Güncelleme Tarihi:
Gülseli KENARLI - Güven USTA / İSTANBUL, (DHA) ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul'da katıldığı bir programda, "Yapı denetim firmaları var. İnşaat yapılacağı zaman arsa sahibi verdiği müteahhit denetlemesi için bir firma tutar. Şimdi piyasada şöyle olmuş, müteahhitler gidiyor bir firma ile anlaşıyor parasını o veriyor, kendini denetleyecek bir firma çıkıyor ortaya. Buna yapı denetim firması deniyor. Orada artık öyle bir ahbap-çavuş ilişkisi olmuş ki, tadı kaçmış, hiç kimse denetlemiyor" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, özel bir üniversite tarafından düzenlenen "Kentsel Dönüşümde Yeni Yaklaşımlar" adlı programa katıldı.
YENİ DÜZENLEME...
Programda konuşan Bakan Özhaseki, yapı denetim firmalarıyla yeni düzenlemeler yapacaklarını belirtti.
Bakan Mehmet Özhaseki, "Yapı denetim firmaları var. İnşaat yapılacağı zaman arsa sahibi verdiği müteahhit denetlemesi için bir firma tutar. Şimdi piyasada şöyle olmuş, müteahhitler gidiyor bir firma ile anlaşıyor parasını o veriyor, kendini denetleyecek bir firma çıkıyor ortaya. Buna yapı denetim firması deniyor. Orada artık öyle bir ahbap-çavuş ilişkisi olmuş ki, tadı kaçmış, hiç kimse denetlemiyor. Şimdi siz paranızla kendinizi denetleyecek firma tutuyorsunuz. Bunu da değiştiriyoruz. Bundan sonra hangi inşaatı kimin denetleyeceği hususu bilgisayarda bizim bakanlığımızda sıradan karşısına çıkacak. Hiç tanımadığı birileri gelip onu denetlemeye başlayacak. Kuralları da çok sert olarak konmuş vaziyette" ifadesini kullandı.
"HERKES BUNLARI YAPMAK ZORUNDA"
Bakan Mehmet Özhaseki olası İstanbul depremiyle ilgili, "Hocalar neredeyse ittifak ettikleri iki tane konu var. Birincisi 2030'a kadar mutlaka bu fay açığa çıkar, bu gaz sıkışması bir gün patlar. Çünkü belli tarihlerde devam eden ve tekrarlayan bir süreç var. Sonra Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın buraya kadar gelip dayandığını hepsi izah ediyorlar. İkincisi de 'bunun şiddeti 7'den aşağıya olmayacak' diyorlar. Böyle olunca karşımızda kocaman bir tehlike var. Bu tehlikeyi görmemezlikten gelebiliriz, hiç konuşmayabiliriz, birbirimizi korkutmayız. Başımıza da bir felaket gelirse o zaman kolayca bir yol buluyoruz kendimiz, 'kader' falan diyoruz. Cenab'ı Hak ne diyor bize bilmem. Böyle kadercilik olmaz. Tevekkül ayrı bir şey, teslimiyet ayrı bir şey, kadere inanç ayrı bir şey. Ama biliyorsunuz karşıdan bir felaket kopmuş geliyor, seyrediyorsunuz, tedbir almıyorsunuz, sonra da başınıza iş geldiği zaman kader diyorsunuz. Böyle şey olmaz. Bu noktada bizim hazırlıklı olmamız lazım. Bu anlamda bize düşen işler var, vatandaşa düşen işler var, belediyeye düşen işler var. Herkes bunları yapmak zorunda" dedi.
