Güncelleme Tarihi:
İhsan YALÇIN - Harun UYANIK / İSTANBUL, (DHA) AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, "28 Şubat sürecinde vatan için canını feda etmiş şehitlerimizin anneleri orduevlerine alınmıyordu" dedi.
"Ben o dönemde lise öğrencisiydim. Benim de hayalim tıp okuyup, doktor olmaktı. Başörtümle eğitim alamayacağımı bildiğim için o dönem başörtüsüyle öğrencilerin eğitim alabildiği Bilkent Üniversitesi Elektrik, Elektronik Mühendisliği Fakültesi'ni tercih ettim" diyen Bakan Kaya, "Yıllar sonra ben de bu hayalimi gerçekleştirdim ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldum" diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi'ndeki 28 Şubat konulu panelde konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, 28 Şubat döneminin mağdurlarından olduğunu belirterek, o dönem doktor olmak istediğini fakat İstanbul Tıp Fakültesi'ndeki başörtüsü yasağı nedeniyle başka bir üniversitede, farklı bir bölüm okumak zorunda kaldığını söyledi. İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen "28 Şubat: Post-Modern Bir Darbenin Anatomisi" adlı panelde Bakan Kaya, şunları söyledi:
"28 Şubat'ı unutmamak ve unutturmamak durumundayız. Çünkü aslında 28 Şubat eski Türkiye neydi diye düşündüğümüzde bize eski Türkiye'nin resmini ortaya koyan tarihti, dönemdi. Sadece 1 yıllık bir süreç değildi. Bu döneme tanıklık edenler olarak özellikle gençlerimize bugünün Türkiyesinin de değerini anlamları bakımından, yaşadığımız o karanlık dönemi ve ödediğimiz bedelleri de anlatmak durumundayız. 28 Şubat din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, tercih yapma özgürlüğü, teşebbüs hakkı, eğitim hakkı, hatta meslek seçme hakkı gibi birçok alanda ciddi ihlallerin yapıldığı ve kişilere büyük mağduriyetler yaşatılan bir dönemdi. O dönemde maalesef laikliği kullanarak hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır bir zihniyetle milletimize yön tayin etmeye çalıştılar. Yargıtay ayrı bir devlet, Anayasa Mahkemesi ayrı bir devlet, asker ayrı bir güç ve otoriteydi. Milli iradeye ise farklı elbiseler biçildi. Brifingler düzenleyerek iktidar baskı altına alındı. Milli Güvenlik Kurullarından irtica tehdidi kararları çıkartıldı. O dönem rahmetli Erbakan hocamızın başbakanlığını yürüttüğü hükümeti devirdiler."
"ŞEHİTLERİMİZİN ANNELERİ ORDUEVLERİNE ALINMIYORDU"
Bakan Kaya, "28 Şubat sürecinde vatan için canını feda etmiş şehitlerimizin anneleri orduevlerine alınmıyordu, askeri hastaneler şehit anneleri başlarındaki başörtüsü yüzünden alınmıyordu. Bugün vatanımız için hem yurt içinde hem de yurt dışında kahramanca çarpışan şehitlerimizin annelerini düşünün, askeri hastanelerin kapısından başörtüleri yüzünden geri çevirilen şehit annelerini düşünün. Yine kışlalara yemin törenleri için geldiklerinde asker anneleri başörtüleri sebebiyle alınmıyordu. Kamu kurumlarında görev yapan milyonlarca insanı fişlediler. Ne diye fişlediler? 'Pantolonunun dışında kırışıklık var, öyleyse bu namaz kılıyor' diye fişlediler" ifadesini kullandı.
"15 YILDIR ÇOK BÜYÜK MÜCADELE ETTİK"
Bakan Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz kız çocuklarımızın hepsinin en iyi şekilde eğitimlerini tamamlamaları için 15 yıldır çok büyük mücadele ettik. O dönem başörtülü bir hakim, öğretmen, doktor, hemşire olamaz; ama başörtülü temizlikçi olabilir anlayışında bir zihniyet vardı. Okul birincisi olmasına rağmen mezuniyet törenine alınmayan kızlarımızın görüntülerini bugün de izlediğimiz de hepimizin yüreği sızlıyor. Tıp fakültesinde son sınıfta, son dönemde sadece bir stajı kalmasına rağmen derslere alınmayan kızlarımız vardı. Onlar eğitim hakları gasp edilmiş, gelecekleri gasp edilmiş bir şekilde o dönem evlerine kapatıldılar. Biz bütün kızlarımız okusun, üniversiteyi bitirsin, hatta yüksek lisans, doktora yapsın diyoruz. Ama o dönem kız çocuklarımıza adeta okumasın diye, iyi bir geleceğe sahip olmasın diye ya inancından taviz vereceksin dendi ya da okulu bitirip evde oturacaksın dendi. Maalesef böyle bir süreci hep birlikte yaşadık."
"İNANCIMDAN TAVİZ VERMEMEK ADINA ORAYI TERCİH ETMİŞTİM"
"28 Şubat sürecini en iyi aslında bedel ödeyenler bilir, bedel ödeyenler anlatır" diyen Bakan Fatma Betül Sayan Kaya, o dönem yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Ben o dönemde lise öğrencisiydim. Ablam da İstanbul Üniversitesi Elektrik, Elektronik Mühendisliği Fakültesi'nden başörtüsü nedeniyle uzaklaştırılan öğrencilerden biriydi. Benim de hayalim tıp okuyup, doktor olmaktı. Bunun için çok istediğim İstanbul Tıp Fakültesi'nde kazanabilecek başarılı bir öğrenciydim. Başörtümle eğitim alamayacağımı bildiğim için o dönem başörtüsüyle öğrencilerin eğitim alabildiği Bilkent Üniversitesi Elektrik, Elektronik Mühendisliği Fakültesi'ni tercih ettim. İnancımdan taviz vermemek adına orayı tercih etmiştim. Daha sonra yüksek lisans, doktora için Amerika'ya gittim. Lisansüstü çalışmalar yaparken tıpla da çok ilgili bir alanda çalışıyordum. Hayallerimi o dönem ertelememe sebep olan 28 Şubat sürecinin ardından gittiğim yurt dışında da ben tekrar lise dönemimdeki hayalim olan doktorluk mesleğini yapmak istediğimi yıllar sonra anladım ve tıp eğitimi almak üzere sınavlara girdim. Çok şükür ki eski Türkiye artık bambaşka bir Türkiye olmuştu. Türkiye'de kızlarımız başörtülü şekilde mühendis, öğretmen, doktor, üniversitede hoca bile olabiliyorlardı. Yıllar sonra ben de bu hayalimi gerçekleştirdim ve Cerahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldum."
(FOTOĞRAF)