmasına yol açtı. Sınav öğrencinin neyi bilmediğini değil neyi bildiğini ölçebilmelidir. Bundan dolayı da yazılı sınavlar, ucu açık sorular dönemine Türkiye geçmelidir ve buna göre de öğrencilerimizin yetenekleri tespit edilip daha iyi bir yönlendirme yapılmalıdır. İnşallah bu değişikliği yaparsak daha iyiyi, daha güzeli bulma doğrultusunda 21. yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacaktır"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi 2017-2018 Akademik yılı açılış törenine katıldı. Üniversitenin Halkalı'da bulunan yerleşkesinde gerçekleşen törene Bakan Yılmaz'ın yanı sıra üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Ramazan Enver katıldı. Açılışta bir konuşma yapan İsmet Yılmaz, “Bizim dönemimizde üniversiteler gerçekten yatay büyüdü. 76 üniversite vardı, şimdi 186 üniversiteye çıktı. Her geçen günde sayısı artıyor. Ama bundan sonra yatay büyümeden ziyade dikey büyümeyi sağlayabilmeliyiz. Yüksek Öğretim Kurulumuz ve hükümetimiz bu doğrultuda çalışıyor. Bu amacı gerçekleştirmek için yasayla Yüksek Öğretim Kalite Kurulu kurduk. Bundan sonra üniversiteler idari ve akademik yönden dışarıdan denetime tabi tutulacak ki bir kalite gelsin" dedi.
“KESİNLİKLE EĞİTİM SİSTEMİMİZE GÜVENİN DEĞERLER KONUSUNDA DA GÜVENİN"
İsmet Yılmaz, Türkiye'nin bugünün dünden daha iyi olduğunu belirterek şunları kaydetti:
Ama yarını daha iyi olacak. Niçin? Projeksiyon yapıyorlar, Türkiye'nin bugüne kadar yakaladığı başarıyı aynen sürdürmesi durumunda ne olacağına dair bir çalışma yapmışlar. Türkiye'nin yüzde 3 büyüdüğü varsayılarak bir çalışma yapmışlar. Buna göre 2030 yılında İtalya'nın önüne, 2050 yılında da Fransa'nın önüne geçeceğini öngörmüşler. Ancak biz yüzde 5 ve üzeri büyürsek her halde bu sürede 2020'lerde bir yeri yakalayacağız. Kesinlikle eğitim sistemimize güvenin değerler konusunda da güvenin, maddi konuda da güvenin
"SOSYAL ETKİNLİKLER KAYIT ALTINDA"
Bakan Yılmaz, bu yıl ilk kez sosyal etkinlikleri kayıt altına aldıklarını ifade ederek, “Hangi spor etkinliğine katılmış, hangi kültürel etkinliğe katılmış, hangi projeyi yapmış…Bunlar da ileride okula yerleştirmelerde önemli olsun." dedi.
“EVLATLARIMIZ DAHA HIZLI DÜŞÜNECEK, ANALİZ VE SENTEZ YAPABİLME BECERİSİNE SAHİP OLACAK"
Bakan Yılmaz her kademede öğrencilere yeni beceriler katmanın yeni amaçları olduğunu ifade ederek, eğitiminde amacının felsefesinin bu olduğunu söyledi. Yılmaz, “Evlatlarımız daha hızlı düşünecek, analiz ve sentez yapabilme becerisine sahip olacak. Çağdaş eğitimin amacı. Biz bunun arkasındayız" şeklinde konuştu.
“NE OKULU NE DE ÖĞRETMENİ BUNUNLA ÖLÇÜYORSUNUZ, SADECE ÖĞRENCİYİ ÖLÇÜYORSUNUZ"
Bakan Yılmaz, “Mevcut sistemde öğrenci sadece test ile ölçülmekte bunun dışında eğitimin unsurlarıyla ölçülmemektedir. Ne okulu ne de öğretmeni bununla ölçüyorsunuz, sadece öğrenciyi ölçüyorsunuz. Sınavın çoktan seçmeli test oluşu, kısa sürede çok soru çözmeyi gerektirmesi tüm eğitim sisteminin ona göre yapılanmasına yol açtı. Bu durum ileride kendini tek kelime ile ifade edebilen, sosyal etkinliklere katılmayan bir öğrenci profilinin ortaya çıkmasına yol açacaktır. Sekizinci sınıfta girilecek bir sınav için 5-6-7'inci sınıfta bu sınava hazırlık yapılıyor. En yüksek beceri kazanma dönemi olan 13-16 yaş arası gençler sadece bu sınavla uğraşmakta. Bu dönem aynı zamanda gençlerin fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan da gelişme dönemidir. Sınav stresi altında, sınav sorusu çözmek dışında bir şey yapmadan yaşamaya mecbur bırakılan gençler ne spor yapmakta, ne kitap okumakta, ne de kültürel ve sosyal bir etkinliğe katılmaktadır. Bu dönemde soru çözmek dışında tek uğraşı internet ve internet üzerinden oyun olmaktadır. Spor yapılmadığında obezite olmakta, internet uğraşı da aile içi iletişimi olumsuz etkilemektedir. Bazen hepimiz bir oda da oluyoruz ama her birimiz farklı dünyalarda oluyoruz" diye konuştu.
“YAZILI SINAVLAR, UCU AÇIK SORULAR DÖNEMİNE TÜRKİYE GEÇMELİDİR"
Yılmaz, “TEOG, LGS, LYS, KPSS gibi bir engelden diğer engele koşarken birey olarak da kendilerini unutmaktadırlar. Bunlarda bir eksik, bir yanlış var diyen var mı? Önümüzdeki dönemde öğrencilerin projelerinin, başarılarının, becerilerinin öne çıkmasını istiyoruz. Okullarımızın aldığı patentlerle, ürettiği projelerle, çağın gerekleri öğrencilere kazandırılarak öne çıkmalarını istiyoruz. Spor, sanat, bilim ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almalarını istiyoruz. Sınav öğrencinin neyi bilmediğini değil neyi bildiğini ölçebilmelidir. Bundan dolayı da yazılı sınavlar, ucu açık sorular dönemine Türkiye geçmelidir ve buna göre de öğrencilerimizin yetenekleri tespit edilip daha iyi bir yönlendirme yapılmalıdır" dedi.
“21. YÜZYIL TÜRKİYE'NİN YÜZYILI OLACAKTIR"
İsmet Yılmaz, orta öğretim sınavlarının kaldırılması ile ilgili açıklamalarda bulunarak, “Her yaptığımız değişiklik bizi daha iyiye götürdü. Ama belli ki bu sisteminde belli sıkıntıları var. Bu sistemi getirenlere Nabi Avcı başta olmak üzere ben sonsuz teşekkür ediyorum. Türkiye bu durumdaysa bu yapılan değişikliklerle buraya geldi. Ama daha iyi olma hedefimiz var. 10 büyük ekonomi arasına gireceğimizi söylüyoruz. Onu yapabilmek için mutlaka bu değişimi sağlamak lazım. Bunu yapmak için şimdi bakanlığımız ölçme değerlendirme konusunda Türkiye'de uzman kuruluştur. Geçmişteki sınavlardan aldığı verilerle ve tecrübelerle de, bütün velilerimizin, öğrencilerimizin her birisinin katılacağı yapıldıktan sonra 'Allah razı olsun' diyecekler. İnşallah bu değişikliği yaparsak daha iyiyi, daha güzeli bulma doğrultusunda 21. yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacaktır" şeklinde konuştu.
(FOTOĞRAFLI)