"KENTSEL DÖNÜŞÜM KANUNU YENİDEN GÖRÜŞÜLECEK"
"Bu deprem gerçekliği ve Türkiye'nin dönüşmekte olduğu gerçekliği karşısında bir fırsata dönüştürmek için duruyor" diyen Bakan Özhaseki, "Bir bela var karşıda, biz bu belayı fark ettik, o tehlikeyi gördük. Şimdi onu bir fırsata dönüştürürüzün hesaplarını yapıyoruz. Fırsata dönüştürürken, anlattığım konular eğer ciddi şekilde uygulanabilecek olursa emin olun hepimiz için bir fırsat olarak karşımızda duruyor. Önce Türkiye'yi yenileriz. 7,5 milyon civarında yenilecek bağımsız birim var. Türkye'de genelde risk taşıyan ve değiştirmek-dönüştürmek zorunda olduğumuz 7., milyon bağımsız birim var. Buraları dönüştürürken bir taraftan bu ekonomiye katkı olacak. Her birisi için alt ve üst yapısıyla, eşyasıyla, 100 metrekare bir ev için 200-250 bin TL gittiğini kabul edersek, yılda 500 bin konutu değiştirecek olsak 125-130 milyar TL'lik kocaman bir ekonomi var karşımızda. Bu istihdamı artırır. Yüzde 7'ler civarında olan inşaat sektöründeki istihdamı yüzde 10'lara doğru taşır. Bu iç piyasaya hareketlilik verir. Bir taraftan evlerimizi yenilemiş oluruz, alt yapıyı yenilemiş oluruz. Bir taraftan kimlikli binalar inşa etmiş oluruz. Düşündüğümüz hayat tarzına doğru geçeriz. Karşımızdaki tehlikeyi nasıl böyle bir faydaya, fırsata dönüştürürüz bunların hesaplarını yapıyoruz. Temel ilkelerini tespit ettik, bunları kanunlara yazdık. Önümüzdeki günlerde Meclis'e gelecek zaten, Kentsel Dönüşüm Kanunu yeniden görüşülecek. Yeni bir ayar, yeni bir takım prensiplerle devam etmek istiyoruz" diye konuştu.
ÇÖPÜNÜ AYRIŞTIRANA YARDIM BAŞLIYOR
Bakan Özhaseki, "Bu sene itibariyle hedefimizde Ankara'da 2 bin 560 devlet dairesini sıfır atığa almak. Hiçbirinden dışarıya çöp çıkarmamak. Bu aynı zamanda ekonomi. Nasıl bir ekonomi? Türkiye'de dışarıya attığımız kağıtların tamamını topluyamıyoruz. Toplayabildiğimiz ancak 3 milyon ton civarında. Bunu fabrikalara götürüyoruz, fabrikalarda yeniden defter haline getiriyoruz. Kullandığımız kağıt miktarı 4 milyon ton civarında. 1 milyon ton açığımız var. Yurtdışından getiriyoruz bunu. Kirli kağıtları dışarıdan satın alıyoruz. İki tane daha yeni fabrika kuruluyor şimdi, onlarında o kadar ihtiyacı var. Bundan bir yıl sonra 2 milyon ton dışarıdan ithal edeceğiz. 200-250 milyon TL para vereceğiz buna. Niye ayrıştırmayalım? Evlerimizde önce ayrıştırarak işe başlarız. Kamu kuruluşlarında yaptığımız gibi önümüzdeki dönem itibariyle çevre yönetiminde, evlerinde bunları ayrıştıran hem şahıslara hem de belediyelere yardım başlıyor" şeklinde konuştu.
"GİTTİKLERİ HİÇBİR YERE HİÇBİR ŞEKİLDE DEMOKRASİ GÖTÜRMEDİLER"
Bakan Özhaseki, konuşmasının sonunda terör konusuna değinerek, "Özellikle Güneydoğu'ya gittiğimizde Kürt kardeşlerimize, 'bu Amerikalılar, İngilizler, Fransızlar sizi çok mu seviyorlar, sizi sevdiklerini mi zannediyorsunuz. 50-100 tane göçmen alırken bile canını okuyorlar. Kapıdan girerken çelme atıyorlar adama. Fransa da bir belde belediyesi mülteciye su verene ceza yazıyor. Bunların sizi sevdiği falan yok. Hiç sormuyor musunuz ülkemizin 30 kilometre alt tarafında bu adamlar ne geziyor? Hiç sormuyor musunuz?' diyorum. Bu PKK'lılara silahı bunlar veriyorlar, niye veriyorlar acaba? Sormuyor musunuz bunu? Burayı bölmek için uğraşıyorlar, paramparça ediyorlar. İnsan haklarından demokrasiden bahsediyorlar fakat gittikleri hiçbir yere hiçbir şekilde demokrasi götürmediler, mutluluk götürmediler. Kan ve gözyaşı götürdüler" ifadesini kullandı.
(FOTOĞRAF)